36.bölüm "Koskoca bir şehir'i arkamızda bırakmış ilerliyorduk öylece.."

25 2 0
                                    


Selam Selin'in binlerce askerii^^

Uzun zamandır bölüm atamıyorum kusura bakmayın gerçekten

Bu bölümde nefeslerinizi tutun ve sadece bölümü okuyun

İyi okumalar dilerim <3

____

Her şey daha da kötüye gidiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Her şey daha da kötüye gidiyordu. Mutlu olduğumuz analar azalmıştı. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Belki de asla eskisi gibi yaşayamayız hayatımızı, belki de bu oyunun sonunda ölen biz olacağız. Her Şeyin olma olasılığına inanıyordum artık.Çünkü şuan öyle bir raddedeydik ki, sanki en büyük seri katillerden biriyiz de heryerde aranıyormuşuz gibi. Etrafımızı saran on adam da bizi katil sanıyordu, öyle davranıyorlardı bize. Şu raddeden sonra nasıl kurtulabilirdik ki bu işin içinden? Hiçbir yolu yoktu artık. Çıkmazdaydık resmen. Artık hiçbir kaçış yolu yoktu. Belki de hayatımızın sonuna kadar hapis yiyecektik, her şey için bir ihtimal vardı artık kafamda. Furkan'ın ölümünden beri hiç karşılaşmamıştık o adamla, bu saatten sonra da karşılaşmamız pek mümkün görünmüyordu. Ne yapacaklardı bize? Nereye götüreceklerdi? Ne ceza keseceklerdi? Hiçbirşey bilmiyordum, en ufak bir şey bile bilmiyordum. Hiçbir suçumuzun olmadığı bir şey yüzünden tutuklanacaktık, işte en çok da bu zoruma gidiyordu. O sırada siyah bir araç geldi ve polis arabalarının yanına park etti aracını. Ardından içinden asla beklemediğim biri indi, Adnan.. Pişkin pişkin arabadan inip bütün polislerin önüne geçip karşımızda durdu
"nasıl? Projeksiyonumu beğendiniz mi?" şok içinde bakakaldım öylece. Tüm bu polisler, aramalar, sirenler, hepsi sahte miydi..
"zaferime doğru gidiyorum, ben kazanacağım.." hiçbirşeyi umursamadan bağırmaya başladım
"hayvan herif! Ya senin oğlun..iki hafta önce öldü ya.. Farkında mısın!" gülümsedi
"evet, hatta ben öldürdüm" kendimden asla beklemediğim o haraketi yaptım, yüzüne tükürdüm. Evet, gerçekten Adnan'ın yüzüne tükürdüm. Adnan şokla gözlerini kapatırken sahte polisler gelip bizi zorla arabaya çekiştiriyordu. En son adamın kafasını ıssırdığımı hatırlıyorum. O sırada hepsini durdurdu Adnan
"durun. Araç eksiğimiz var. Sadece İki kişi aynı araca binmek zorunda, o yüzden Emir ile Selin'i benim aracıma alın. Ne de olsa.." sözünü bitirmeden pis pis baktı bana. Söyleyecek miydi yoksa, kalbim durmak üzereydi şuan.
"neyse bunu öğreneceksiniz zaten" adamlar tekrar bizi çekiştirirken içime bir sıkıntı bastı. Söyler miydi cidden? Öğrenirler miydi gerçeği? Adnan'ın arabasının arka koltuğuna zorla oturttular ikimizi. Adnan da sürücü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladı
"senin ölümün benim elimden olacak Adnan!" dikiz aynasından göz göze geldik. Onu kendi ellerimle öldürecektim, o günün gelmesi için can atıyordum.
"ölümünüze gidiyorsunuz haberiniz yok" artık hislerimi kaybetmiştim resmen. Ne hissedeceğimi bilmiyordum. Her şeyin sona ermesini, bu oyunun bitmesini istiyordum. Bize bunları yapmaya hakkı yoktu. Sinirden elim ayağım titrerken Emir konuşmaya girdi
"sen var ya.. Sen tam bir manyaksın!" dikiz aynasından gülümsediğini görebiliyordum. Olaylar ne zaman güzel gitmişti ki? Son birkaç ay içinde 'bu sefer herşey düzeldi' dediğimi bile hatırlamıyorum. Peşimizden gelen kişi polis olsaydı daha iyi olurdu. Bunu söylediğime inanamıyorum ama hayatımın geldiği radde tam olarak burasıydı. En azından polislerin yanında güvende olurduk. Ne ölme riskimiz olurdu, ne de bu kadar korkardım. Hava iyice kararmış, etraf ıssızlaşmıştı. Camdan dışarıya göz gezdirip orman yolunda olduğumuzu fark ettim. Kim bilir nereye gidiyorduk şimdi.. Bu sefer ne gelecekti başımıza.. Emir ile göz göze geldik o an. İkimiz de birbirimizden yardım istiyorduk sanki. Tam önüme dönerken aniden yapılan fren ile beraber sarsıldım. Beyaz bir araba önümüze kırmıştı. Anlamsız gözlerle arabayı izliyordum. O sırada içinden asla aklıma gelemeyecek biri indi, Furkan'ın teyzesi.. Adnan hızla arabadan inip ne yapıyorsun derecesine elini salladı, kadın yavaş yavaş geldi ve bir süre Adnan'ın suratına baktıktan sonra Adnan'a sert bir kafa attı. Şok içinde kaldım öylece. Ne yapacağımı bilmiyordum. Adnan kanayan burnunu tutarak sinirle kadına baktı. Arkadaki arabalardan silahlı  adamlar indi. Kadının çevresine dolanıp bütün silahları kadına doğrulttular. Hızla arabadan inip dehşetle onları izlemeye başladım. Arkamdan Emir geldi, sonra hepsi tek tek dizildi yanıma
"ne oluyor be!" Doruk'un bu sorusunu Doruk'tan daha çok merak ediyordum. Kadın bir anda adamlardan birinin silahını tutup bir tekme savurdu. Adam yere devrilirken silah kadında kalmıştı. O sırada adamlardan biri silahının tetiğini çekti, ama hiçbirşey olmadı
"insan çatışmaya gitmeden önce hiç silahını kontrol etmez mi? Nasıl beğendiniz mi konseptimi?" şuan anlamıştım, kadın biliyordu böyle olacağını, bu yüzden en başından çıkarmıştı mermileri, ama kimse fark etmemişti. Elindeki silahla adamlardan birine vurup diğerinin üstüne itti, şokla aynı anda iki kişi devirişini izliyordum. Bütün adamlar üzerine yürümeye başladı, hepsini tek tek yere seriyordu. Resmen filmlerdeki dövüş sahnelerini canlı canlı izliyordum. Gözüme arabada duran cam şişe çarptı. O an gelen cesaretle şişeyi kavradım hemen. Arkamdan gelen 'dur!' seslerine aldırmadan oraya gidip adamlardan birinin kafasına indirdim şişeyi. Adam birkaç saniye sendeleyip yere yığıldı. O sırada kadın ile göz göze geldim, bana gülümsüyordu. Arkamdan diğerleri de gelip çatışmaya katıldı. Şok içinde etrafıma bakarken bir adamın bana doğru geldiğini gördüm. Tam bana yumruk atacakken eğildim ve karnına rastgele bir yumruk attım. Adam karnını tutarak yere düştü. Şok içinde adamı izliyordum. Birini dövmüştüm, evet ben birini dövmüştüm! Tekrar başımı kaldırdığımda sadece bir kişinin dövüştüğünü gördüm, ve kadın onu da yere serdi. Yerde acı içinde kıvranan adamların arasında nefes nefese duruyorduk öylece
"iyi işti çocuklar!" ve o sırada aklıma gelen ilk şeyi sordum
"adınızı öğrenebilir miyim?" gülümsedi
"Betül" Kerem atladı lafa
"şimdi ne yapacağız?"
"artık okula falan gidemezsiniz, ailenizle konuşun, bir şekilde halledin. Ama artık sizi İstanbul'da tutamam" anlamsızca birbirimize baktık. Sonra tekrar kadına döndüm
"siz..bizimle misiniz?"
"sizinleyim.." bu Betül denen kadına güvenmeli miydik bilmiyordum ama, şuan başka çare yok gibi duruyordu. Adnan'ın hafiften kıpırdandığını gördüm. Adamların silahlarından birini alıp kafasına hızla geçirdim. Tekrardan bayıldı. Silahı yere atıp bizimkilere döndüm, hepsi şok içinde bana bakıyordu
"ne sandınız, Selin ben"
"hadi arabaya" kadının arabasına yerleştik hızla. Hepimiz arkaya oturduk. Doruk Can'ın kucağına, Kerem'de Emir'in kucağına oturdu
"oğlum sen ne yedin ya!"
"abartma lan"
"beyler ve bayanlar ölürsem helvam fıstıklı olsun, He bide lahmacun dağıtın. Ama parasını şu üstümdeki ödesin" Emir ile Kerem atılışırken Can araya girdi
"oğlum sen gel bir de bana sor, Thor'un çekicini mi yuttun abi bu ne?"
"abartıyorsun Can" gülümseyerek başımı arkaya yasladığım sırada kadın ile dikiz aynasında göz göze geldik. Bana hafiften gülümsedi, bende ona gülümsedim.
"az önce çatışmadan çıktınız, farkında mısınız?" gülümseyip lafa daldım
"hiçbir şey yıkamaz bizi, ne olursa olsun biz hep güleriz böyle"
"ne kadar güzel.." başımı cama çevirdim. Dışarıda hiçbirşey gözükmüyordu. Ama ben yinede izliyordum sakince. Sanki hiçbirşey olmamış gibiydi, sakince oturup karanlığı izliyordum. Karanlıktan korkmak hiçbir zaman mantıklı değildi aslında, mesele karanlığı sevmekti. Kim bilir daha neler yaşanacaktı, nelere üzülecek, nelere gülecektik. Ama şuan bizi destekleyen biri vardı, Betül.. Düşmanımız, dostumuz olmuştu. Bizi arkamızda bıraktığımız bütün kötülüklerden çekip çıkarıyordu adeta. Biz ise nereye gittiğimizi bilmeden karanlık ormanda araba ile ilerliyorduk. Belki de asla geri dönmeyecektik İstanbul'a. Herşeyin başladığı o şehri arkamızda bırakıyorduk, yepyeni bir sayfa, yepyeni bir hayat bekliyordu bizi. Koskoca bir şehir'i arkamızda bırakmış ilerliyorduk öylece..

_____

Sizce bundan sonra olaylar nasıl ilerliyecek dersiniz?

Bu konu hakkında yorum yapmanızı çok istiyorum fikirlerinizi merak ediyorum

İstanbul'u gerçekten çok özleyeceğiz gibi geliyor..

İNTİKAM OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin