20.bölüm " Zaman Daralıyordu.."

25 3 0
                                    

Hani bazı anlar vardır, ne hissedeceğini bile bilemezsin, etrafındaki herşey susar, dünyan başına yıkılır, o anın gerçek olduğuna inanamazsın ya işte tam olarak öyle bir andaydım. Böyle birşeyin olmaması için dua ediyordum içimden. Gözümden süzülen yaşlarla birlikte şok içinde Emir'e bakıyordum, şaka yapar gibi bir hali yoktu, gerçek miydi...
"ş-şaka mı bu?" o kadar mahçup bakıyordu ki bana, ona bakmak canımı yakıyordu benim.
"Özür dilerim.." duygularım ifade edilemez bir biçimdeydi şuan.
"Emir..ben.." sessizlik oldu.
"Ben sana hayatım boyunca yalan söyledim Selin. Tanıştığımız ilk günü hatırlıyor musun? O gün bütün gün boyunca seni düşündüm, anlamadım sana aşık olduğumu. İlk okulda anladım ben. Kalbime söz geçiremedim Selin, affet beni.." kıpkırmızı gözleriyle bana bakarken ne diyeceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Kalkıp gitmeli miydim? Hayır bu saçma olurdu, ne olursa olsun o Emir'di.. Gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Uçuşan saçlarımla gökyüzüne bakıyordum. Yıldızlar çok güzel gözüküyordu. Sonrasını düşündüm hep, sonra ne olacaktı? nasıl yürüyecekti? Hiçbirşey bilmiyordum. Süper kahramanım bana aşık mı olmuştu.. Uzun bir süre sessizlik oldu. Nasıl davranacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Emir biliyordu ne yapacağımı bilmediğimi. Beni zor durumda bırakmamak için yavaşça kalktı ve balkondan çıktı. Hala gerçek gibi değildi bu. Öylece gök yüzüne izliyordum. Yıldızlar şuan alıp götürse beni çok güzel olmazmıyıdı..
"Seliiiinnnn hasta olucaksınnnn gelseneee!" Doruk'un bağırışıyla gözyaşlarımı sildim apar topar. Ağlamamaya gayret gösterdim,mümkün değildi.. Onbeş dakika boyunca ağladım öylece, ama artık durmam gerekiyordu. Gözyaşlarımı silip ağlamamak için gözlerimi kapattım, bir Onbeş dakika da öyle durduktan sonra gözlerimi açtım, yavaşça ayağı kalkıp Emir'in odasına doğru gidip içeriye girdim.
"sen ağladın mı?" Can'ın sorusuyla panikleyip cevap veridim
"yoo öyle mi gözüküyor?" Emir'in gözleriyle buluştu gözlerim, bana ağlama diye yalvarıyordu adeta.
"Emin misin?" bir yalan uydurmam gerekiyordu
"dün gece geldi aklıma da.." onlara yalan söylemek zorundaydım,başka çarem yoktu
"kıyamam sana, geç otur hadi" etrafı inceledim, tek boş sandalye Emir'in yanındaydı. Emir ayağa kalktı yavaşça
"Can, yer değişelim mi?" şok içinde yüzüne baktım. Beni kendinden uzak tutmaya çalışıyordu,bundan sonra hep böyle mi olucaktı..
"tamam" Can ile Emir yer değiştirirken Can'ın yanındaki sandalyeye oturdum. Emir bana bakıyordu hüzünle,önüne döndü yavaşça. Eğer bundan sonra böyle olucaksa ben kabullenemezdim bu durumu.
"Can kelleni kopartacağım senin!"
"eğer öldürmeseydim adam senin kelleni kopartıyordu!" başımı Can'ın başına yaslayıp oyunu izlemeye başladım. Gözlerim kapanıp kapanıp açılıyordu, her an uyuyabilirdim. En son gözlerim tamamen kapandı..
"Selin!"
"kızım her sabah uyandırıyoruz alışamdın mı hala?"
"su getirsene Can" gözlerimi hafifçe araladım, karşımda duruyordu üçü de, Emir yoktu..
"günaydın"
"sonunda be!" hafiften doğrulup etrafımı inceledim, hala Emir'i göremiyordum..
"Emir..nerede?"
"bir tuhaflık var onda, arabada bekliyor bizi" beni çok fazla sıkmak istemiyordu.. ayağa kalkıp lavobaya gidip elimi yüzümü yıkadım, sonra birlikte evden çıktık. arabaya doğru yürüdüm, zaten üstümde formalarım vardı. Üçü de benden önce davranıp arkaya bindi, Emir sürücü koltuğunda bana bakıyordu hüzünle.tam ağzını açıp birşey söyleyecekken ön kapıya doğru ilerleyip yanına oturdum. Sorun olmaz der gibi bakış atıp arkama yaslandım. Üçü arkada bağırarak pubg oynarken fısıltıyla Emir'e döndüm
"kendini benden uzaklaştırmaya mı çalışıyorsun?" bu cümleyi kurmayı kendimden bile beklemezdim aslında,ama o Emir Soykan'dı, ondan biraz olsun utanmak tuhaf bir histi evet ama yinede söyleyiverdim işte
"senin için.." diye fısıldadı
"beni kendinden uzak tutarak bana fayda sağlamıyorsun Emir, aksine mahvoluyorum" kalbinin kırıklığını gözlerinden görebiliyordum.
"benle konuşmak istemezsin diye.." şu cümle mahvetmişti beni, benimle konuşmak istemezsin.. Böyle birşey mümkün olabilir miydi..
"bana bak Emir, sen Emir soykan, ben de Selin Keser. Oniki yıldır yan yana olan.. Tanımadın mı?"
hayal kırıklığıyla yüzüme baktı
"tanıdım.." yola çevirdi başını yavaşça
"birşey mi var?" Kerem'in sesiyle başımı arkaya çevirdim, hepsi kaşları çatılı bir şekilde bana bakıyordu, ne diyecektim şimdi ben?
"yoo" hepsi eminlerdi birşey Olduğundan
"yok abi birşey" Emir'in itirazıyla başlarını tekrar oyuna çevirdiler. Öylece etrafımı izliyordum. Onbeş dakika sonra okulun önündeydik
"geldik" Emir'in mırıldanmasıyla arabadan inip okula doğru ilerledim,hepsi peşimden geldi. Sınıfa girip sırama oturmak için Emir'i bekledim, köşede o oturuyordu çünkü. Bana bakıp duraksadı, oturayim mi, oturmayim mi diye sordu gözleriyle. Nasıl oldu da Emir'in bana böyle bir soru sorması raddesine geldik? Hafifçe başımı salladım, cam kenarına oturdu, bende onun yanına oturdum. Kızıl saçlı, ela gözlü bir edebiyat hocası girdi içeriye
"günaydın, geçen hafta verdiğim ödevleri yaptınız mı?"
"Hangi ödevi hocam?" arka sıralardan sorulan soruya edebiyat hocası yanıt verdi
"verdiğim romanın özetini çıkarttınız mı?"
"Hee yok hocam unuttum yaa" böyle bir ödev olduğundan bile haberim yoktu. Başımı kollarımdan yaptığım yastığa yasladım, Emir'in yanımda oluşu gereksiz garip hissettiriyordu beni, kalbimin hıpızlı atmaya başladığını hissettim, neden olduğu konusunda en ufacık bir fikrim yoktu. Normalde Emir ne zaman başımı koysam saçımla oynardı,ama şuan tık yoktu..
"rahatsız olma diye.." mırıldandı sessizce. İçimden konuştuğum şeyleri duydu sanki. hiçbirşey diyemedim, Kalakaldım öylece. Emir Soykan rahatsız olmamam için saçımla oynamıyordu, çok ağır bir cümleydi bu..
"ne rahatsız olması?" Doruk'un sesiyle hemen başımı kaldırıp arkamı döndüm, hepsi kaşları çatılı bir şekilde bize bakıyordu, bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamışlardı
"neden rahatsız olsun?" Can'ın soran gözlerine baktım panikle, ne diyecektim ben şimdi?
"az önce Selin'in saçıyla rahatsız olmaması için oynamadığını söyledin Emir" Kerem'e baktım hemen, sinirliydi
"öylesine, şaka yaptım tabikii" Emir gülümseyip önüne döndü, bende endişeyle gülümseyip başımı tekrar kollarıma yasladım,saçımla oynamaya başladı. Kalbim daha da hızlanıyordu, yerinden çıkacaktı sanki. Ne kadar uyursam uyuyayim hala çok yorgundum, bedenen değil, ruhen.. Yavaşça kapadım gözlerimi ve bütün herşeyin susmasını bekledim..
"selin"
"uyann!" gözümü açtım yavaşça, doğrulup üçünede baktım, Emir yoktu
"kaçıncı dersteyiz?"
"dersler bitti" Doruk'a başımı sallayıp kafamı yanıma çevirdim, Emir'i gördüm,dışarıyı izliyordu. Dün akşam hiç çıkmıyordu aklımdan, nasıl çıkabilirdi ki..
Kafamı çevirip etrafı inceledim, sadece biz vardık sınıfta
"sizin aranız mı bozuk?" Kerem'in cümlesiyle Kerem'e baktım telaşla. Anlamışlardı, ne dersem diyeyim birşeylerin ters gittiğini anlamışlardı.
"hayır, bu soruyu sormaktan bıkmadınız mı?"
"iyi peki" ayağa kalkıp çantamı sırtıma taktım ve sınıfın kapısına doğru ilerledim ve kapının kolunu çektim,açılmadı.. Yine bir oyunun içindeydik. Artık kapıları açmaya korkuyordum, çünkü çoğunu açamıyordum.
"yine mi ya!" Emir sinirle kapıya vurmaya başladı, korkuyla arkamı döndüm, sinirle bana bakıyorlardı
"yine ne bokuluk çıkacak ya!" Doruk sinirle saçlarını düzeltirken Emir'e döndüm, kapıyı kırmaya çalışıyordu. Bir anda akıllı tahtada bir sayaç açıldı, sayaç on dakikadan geriye sayıyordu. Neydi bu şimdi? Korkuyla bir onlara bir sayaca bakıyordum. Bir anda camdan içeriye maşayla tutturulmuş bir kağıt geldi, yeni bir not.. Neden bütün bunlar bizim başımıza geliyordu? Derdi neydi bunun? Bu sayaç da neyin nesiydi şimdi? Nota doğru ilerledim yavaşça, maşadan çıkartıp içimden okumaya başladım
Herkese çok güvenmeyin. Mesela en yakın arkadaşınız olan kişiler sizden sır saklıyor, ama siz onlara herşeyinizi söylüyorsunuz. O sayaç 00:00'a ulaşana kadar süreniz var, sayaç 00:00'ı gösterdiği zaman sınıfa yerleştirdiğim bombalar patlar. Süre başladı...
Şokla kağıda bakarken Emir'e çevirdim kafamı yavaşça, endişeyle bana bakıyordu. Sonra diğerlerine çevirdim, onlarda endişeliydi. Şaka mıydı bu? Onlara nasıl söyleyecektik böyle birşeyi, onlardan sakladığımızı öğrenirlerse ne tepki vereceklerdi? Emir'in beni sevdiğini öğrenirlerse ne söyleyeceklerdi? Kafayı yemek üzereydim. Gözümden hafifçe bir yaş süzüldü, hepsi bana bakıyordu endişeyle.
"Selin versene notu! " Emir'in korku dolu sesiyle Emir'e çevirdim kafamı, notu uzattim titreyen ellerimle. Notu okudu ve tekrar bana çevirdi kafasını şokla, ne yapacağımız hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.
"abi versene notu!" Doruk notu Emir'in elinden hızla çekip aldı bir anda, şokla Doruk'a baktık, duygularım karmakarışıktı şuan, kilitlenmiştim. Doruk, Can ve Kerem ile beraber notu okumaya başladı, şokla bize baktı üçüde. Ne kadar hayal kırıklığına uğradıklarını görebiliyordum gözlerinden.
"n-ne bu?" Can'a çevirdim kafamı, gözlerimden süzülen yaşların hızı daha da artıyordu. Kalbimin güm güm attığını hissedebiliyordum.şimdi yatağımda uyansam ne güzel olurdu..
"b-bu not sizden mi bahsediyor?" Kerem'in sorusuyla Emir'e çevirdim kafamı endişeyle, sayaça baktım sonra, sekiz dakika kalmıştı.
"neyden bahsediyor bu!" Doruk'un bağırışıyla mahçup bir şekilde Doruk'a baktım, bağırıyordu evet ama çok hayal kırıklığına uğramıştı, belliydi..
"ne söyliyecekseniz söyleyin artık! Yoksa birazdan Patlayacağız burda!" Can bize bağırırken gözyaşlarımın şiddeti sürekli artıyordu. Böyle birşeyi onlara nasıl söyleyecektik?
"tamam sakin olun.." ağlayarak onlara yalvaran gözlerle bakıyordum ama çok sinirliydiler.
"nasıl sakin olayım Selin! doğru mu bu not!" Kerem'in sorusuyla başımı Emir'e çevirdim, hafiften gözleri doluyordu.
"evet.." Emir'in cevabıyla hepsinin kırılan kalbinin sesini duyabiliyordum sanki, onlara ihanet etmiştik resmen..
"nasıl ya.." yüzündeki bütün sinir gitti Doruk'un bir anda, tamamen hayal kırıklığı ile bize bakıyordu. Böyle birşeyin gerçek olup olmadığı ihtimalini sorguluyordu şuan, biliyordum..
"n-ne saklıyorsunuz abi bizden.." Kerem'in hüzünlü ses tonuyla beraber Emir'e baktım,oda bana bakıyordu hüzünle. İkimizde dönüp onlara baktık mahçup bir şekilde. İkimiz yan yana duruyorduk tahtanın biraz önünde. Onlarda tahtanın köşesinin biraz önünde duruyordu, aramızda biraz mesafe vardı. Bize bakıyorlardı öylece. Karşı karşıya birbirimize bakıyorduk. Zaman daralıyordu..

Kitap instagram sayfası: intikamoyunu0

İNTİKAM OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin