"lan ev değil mi o?" hepimiz Doruk'un bağırmasıyla işaret ettiği yöne doğru baktık, gerçekten de ahşap bir ev duruyordu orada. Çok büyük değildi ama bize artar bile
"hadi koşun!" hepsi koşmaya başladı, ben çok yorgundum, eve gitmek istiyordum hemen. Arkalarından koşmaya başladım.evin kapısını tıklatıp biri varmı diye yokladık
"kimse var mı?"
"heeyy!" ses yoktu. Kapının kolunu çektğimizde kapı açıldı. Kullanılmayan bir evdi herhalde. İçeri girip koltuklara yerleştik. Sobanın yanında odunlar vardı,Emir eğilip odunları aldı ve sobaya doldurdu
"çakmağı olan?"
"yok ki" Emir mutfağa gidip elinde çakmakla geri döndü
"buldum, İnşallah çalışıyordur" eline masadan bir kağıt alıp yaktı,sonrada içine attı. Soba yavaş yavaş yanarken soğuktan tir tir titriyordum
"korku filmi gibi bir geceydi ya!" Can'a döndüm halsizce,haklıydı. Film gibi bir gece geçirmiştik
"Ben hep hayatımın böyle olmasını isterdim, filmlerdeki gibi. Ama artık istemiyorum" Kerem hep böyleydi zaten. Sürekli keşke bu evrende yaşamasak diye sayıklardı.
"buz gibi hava ya" Doruk'un söylenmesiyle başımı çatırdayan sobaya çevirdim
"saat kaç?" Emir telefonunun ekranına bakıp bana döndü
"4:00" deli gibi uykum vardı, ama uyuyamıyordum işte
"gelen kadın babamı tanıyor" hepsi bana baktı meraklı gözlerle
"nasıl yani?" Emir'in sorusuna gözlerimi sobadan ayırmadan cevap veridim
"sen onun kızısın dedi bana" birkaç saniye sessizlik oldu
"kadın iyi biri herhalde,bizi korudu" bende Can gibi düşünüyordum, kötü olsa bizi neden korusun ki? Can telefonuyla uğraşıp bize döndü
"sabah olunca burdan gitmenin bir çaresini buluruz,şimdi uyusak?" başımı onaylarcasına sallayıp koltuğa uzandım, arkamı dönüp bütün düşüncelerimi susturdum..
"bu ne lan böyle!"
"şaka mı bu ya!" bağırışlarla gözlerimi açtım, hepsi bağırıyordu sinirle. Sesleri dışarıdan geliyordu. Yavaşça doğrulup ayağa kalktım, ağır adımlarla dışarı çıktım, gördüğüm manzara oldukça şaşırttı beni. Karşımızda her sabah okula gittiğimiz Emir'in arabası duruyordu,sanırım biri yardım etmeye çalışıyordu bize.
"sorgulamayın da binin arabaya" Emir'in söylenmesiyle arabaya atladık hepimiz. Arkaya Emir ve Can'ın yanına oturdum. Sürücü koltuğunda Kerem, yanında Doruk vardı
"Allah duydu sesimizi!" Doruk heyecanla etrafı inceliyordu
"şaka gibi cidden!" Kerem arabayı sürmeye başladı, çıkış yolunu bulmaya çalışıyordu. Ben ise öylece etrafı izliyordum.
"Allah'ın sevdiği kuluyum!" Doruk sevinçle söylenirken Emir atladı
"abi cidden buna inandın mı sen?" hafif gülümsedim
"tabi oğlum çok iyi bir insanım ben!" Emir de gülümsedi.
"Ben daha havalı düşündüm adamı, böyle süper kahraman filmlerindeki süper kötüler gibi, adam tuvalette ekmek kemirmişe benziyo" Kerem'in lafına hafifçe kahkaha attım.
"lan şurası yola çıkıyor!" Kerem heyecanla taşlı yola doğru çevirdi direksiyonu, ben hala uykumu alamamıştım. Başımı Emir'in deli gibi atan kalbine yasladım, Gözlerimi kapattım..
"Selin, uyan" Emir'in kısık sesiyle beraber gözlerimi açtım. Hafifçe doğrulup etrafı inceledim. Emir gilin evinin önünde duruyorduk.
"ne çabuk.." diye mırıldandım. Doruk gözlerini kısarak cevap verdi
"ne çabuk mu? Kızım sen bizim geçtiğimiz yolları bir görseydin, sanırsın matametik çözüyoruz"
"o derece zordu yani"
"aynen"
"atlayın hadi" uykulu bir şekilde arabadan inip kapıya doğru ilerledim, zili çaldım.kapının açılması iki saniye bile sürmedi
"Allah'ım çok şükür!" Serap teyze hepimizi sıkı sıkı sardı ağlayarak
"neredeydiniz!" Yavaşça geri çekildik. Kadın mahvolmuştu, haklıydı da..
"anne Selin'lerde kaldık, söylemeyi unuttum sana" yine cankurtaran Emir günü kurtardı
"ne demek unuttum! Unutmayacaksın!" Yavaşça içeri girip Emir'in odasına doğru çıkarken Doruk koşarak gitti, Emir'in yatağına oturdu. Bizde sandalyelere oturduk. Hepsi telefonunu çıkarıp annesini aramaya başladı. Bende elimi telefonuma attım yavaşça,sonra geri arkama yaslandım. Alışamamıştım bu duruma, arayacak bir annemin bile olmaması çok batıyordu bana. Hepsi anneleriyle konuşup telefonlarını kapattı.
"çok söylendi ya!" Doruk hem söylenip hem yatağa uzanıyordu yavaşça
"gelmek ister misin Can?" Doruk gülümseyerek Can'a bakıyordu
"abi bir gün biri gerçekten yanlış anlayacak bizi senin yüzünden" hafifçe gülümsedim. Doruk Yatağa yerleşip kollarını başının altına koydu.
"kutu oyunu mu oynasak?" Doruk'un fikriyle heyecanla doğruldum
"olur!" Emir dolaptan bir kutu çıkardı, kutuyu incelediğimde tabu olduğunu anlamıştım.
"biri hakem olacak o zaman"
"tamam ben olurum" Can eline kum saatini alıp ayakta dikilidi
"tamam o zaman takımlar aynı yine"
"tamam" Emir'in yanına geçtim hızla, Kerem'le Doruk, ben ile Emir'di. Nedense Emir'le olduğuma gereksiz bir şekilde mutlu olmuştum.
"başlatıyorum" Can kum saatini çevirir çevirmez anlatmaya başladım. Kelime "huzur" du
"bilmemne köşesi"
"huzur!"
"doğru!" diğer kartı aldım hemen. Kelime "lamba" idi
"tamam bak bunu bilemez" Doruk'a dönüp gülümsedim, emin misin der gibi bakış attım
"Alahattin'in cini nerede yaşar?" gülümseyerek cevap verdi
"lambada"
"yuh ya kaç yıldır çalışıyorsunuz buna?" diğer kartı aldım hemen. Kelime "şuur" du
"Doruk'ta ne yok?" Emir gözlerini kısıp Doruk'a baktı
"şuur"
"ayıp oluyor ama" yeni bir kart aldım hemen
"süre bitti" Emir'e çakıp önümü döndüm. Doruk'un yanına gidip aldığı karta baktım, kelime "arkadaş" tı
"başladı" hemen anlatmaya başladı Doruk
"biz neyiz?"
"erkeğiz"
"hayır lan biz neyiz!"
" şeyiz biz..şey..adamız" Doruk gerçekten mi ya der gibi bakış attı Kerem'e.
"oğlum biz neyiz!" gururlu bir şekilde gülümsedi Kerem
"yakışıklıyız" hafif bir kahkaha attım
"pas!" Doruk baya sinirlenmişti. Yeni bir kart aldı, kelime "zeka" idi
"sende ne yok?" Kerem kaşlarını çatarak Doruk'a baktı
"ne yok abi?" Doruk gözlerini devirdi.
"sende ne var ki Kerem!" kartı bırakıp yeni kart aldı, kelime "tarih" ti
"hah, sen hocaya şey demiştin ölülerin arkasından konuşulmaz, hangi dersti o?"
"tarih"
"afferim lan!" birbirlerine çaktılar sevinçle
"süre bitti"
"of abi ya sıkıldım ben pubg mı atsak?" hepsi olur derecesine başını salladı. Herşeyden çok çabuk sıkılırlardı böyle.
"benim hiç oynayasım yok, balkondayım" balkona çıkıp sandalyelerin birine oturdum, manzara o kadar güzeldi ki anlatamam. Onaltıncı katta oturuyordu Emir gil. Işıklar, arabalar, herşey çok güzeldi. Kapı açıldı, Emir oturdu yanıma. Birkaç dakika öylece oturup manzarayı izledik.
"sen benden birşey saklar mıydın Selin?" aklıma o notlar geldi, onlara söyleyemediğim notlar..
"hayır.." diye mırıldandım. Durduk yere neden böyle bir şey sordu ki? Söylemek istediği birşey mi vardı?
"bende saklamak istemiyorum o zaman" kaşlarımı çatıp Emir'e çevirdim kafamı, ağzından çıkacak şeyi bekliyordum. Bana söylemek istediği birşey vardı
"diyeceğim şey senin açından hem iyi, hem kötü olabilir bilmiyorum, ama şimdiden özür diliyorum senden" merakla Emir'e bakıyordum, o ise manzaraya bakıyordu. Rüzgar saçlarımı uçuştururken bana söylemek istediği şeyi bekliyordum. Onunda saçları hafif haraket ediyordu.
"genim yok.." diye mırıldandı. Bana çevirdi kafasını yavaşça, anlamayan gözlerle ona bakıyordum.
"hiçkimseye aşık olmadım dedim, yalandı.." aşık mı olmuştu Emir..bunu bizden saklamış mıydı..
"beni sana bakarken yakaladığında sürekli dalmışım derdim, hayır..dalmıyordum." kaşlarımı çatarak Emir'e bakıyordum hala. Diyeceği şey İnşallah iyi birşeydir diye dua ediyordum içimden.
"kalp atışımı hızlandıran gen değil,sendin Selin.." şokla yüzüne bakıyordum öylece. Bu gerçek olabilir miydi? Dediği herşey bu yola çıkıyordu aslında.. Emir bana aşık olmuş olabilir miydi.. Düşüncesi bile korkutucuydu. Böyle birşey imkansızdı,bence ben yanlış anlamıştım, böyle birşey olanaksızdı..
" a-anlamadım.." mırıldandım titreyen sesimle
" anladın, inanmak istemiyorsun.." bu gerçek miydi şimdi? Yoksa rüya mıydı bu an? Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı yavaşça. Dünya durmuştu sanki o an. Tüm dünyayı karşımıza almış, dünyaya karşı ikimizdik sanki. Böyle birşeyin gerçek olma ihtimali sıfırdı. Emir bana aşık olamazdı,bu imkansızdı..
"E-emir." gözleri doldu onunda.
"açıklama yapmak zorunda değilsin.." devam etti ardından
"bu kalp oniki yıldır sadece sana ait selin.." gözlerimden süzülen yaşlar tişörtüme damlarken Emir'in yüzüne bakıyordum öylece. Hiçbirşey söyleyemiyordum. Oniki yıldır aşık mıydı bana? Düşüncesi bile tuhaftı. İnşallah şaka yapıyordur diye geçirdim içimden. Elimi kavrayıp kalbine götürdü
" bak..hıphızlı atıyor.." elim Emir'in kalbinde öylece Emir'e bakıyordum. Ne hissedeceğimi bile bilmiyordum o an.
"özür dilerim..sana aşığım.." onunda gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Ne diyecektim ben? Hala bu anın gerçek olduğundan bile emin olamıyordum, ne diyebilirdim ki.. Elimi yavaşça indirdi
"istemezsen birdaha asla benle konuşma, asla rahatsız etmem seni. Ama ağlama lütfen.." birdaha asla onunla konuşmamak mı..düşünmeye bile gerek yoktu. Titreyen çenemle konuşmaya başladım zar zor
"saçmalama Emir,konuşucaz tabikii, ama..Ben.. Ne diyeceğim bilmiyorum" yüzüme baktı şefkatle
"birşey demene gerek yok Selin, seni sevdiğimi bil yeter.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM OYUNU
Teen FictionKüçüklüğünden beri dört erkek ile büyüyen Selin'in, kendini dış dünyaya kapatmış, sadece dört arkadaşıyla takıldığı sıradan bir okul gününde ansızın başına gelen o olaydan sonra hayatı tamamen değişmiş, olaylar çok daha farklı bir hal almıştır. Eski...