33.bölüm "Dünya Yeterince Yanmadı Mı Sence..?"

31 2 0
                                    


Selam Selin'in Askerleriii^^

Bölüm sonunda oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım :))

İyi okumalar dilerim <3

____

Hani bazı anlar vardır, gerçeklik ile rüyayı ayırt edemezsiniz ya, işte tam o anı yaşıyordum. Şimdi yatağımda uyansam çok güzel olmaz mıydı? Belki de rüyaydı şuan herşey. Anlayamıyordum. Bilincim yavaş yavaş uzaklaşıyordu benden. Rüya mıydı gerçek miydi? Şaka mıydi? doğru muydu? Bilmiyordum.. Babamın elini sımsıkı sarmıştım, birdaha izin vermezdim onu benden almalarına, birdaha olmazdı.
Furkan bir adım daha attı adama doğru. Adam elini kaldırıp dur dercesine işaret etti. Furkan'ın yıkıldığını hissettim o an. Gözleri kıyametin tanımıydı sanki. Ela gözlerinden süzülen yaşlar yere damlıyordu bir bir. Kendini dizlerinin üzerine bıraktı halsizce. Öylesine babasına bakıyordu. Her çocuğun kahramanı babasıdır, ne zaman dara düşse onu kurtaran kişidir babası. Furkan bugüne kadar kahramanı olarak bildiği kişinin aslında başkalarının kabusu olduğunu görüyordu. Babasının bir katil olduğunu öğrenmişti. Babasının gözlerinin en derinine bakıyordu çaresizce. Babası ise ciddi bir ifadeyle dümdüz olarak benim gözlerime bakıyordu. Çocuğu yıkılıyordu yanında, ama o hala nefret ile bakıyordu bana.
"baba..lütfen..yalan de.." adam yüz ifadesini hiç bozmadı.
"gerçek" Furkan gözlerini sımsıkı kapatıp başını öne eğerken hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordu.
"nasıl bir manyaksın sen!" ben adama bağırırken mimiklerinde en ufak bir oynama bile olmadı.
"Furkan kalk ayağa, gidiyoruz buradan"
"gitmiyorsunuz"
"gidiyoruz!" babamın elini bırakmadan Furkan'ın yanına çömeldim hemen. Diğerleri de gelip çömeldi.
"Furkan..kalk..hadi.." yüzümüze bile bakmıyordu, ağlıyordu sadece.
"ne olur kalk gidelim, ne olur" çaresiz bir şekilde yalvarıyordu Can Furkan'a. Furkan yavaşça başını kaldırdı, o sırada göz göze geldik. Sonra diğerlerinin üzerinde gezdirdi gözlerini. Yavaşça ayağa kalktı.
"hadi" titreyen sesiyle zar zor konuştuğu o kadar belliydi ki..adama doğru yürüdüğümüz sırada belinden çıkardığı silahı bize doğru tuttu büyük bir soğukkanlılık ile. Şok ile geri çekildik hepimiz. Furkan iki kolunu da açıp bize arkasına geçmemizi söyledi, buna itraz etmemize bile izin vermeden arkasına ittirdi bizi.
"ateş et! Hadi ateş et baba! Beni demi vuracaksın? Vursana baba beni..vursana" Furkan tarafını seçmişti. Furkan babasına düşman olmaya hazırdı. Kötü kralın oğlu, masumları seçmişti..
"Furkan..çık önümden"
"çıkmıyorum! Vur beni!"
"Furkan..vururum"
"vur baba..vur beni" adam silahın namlusunu çekince büyük bir korkuyla Furkan'ın önüne atladım
"Selin çık"
"Furkan dur!" diğerleri de çıktı öne, yan yana dizilmiştik tekrardan. Şuan Furkan'ın psikolojisini bir düşünsenize.. Babası ona zarar vermez diye önümüze atlıyor, ama babası onuda dinlemiyor..
"çık önümüzden! Çık da gidelim buradan!" ardından Furkan'dan çok sakin ve şefkatli bir ses çıktı, sadece tek bir kelime
"neden..?" ses çıkmadı. Tekrarladı sorusunu
"sana soruyorum baba, neden?" yine ses çıkmadı hiçkimseden.
"tam iki yıldır senin Amerika'da olduğunu sanıyordum. Sürekli özlüyordum seni, ama dokunamıyordum sana. Ama seninle aynı şehirde olduğumu ve başkalarına işkence çektirmek istediğini bilmiyordum baba, neden yapıyorsun tüm bunları? Neden..?" adamdan hiçbir ses çıkmıyordu, gerçekten şizofren bir manyaktı.
"Ben seni hiçbir zaman istemedim" gözlerim Furkan'ın gözlerine kaydı hafifçe. Gözlerindeki hayal kırıklığı nereden bakılsa belli oluyordu. Babanızdan böyle bir cümle duyduğunuzu düşünsenize..
"ne..?"
"teyzen olmasaydı sen şuan yurttaydın" tekrar gözlerimin önünde yıkılışını izledim Furkan'ın. Tekrar ve tekrar yıkılıyordu. Biliyordum, teyzesi Furkan'ı çok seviyordu.
"ne diyorsun sen..baba.."
"cani!" adama nefret dolu bağırdığım sırada kapıdan içeriye teyzesi girdi Furkan'ın. Tekrar bir şoku kaldırabilecek miydi? Sanmıyorum..
"teyze?"
"Furkan.." nefes nefeseydi teyzesi.
"sende mi..bu işin içindesin.." teyzesi gözlerinden süzülen yaşlarla başını mahçup bir şekilde önüne eğdi.
"hayır ya! Hayır!" Furkan ağlayarak bağırdığı sırada nefesinin kesildiğini duyabiliyordum.
"tanıyamamışım..sizi gerçekten tanıyamamışım!" teyzesi dolu gözleriyle başını kaldırdı
"Furkan..yapma böyle.."
"sus! Sus teyze sus!" teyzesinin gözlerinden süzülen yaşlar artmaya devam ediyordu. O an birşeyi kesinleştirdim kafamda, teyzesi babası kadar kötü değildi. O seviyordu Furkan'ı..
"Ben cidden size hiçbirşey demiyorum!"
"gidin hadi.." teyzesinin ağzından çıkan sözler Furkan'ı ne kadar şaşırtsa da hızla bir adım attık aynanda
"hiçbiryere gitmiyorsunuz" kadın adama döndü hızla
"gidecekler!"
"hayır, gitmeyecekler" kadın ne zaman karşımıza çıksa bizi koruyordu.
"indir o silahı Adnan!"
"indirmiyorum, ve sende odadan çıkıyorsun"
"Furkan buradayken izin veremem Adnan, kusura bakma"
"o zaman sen de kusura bakma" bize doğru tuttuğu silahı kadının bacağına yöneltip sıktı. Gözlerimi sımsıkı kapatıp kulaklarımı kapadım hızla. Kadının bağırışlarını duydukça kulaklarımı çıkarıp yere atasım geliyordu. Çektim kollarımı başımdan, Gözlerimi açtım yavaşça. Ve o manzarayla karşılaştım. Kadın bacağını tutup kıvranıyordu yerde.
"teyze!" Furkan bağırdığı sırada teyzesine doğru yöneldi hızla. Adam silahı Furkan'ın başına doğrulttu. Furkan olduğu yerde kalkaladı öylece. Bir silaha bakıyor, bir acı içinde yerde yatan teyzesine. Dünyanın en çaresiz bakışlarını görmüştüm o an Furkan'ın gözünde. O çaresizdi, hayatında tanıdığı tek iki insanın tuzağına yem oluyordu.
"sen..sen benim babam mısın cidden?"
"maalesef" dedi nefret dolu "babanım" Furkan'ın gözlerinden süzülen yaşları bir bir yere damlarken hızla yere atan kalbimin sesini duyabiliyordum.
"teyzemin..bacağına sıktın..farkında mısın..?" adam acımasızca başını salladı.
"tanıyamıyorum seni baba.." adam soğukkanlılığını bozmadan yanıt verdi
"sen daha kendini tanımıyorsun, beni zaten tanıyamazsın" Furkan kaşlarını çattı anlamayan bakışlarla
"ne?"
"anlayacaksın, birgün herşeyi anlayacaksın"
"teyzemi bırak sonrasında ne halin varsa gör!" adam bir isim söyledi ardından
"Cahit!" takım elbiseli mafya tipli bir adam içeriye girip kadını kucağına alıp götürdü. Furkan adamın arkasından bağırabiliyordu sadece.
"bırak!" başına dayalı olan silahtan dolayı haraket edemiyordu bile. O sırada elimi daha da sıktı babam
"Adnan, bırak bizi" şokla babama baktığımda yüzündeki soğukkanlılığını daha önce hiç görmemiştim yüzünde. O adama ismiyle seslenecek kadar tanıyormuydu adamı? İyi ama nasıl?
"seni tanıyamıyorum baba..cidden..karşımda bambaşka biri var sanki.."
"evet, karşında eski baban yok" Furkan'ın yüzündeki acıyı bir ciddiyet kapladı bir anda. Sanki az önceki çaresiz çocuktan hiçbir eser yoktu. Kaşları çatılı ve nefret dolu bakışlarla adama bakıyordu.
"ne dersen de, sen benim babamın. Ve ister kabul et ister etme, ben senin oğlunum" sanki ona acı çektirmek istiyordu Furkan. Onu hassas noktarından vuruyordu. Ve tekrar gözlerini çaresizlik bürdü, sanki aklına çok hüzünlü birşey gelmiş gibi.
"ya..ben seni süper kahramanım olarak bilirdim, derdim herkese, benim babam bir kahraman, ama şuan karşımda duran adam, bir kabus..başka insanların kabusu, ve artık, oğlunun da kabusu"

İNTİKAM OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin