Haziran sıcağı usul usul yeryüzüne çökerken parklar da doğal olarak çocuk kahkahalarıyla şenlenmeye başlamıştı. Barış'ın her zaman basketbol oynadığı semte gelmiştik. Ben açıkçası ilk defa onu izleyecektim. Diğerleri daha önce mutlaka izlemiştir diye düşünüyordum. Adım adım bizi sahada bekleyen erkek grubunun oraya gittiğimizde yol boyu mesajlaştığım için Barış bana yeniden surat asmıştı ve bu yüzden hala bana surat asıyordu. Arkadaşlarıyla tanıştırırken bile.
"Şu ortadaki bir altmışlık kız da kız arkadaşım," dedi gıcık bir tavırla ama üstüme bile alınmadım. Beynimde tek bir şarkı çalıyordu, o da Aşkın Nur Yengi ve Erol Evgin'den Söyle Canım'dı. Mutluluktan göklere bile uçabilecek enerjiyi barındırıyordum içimde.
"Memnun oldum beyler. Ben de şu bir doksanın sevgilisiyim. Kendisi benim huysuz erkek arkadaşım," diyerek alayla güldüğümde Barış gözlerini devirip elindeki basketbol topunu sektirmeye başlamıştı. Arkadaşları kendi aralarında gülüşürken aldırış etmeden tribüne geçtik.
Solumda Berkay ve Buğra otururken sağıma Sadem ve Ceren dizilmişti. Ceren'in canı sıkkındı ama bunu umursamadım çünkü annemle babasına üzülmesi gereksizdi. Ben de üzülüyordum ama yine de onlar bizden büyük ikinci evliliklerini yapmış koskoca insanlardı. Onlara üzülüp saygı duymaktan başka bir şey gelmiyordu içimden.
"Ne işler çeviriyorsun Doğal?" diye kulağıma fısıldadı Sadem maç başladığında. Karşı takımı Barışlar da tanımıyordu ve bu maç spordan çok gerçek bir maçtı.
Sadem'in sessiz sorusuna aldırış etmeden omuz silktim. "Ya bir şey yok ki, kendisi abartıyor," dedim ve telefonumun titremesiyle birlikte elimi heyecanla cebime attım. Kalbim içimde gümbürderken mesajları okuyordum.
parcalibulut___ : Taksideyim.
parcalibulut___ : Senin için para gömüyorum, kıymetimi bil.
dogalyasam : Allah razı olsun ya, iyi ki varsın.
dogalyasam : Herkes şüpheleniyor salak, çabuk gel istersen.
parcalibulut___ : Herkes orada değil mi?
parcalibulut___ : Senin ağzın uçtu bakıyorum. Ne güzel aşko kuşko ilerliyorduk.
dogalyasam : Barış gördü mesajları beyinsiz. Yanlış anladı. Şu andan itibaren aşko kuşkoyu bırakıyorum bebeğim.
Telefonun ekranına bakıp kıkır kıkır kıkırdarken sıradaki mesajı okuyamadan duyduğum düdük sesiyle irkildim. Sadem beni çimdiklerken başımı kaldırıp sahaya baktım. Barış, Sinan'ın düdüğünü çekiştirmiş sonuna kadar üflüyordu. Yanaklarımı şişirdiğim sırada Sinan'ın boynundaki düdüğü rahat bırakıp tel örgülerin oluşturduğu kapıya ilerledi. Onun hareketiyle Buğra da beni belimden iteklemişti. Ona da ters bir bakış atıp tribünden paldır küldür indiğimde kapıya ulaşmam saliselerimi almıştı.
"Kim o? Son kez soruyorum." Sert sesi zihnimin perdelerini cart diye yırtarken kirpiklerimin altından dik dik baktım. "Abartmıyor musun?" diyebildim bozulmuş bir sesle. Barış derin bir nefes alıp eliyle arkasını işaret etti.
"Ne abartmasından bahsediyorsun? Senin yüzünden maça dikkatimi veremiyorum ve yeniliyoruz. Sevgilim o kim?" dedi son cümlesinde sesi merhametle yumuşarken. O böyle tatlı tatlı konuşunca bozuk ifademi koruyamıyor hemen kedi gibi kollarının altına kıvrılasım geliyordu.
"Ya Barış vallahi bir şey yok. Güvensene bana azıcık. Alınacağım artık." Bir şey diyecek gibi olduysa bile dudaklarını birbirine bastırdı ve öylece arkasına döndü. O böyle alnıma bir öpücük bile vermeden gidince omuzlarımı düşürüp telefonuma döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı ama Çılgın (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteTatlı ama Çılgın | Kahverengi Ajanda Serisi ● 1 ○○○ Bu bir grup çılgın gencin tatlı hikâyesidir! Bir yanda dört çocukluk arkadaşı bir yanda beş lise arkadaşı... Bu iki arkadaş grubu iki ayrı dünyaların insanı olabilir, bazıları çok çılgın olabilir...