Biz bunları hak edecek ne yapmıştık? Ne günahımız vardı bizim? Ne günahı vardı Furkan'ın..
"o ne?" şokla Furkan'a çevirdim kafamı, merakla bana bakıyordu, bir cevap bekliyordu benden.bütün vicudum gerildi, tir tir titriyordum.titreyen ellerimle notu bizimkilere uzattım, elimden alıp okumaya başladı Emir, diğerleri de onunla birlikte okuyordu. Şokla başlarını kaldırıp bana baktılar, sonra da Furkan'a.
"biri ne olduğunu anlatabilir mi?" Yavaşça notu almak için elini attığında Emir geri çekildi hemen
"şey ya, önemli birşey değil, şaka yapıyo biri bize işte" herşey böyle başlamamış mıydı zaten, şaka yapıyor biri dedik, bir oyunun içinde bulduk kendimizi.
"ne şakası?" yüzümüzdeki şok ifade şaka olduğuna hiç de inandırıcı değildi.
"önemli birşey değil" Emir telaşla notu yırtıp camdan aşşağıya attı
"gitsek mi artık?" Furkan birşeylerin ters gittiğine emindi. Tek kaşı havada bize bakıyordu hala
"ne yazıyordu orda?"
"abi önemli birşey değil, gidelim artık" Doruk Furkan'ı geçiştirirken Can'da Furkan'ı kapıdan çıkması için çekiştiriyordu, sınıftan çıkıp aşşağı indik, hiçkimse konuşmuyordu. Okuldan çıkıp arabaya doğru ilerlerken hala hiçkimseden çıt yoktu.
"Doruk sen öne kucağıma gel" Doruk öne Can'ın kucağına oturdu, sürücü koltuğuna da Emir yerleşti. Ben arkaya Furkan ve Kerem'in yanına oturdum.
"neresi sizin ev?" Furkan Emir'e yolu tarif ederken az önce bize gelen notu düşündüm. Ne yapmam gerekiyordu? Furkan'dan uzaklaşmalı mıydım? Sanırım en doğrusu buydu.. Ama bunu nasıl yapacaktım? Hadi sen git diyemem ki çocuğa, şuan bir arada olmamız bile hataydı aslında. Hayatım iğrenç bir şekilde ilerliyordu resmen, neden bunları yaşıyorduk biz, hatamız neyden iberetti bizim.. Yirmi dakika sonra Furkan gilin evinin önünde durduk.
"gelsenize" ilk baş biraz itiraz ettik ama bize çok ısrar edince mecbur kaldık, hata yapıyorduk, çok büyük hata yapıyorduk.. Furkan cebinden bir anahtar çıkarıp kapıyı açtı, içeriye davet etti bizi. Yavaşça içeriye girip koltuklara oturduk.
"birşey içer misiniz?"
"yok, çıkacağız şimdi zaten" itiraz etmek zorundaydım,bize fazla bağlanmasını istemiyordum. Gelip yanımıza oturdu ve parmağıyla duvarda asılı olan bir kadının çerçevlenmiş fotoğrafını gösterdi
"bakın işte, annem" kadın sarı saçlı, ela gözlü, çok güzel bir kadındı, aynı Furkan'a benziyordu.
"sana çok benziyor"
"öyle derler" telefonumun çalmasıyla cebimden telefonu çıkarıp ekrana bakmamla birlikte şok geçirmem bir oldu, yine babam arıyordu.. Kafamı bizimkilere çevirdim şokla
"babam.." diye mırıldanıp telefonu açtım, şokla bana bakıyorlardı
"çık o evden!" sesi sanki nefes nefese geliyordu, zor anlaşılıyordu dedikleri
"n-ne?"
"çık o evden!" telefon kapandı suratıma, şokla bakakaldım öylece, bir telefona, bir Furkan'a bakıyordum, oda bana meraklı gözlerle bakıyordu. Neden böyle birşey söylemişti babam, bizim burada olduğumuzu nereden biliyordu? Buralarda mıydı..
"babam..eve çağırıyor..gidelim mi?" titreyen sesimle bizimkilere söyleniyordum, ama Furkan'a bakakalmıştım öylece.
"Selin?" Furkan'ın meraklı bakışları arasında ayağa kalktım zar zor, bizimkilere çevirdim kafamı
"gidiyoruz" hepsi korkuyla ayağa kalktı
"ne oldu selin?" Emir korkuyla bana soru sorarken kafamı geri Furkan'a çevirdim titreyerek, kaşları çatılı bana bakıyordu
"gidiyoruz!" Kapıya doğru yönelip kapıyı açtım, hepsi arkamdan geliyordu
"nereye!" Furkan'ın bağırmasını umursamadan çıktım evden, arabaya bindim korkuyla, yanıma Kerem ve Emir oturdu, sürücü koltuğunda Doruk, yanında Can vardı.
"sür çabuk!" son gördüğüm şey Furkan'ın endişeyle evden çıkıp arabaya doğru koşmasıydı, Doruk hemen arabayı sürmeye başladı, arkamızdan bakakaldım öylece..
"anlat artık!" Can'ın bağırmasıyla titreyen sesimle konuşmaya başladım
"b-babam a-aradı, o e-evden çıkmamı söyledi" hepsi şok içinde bana baktı bir anda, kitlendiler, konuşamadılar
"peki n-neden?" Korkuyla konuşan Kerem'e çevirdim başımı, bilmiyorum dercesine başımı salladım. Sessizlik oldu, kimse konuşamadı, onlarda benim gibi kitlenmişti. Neden babam durduk yere böyle birşey söylemişti? Babam neredeydi benim? O evde ne vardı? Yarın okulda Furkan'a ne söyleyecektim? Aklımda birsürü soru işareti vardı ve hiçbirini silemiyordum, atamıyordum kafamdan. Son zamanlarda yaşadığım herşeyi sorguluyordum, herşey üst üste geliyordu, oyunlar, annem, Emir'in itirafı.. Bu olaylar çok fazla geliyordu artık bana, dayanamıyordum. Sanki her gün daha da yıkılıyordum, günün birinde tamamen yok olacaktım. Tüm bunları yapan kişiyle yüz yüze gelmiştim evet ama bu yeterli değildi, neden yaptığını bilmek istiyordum. Beş tane liseli gencin neden tüm bu acıları çekmek zorunda kaldığını bilmek istiyordum..tüm bunları yapan kişi hayatımı resmen eline alıp oynuyordu, derdi neydi bilmek istiyordum. Düşüncelerimin arasında zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile, Emir gilin evinin önündeydik. Arabadan inip etrafı inceleyip derin bir nefes aldım, evin kapısına doğru ilerleyip zili çaldım, Serap teyze gülümseyerek açtı kapıyı, bende Ona gülümseyip içeriye girdim, bizimkiler de arkamdan girdi.
"Selincim annem telefonlarına bakmıyor, birşey mi var?" en korktuğum soruydu işte bu benim, dondum kaldım öyle. Annemle ilgili birşey duymak mahvetmişti beni. Her an ağlayabilirdim şuan, konuşmamaya gayret gösterdim. Anlatırsam ağlarım diye anlatamadığım birsürü şey vardı..
" şey, telefonu bozuk onun da" ne diyebilirdimki, en iyi yalan buydu
"aaa tamam o zaman, selam söyle" keşke bir annem olsa da ona selam söylesem..
"söylerim.." ağır ağır odaya çıkıp sandalyelerden birine oturdum, neye üzüleceğimi şaşırmıştım artık.
"Selin.." Emir hüzünlü bir sesle konuşurken buruk bir gülümsemeyle sorun yok dercesine başımı salladım.
"şuan uykum var, uyuyacağım biraz" yatağa uzanıp arkamı döndüm, sustu bütün düşünceler, sesler kesildi..
"şu duvara beş saniye içinde dokunmazsam Allah belamı versin"
"duvara gerek kalmamış vermiş zaten"
'sen ne anlarsın Can"
"mal mısın Doruk" gözlerimi açtığımda hava aydınlıktı, karşımda dördü de vardı, Emir ve Kerem oturuyor, Doruk duvara koşuyor, Can ise söyleniyordu. Gözlerimi ovalayıp hafifçe doğruldum
"günaydın"
"günaydın Selin hanım" Kerem'e gülümseyip ayağa kalktım,gözüm üzerimdeki birkaç haftadır değiştirmediğim formama kaydı, ne kadar istemesemde yapmak zorunda olduğum o şey çıktı ağzımdan
"bugün çıkışta bizim eve gidelim, almam gereken şeyler var" hepsi bana çevirdi başını, hüzünle bana bakıyorlardı
"emin misin?" Emir'e başımı sallayıp yerde duran çantamı alıp sırtıma geçirdim
"hadi" Emir'in odasından çıkıp çıkış kapısına doğru ilerledim.
"iyi dersler"
"teşekkürler" hepsi arkamdan geldi, kapıdan çıkıp arabaya yerleştik. Sürücü koltuğuna Emir, onun yanına ben, arkaya da Kerem, Can, Doruk oturdu. Aklıma Furkan geldi, ne açıklama yapacaktım ben şimdi Furkan'a? Ne diyecektim? Bizi öldürmeye çalışan bir psikopat var ve babama ne yaptı bilmiyorum ama babam beni arayıp sizin evden çıkmamı söyledi mi diyeyim çocuğa? Ne diyeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu, yapacak birşey yok, uydururum birşeyler. Ama hala merak ediyordum cevabı, babam neden o evden çıkmamı istemişti? Onbeş dakika sonra okulun önündeydik. Aşşağı inip okulun bahçesine baktığım an herşey durdu benim için o an, şok olmuş kalmıştım öylece. İnsanlar bir o yana bir bu yana koşturuyor, bağırıyor, çağırıyor, ağlıyor. Öyle bir karmaşa vardı ki okulun içinde, normal okulun nifusundan daha fazlaydı sanki. Korkarak bizimkilere baktığımda onlarda şokla okulu izliyordu, hızla okulun bahçesine daldım, onlarda arkamdan geldi. Beşimiz bir karmaşının ortasında durmuş etrafı izliyorduk şokla. Şuan burda ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama insanlar deliye dönmüştü resmen. Ne olduğunu anlamaya çalışarak etrafımı izliyordum. İnsanlar etrafımızda koşuşturken biz olduğumuz yerde durmuş onları izliyorduk. Ölümle burun burunaydık o an, hissedebiliyordum. Ölüme Her zamankinden daha yakındık..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM OYUNU
Novela JuvenilKüçüklüğünden beri dört erkek ile büyüyen Selin'in, kendini dış dünyaya kapatmış, sadece dört arkadaşıyla takıldığı sıradan bir okul gününde ansızın başına gelen o olaydan sonra hayatı tamamen değişmiş, olaylar çok daha farklı bir hal almıştır. Eski...