"nerde kardeşim nerde!"
"acil de ilgileniyorlar, biraz sakin olun hayati risk taşıyan bir durum yok.
Aslında doktor haklıydı, ne gözüne gelmişti ne ağzına. İçinde cam parçalarıda kalmamıştı. Bizi mahveden Doruk'u öyle görmekti. Onun canının yandığını hissetmekti." ne zaman görebiliriz?"
"pamsumanları bitince"
"ne zaman biter pansumanları!"
" bir saate bitmiş olur"
"tamam doktor bey teşekkürler" diye idare etti Emir, çünkü bir saat lafını duyunca dellenmişti can, küfür felan etmesin diye idare etti Emir doktoru, hep arkamızı toplardı zaten.
"bir saat diyor ya deliricem!"
Hala ağlıyordum deli gibi ağlıyordum. Aklımdan çıkaramıyordum Doruk'un çığlıklarını. Ve bir de o kanı..midem çok bulanırdı kandan, ve hala bulanmaya devam ediyordu.
"abi kim attı o taşı Allah aşkına"
Kerem'in sorusuyla hepimiz kendimize geldik. Doruk'u düşünmekten akımıza bile gelmemişti taşı birinin attığı. Durduk durduk ve hiçkimseden cevap gelmedi.
"kapıyı kilitleyen kişiyle aynı kişi olabilir mi?" hepimiz can'a baktık. Aslında mantıklıydı.
"abi saçmalama gözünü seveyim, bizi kilitlemekle ucuz bir şaka yapan kişi şimdi böyle birşey niye yapsın ki?"
Haklıydı. Kilitlemek çok ucuz numaralardı ve böyle ucuz numara yapan bir kişi böyle büyük bir şey neden yapsın ki?"bilmiyorum artık da bunu yapanı elime bir geçirirsem eşşek sudan gelene kadar s-"
Emir ağzını kapattı hemen can'ın.
"oğlum manyak mısın hastanedeyiz"
"arkadaşınızı görebilirsiniz"
Otuurduğum yerden ayağı kalktım, can uyuya kalmıştı, saat. Gecenin ikisiydi."can oğlum uyan Doruk'u görücez"
"ne! Tamam geldim!"
Yerinden sıçradı can heyecanla.
"hop nereye böyle beş kişi? Sıra sıra"
"tamam selin gir"
"emin misiniz" diye meraklı gözlerle Emir'e baktım,kararlı bir bakış attı bana.
"evet başkan sen gir"
"tamam o zaman" tam kapıyı açıcakken Emir seslendi
"dur selin!"
"ne oldu Emir?"
"doktor bey kanı temizlediniz değil mi?"
"evet" Emir'e bakarak hafif gülümsedikten sonra odaya girdim ve kapıyı kapattım. Karşımda Doruk vardı,bana gülümsüyordu. Doruk diyerek gittim yatağına oturdum."iyi misin Doruk!"
"evet iyiyim prenses"
"Allah'ım çok şükür ya çok şükür!"
Ağlamaya başladım, gülerek ağlıyordum resmen.
"kızım ağlamasana bişeyim yok işte iyiyim ben"
"çok korktum Doruk ben"
"kıyamam sana"
Ağlıyordum hala.
"kim yaptı biliyor musun?"
"hayır bilmiyorum"Biraz sakinleştim. Doruk'un yüzündeki meraklı ifadeye baktım.
"kim neden böyle bir şey yapmak istesin ki?"
"bilmiyorum Doruk"
"sizin bir yaranız yok değil mi?"
"hayır bizi iyiyiz"
"süren doldu küçük hanım şimdi sıra diğerlerinde"
"Hemşire hanımı duydun şimdi gitmem lazım, sapa sağlam çıkacaksın burdan!"
"tamam kız gaza geldim bak!"
Aynanda güldük. Bu halde bile güldürmeyi başarıyordı beni.
"görüşürüz"
"görüşürüz"çıktım odadan ve midemin bulandığını hissettim. Sanırım Doruk'u kanlar içinde görmenin etkisindeyim hala.
"ben lavaboya gidiyorum"
"iyisin değil mi selin? Bende geleyim mi?"
"hayır Emir gerek yok, iyiyim ben"
"son kararın mı?"
"evet" arkamdan Emir girdi ve ben lavaboya doğru ilerledim ve kapısını açar açmaz başımın döndüğünü hissettim. Hemen elimi yüzümü yıkamaya başladım. Yüzümü yıkarken kapının sertçe kapanma sesini duyar duymaz başımı kaldırdım. Kapıya doğru ilerledim ve kapının kulpunu çektim. Açılmadı,ne kadar zorlasam da açılmadı. Bağırmaya başladım, kapıya vurmaya başladım ama tık yoktu. Çünkü koridorun en tenha bölgesindeydi lavabo. Hemen telefonumu açtım SELİN'İN ASKERLERİ adlı WhatsApp gurubumuza girdim.
SELİN: çocuklar tuvalette kitli kaldım
CAN:NE?!
KEREM: abi hangi kattasın geliyoruz hemen
*EMİR ARIYOR.. *
hemen telefonu sessize aldım.
SELİN: aramayın biri varsa ses gider
SELİN: 2. kattayım
CAN: geliyoruz selin sakin ol
Telefonumu cebime atıp korkuyla bizimkileri bekliyordum. Bunu kim yapıyorsa bu iş artık çığrından çıkmıştı.
"selin!" Emir'in sesini duyunca o kadar rahatladım ki anltamam. Kapıya doğru gittim hemen
"burdayım!"
"açıyoruz kapıyı selin korkama"
Dışarıdan biri kapıyı zorluyordu. Elinde aletler vardı çok belliydi. Ve kapı açıldı. Hemen dışarı attım kendimi.
"kızım çok korkurttun bizi ya" kerem'in sesinden anlaşılıyordu korku dolu olduğu. Emir bana sarıldı bir anda sıkıca sardı beni sanki birdaha hiç sarilamayacak gibi, bende onu sardım kollarımla. Başımı göğsüne yasladım, ve yine deliler gibi atıyordu kalbi. Ne zaman başımı göğsüne yaslasam çok hızlı atıyordu kalbi.
"çok korktum selin!"
"abi kim yaptı bunu gene ya"
"bilmiyorum ama kamera kaydına bakmak istiyorum" gözüm yandaki adama kaydı. Adamın ellerinde aletler vardı, kapıya açan bu adamdı, hastanenin görevlisiydi sanırım. "beni burdan çıkardığınız için teşekkürler, kamera kayıtlarına bakabilir miyiz?"
"tabikii kızım ben konuşurum güvenliklerle, sen iyisin ya?"
"evet iyiyim, teşekkürler" adam gülümsedi ve ilerlemeye başladı, bizde onun peşinden gittik.
"siz burda bekleyin Ben konuşup gelirim"
"tamam" adam güvenliklerle konuştuktan sonra güvenlikler yanımıza geldi ve birkaç şey sorduktan sonra onu takip etmemizi söyledi, bizde peşinden gittik. Bizi bir odaya götürdü. Büyük bir odaydı, heryerde kameralar vardı, kablolar falan. Adam bir bilgisayar açtı ve bugünün tarihini yazıp oynata tıkladı. Kaydı tam yarım saat öncesine getirdi. Koridor bomboştu ve benim lovaboya girdiğim anı gösteriyordu ve sonra dördümüzün de beklmediği birşey oldu. Görüntü de ben lavaboya girdikten sonrası yoktu. Görüntülerde kapı kilitlenmişti ve bizimkiler gelmişti bile. Kilitlendiğim anın görüntüleri silinmişti,çok belliydi.
"abi bu ne ya!"
"çocuklar sakin olun anlaşılan o ki birileri kamera kaydının görüntülerini silmiş. Bundan sonrası poliste, polisle konuşmanızı öneririm" Emir delirmişti. Gerçek anlamda delirmişti
"bunu kim yapıyo bilmiyorum ama artık bu şaka çığrından çıktı"
Emir haklıydı. Bu Her neyse artık bir son verilmeliydi. Annem arıyordu. Doğru ya annemi unutmuşum!
" alo, efendim, anne kusura bakma,bir Kaza oldu, hayır sakin ol, anne bir dinler misin, cam kırıldı Doruk yaralandı hastanedeyiz şimdi, gelmene gerek yok, anne çıkıcaz şimdi, sakin ol, tamam, görüşürüz, sende"
Birlikte kamera odasından çıkıp Doruk'un yanına doğru ilerledik.
"abi bu saçmalık ne şimdi ya!" Kerem haklıydı, bu bir saçmalıktı. Doruk'un olduğu koridara gittiğimizde Doruk'un doktoru bize doğru geliyordu
"çocuklar arkadaşınız gayet iyi taburcu edebiliriz"
Hepimiz o kadar mutlu olmuştuk ki anltatmam
"çok iyi olur ne kadar çabuk o kadar iyi" diye atladım heyecanla.
"bakın bu elimdekiler taburcu evrakları siz arkadaşınızı gidin alın bende bunu danışmaya vericem"
"tamam doktor bey, teşekkür ederiz.
Hemen Doruk'un odasına girdik, ayağa kaldırdık can bir kolundan kerem bir kolundan tutarak yürüyorlardı.
" iyisin değil mi oğlum"
"iyiyim abi iyiyim, bana bişey olmaz"
"oğlum çok korkuttun bizi"
"abi tamam bişey yok geçti gitti, canım da acımıyor. Saat. Kaç acaba"
Saatin kaç olduğunu merak edip telefonunu açtı ve ekrana baktı. Ekrana bakınca hemen geveledi
"biriniz bırakın da şu mesajlarınızı okiyim."
Can ve Kerem'in kafaları yüzünden kolları birbirine ulaşamıyordu.
"abi bırakmıyim şimdi düşersin felan"
"saçmalama kerem, bence ikiniz de bırakın. Yürümemde bir problem yok zaten, niye tutuyosunuz ki?"
"abi adam doğru söylüyo"
"harbi lan"
İkiside yavaş yavaş çekildi Doruk'tan, ve Doruk gayet iyi yürüyordu. Biz o teleşla düşünememiştik bunu, Doruk'un ayağında bir problem yoktu. Doruk telefonunu açtı ve birkaç saniye telefona baktıktan sonra heyecenla bize döndü
"abi neler olmuş ya, kim kitlemiş seloş seni?"
"bilmiyoruz, kamera kaydına baktık birkaç daikikası kesilmişti"
" oha ne? Ne oluyor ya! Yok kilitli kalma, yok taş, yok tuvalette kilitli kalmak! Kim yapıyo abi bunları"
Aynanda Doruk'a döndük, oda bütün bunları bir kişinin yaptığını düşünüyordu. Neydi bu? Kimdi bu? İlk önce Doruk'u eve bıraktık dinlenmesi için. Sonra hepsi beraber beni eve bıraktı. Onlara veda edip anahtarla kapıyı açıp içeri girdim. Annem telaşla bana doğru geldi
"anne neden uyumadın? Saat gece üç"
"neden uyumadın mı? Aklım sendeydi kızım nasıl uyuyabilirim!"
"iyiyim ben bir şeyim yok"
"Doruk?"
"o da iyileşiyor yavaş yavaş"
"kim yapmış böyle bir şeyi!"
"bilmeyi çok isterdim ama bilmiyorum anne"
"tamam hadi git odana yat uyu, gözlerinden uyku akıyor!"
"tamam anne, iyi geceler"
"sessiz ol baban uyudu, senin için çok endişeli yarın mutlaka görün babana"
"tamam anne, iyi geceler"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM OYUNU
Teen FictionKüçüklüğünden beri dört erkek ile büyüyen Selin'in, kendini dış dünyaya kapatmış, sadece dört arkadaşıyla takıldığı sıradan bir okul gününde ansızın başına gelen o olaydan sonra hayatı tamamen değişmiş, olaylar çok daha farklı bir hal almıştır. Eski...