40.bölüm "Tik Tak"

18 2 0
                                    

Evet Selin'in binlerce askeri hazır mıyızz!!

Okurken sakin olun ve kemerlerinizi bağlayın çünkü bayağı sarsılacaksınız :))

Size iyi okumalar dilerim <33

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara yazıp oy vermeyi unutmayınn <33

____

Evet Selin Keser sen kendini sürekli bir felakete sokarsın ve yine o felaketlerden birinin içindesin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evet Selin Keser sen kendini sürekli bir felakete sokarsın ve yine o felaketlerden birinin içindesin. Herşey iğrenç bir hal alıyordu tekrardan. Kerem vurulmuştu, hastaydı. Ve buna rağmen kayıptı. Herşey tekrardan başlıyordu. Yerimizi tespit etmişti ve yine yapıyordu. Artık hiçbirşeyin eskisi gibi olamayacağını anlamıştım. Herşey çok daha farklı bir hal alıyordu.

"ne yapacağız şimdi!"

"bilmiyorum abi bilmiyorum!"

"tamam! Sakin olun! Kerem'den bize kalan hiçbir ipucu yok şuan. Halletmeye çalışacağım biraz uzun sürebilir"

Gözlerimden yaşlar süzülürken sert bir şekilde çıkıştım

"ne uzun sürebilir ya! Kerem'i hemen bul!"

"Selin bu mümkün değil, bu nasıl olacak bunu bile bilmiyorum"

Ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya devam ettim. Hepsi kollarıyla sardı beni.

"Kerem'i bulacağız, herşey düzelecek, söz veriyorum"

Emir her zaman sözünde durardı. Ama bu..düzeltilebilecek bir durum değildi. Kerem bize gelmeden bizim onu bulmamız imkansızdı. Hiçbir ipucu bırakmamıştı arkasında. Durumu iyi mi kötü mü onu bile bilmiyordum şuan. Eğer uyandıysa..çok korkmuştur kesin. Umarım karanlıkta tutmuyorlardır onu..çok korkar karanlıktan.

"arabaya binin hadi"

Arabanın önüne kadar yürüdüğümü bile fark etmemiştim. Hızla arabaya bindim

"nereye?"

"eve"

"ne demek eve!"

"Selin araştırmam lazım, ondan sonra arayacağım, söz veriyorum" sinirle arkama yaslanıp camdan dışarıyı seyretmeye başladım. O sırada bacağımın yanında birşeyin titrediğini fark ettim. Başımı çevirdiğimde yanımda oturan Emir'in ellerini kontrol etmeye çalıştığını gördüm. Korkmuştu.. Küçükken ne zaman korksa elleri titrerdi. daha çok iğne olacağı zaman olurdu..ve yine korkuyordu. Bir Elimle onun tek elini tuttum. Bana çevirdi başını, lafa girdim direkt

"sakin olsan?"

Cevap gecikmedi

"ağlamasan?"

Dolu gözlerimle başımı omuzuna yasladım Emir'in. Elleri yavaşça titremeyi kesti. Kalbi herzamanki gibi hızlı atıyordu. Artık hiçbireşeyin düzelemeyeceğine inandırmıştım kendimi. Bu saatten sonra herşey düzelse ne olurdu ki? İnsanların "en güzel zamanlarınız" diye adlandırdığı yıllarımız hiç de güzel geçmiyordu. Bu olaylar olmadan önce de mükemmel değildi zaten. Ama ben o mükemmel olmayan hayatıma geri dönmek istiyordum.

İNTİKAM OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin