Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.
Hepinize iyi okumalar!-
Taylor Swift - August10 YIL ÖNCE
SARA
İhtişamlı ama bir o kadar da sakin olan sitenin içinde yürürken dalgındım. Joseph'ler bu sitede oturuyordu. Evlerimiz yakındı ama aynı sitede değildi çünkü bizimkisi biraz daha ıssız ve yalnızdı. Benim gibi.
Sonunda evlerinin önüne geldiğimde gergindim. Terleyen avuç içimi kot şortuma sildim. Üstümde yalnızca buz mavisi bir kot şort ve beyaz bir bluz vardı. Aylardan ağustostu ve hava oldukça sıcaktı.
Kapının zilini çaldığımda merakla bekledim. Birkaç saniyenin ardından kapı açıldı. Evdeki hizmetli ablalardan birisiydi. "Merhaba," dedim nazikçe.
Adını tam hatırlamasam da kendisi beni hatırlıyor olacak ki genişçe gülümsedi. "Hoş geldiniz." dedi ve içeriye davet etti. Ben de hafifçe gülümseyip içeriye girdim. Antrede karşıdan gelen Susan teyzeyi gördüm. Joseph'in annesi.
Yüzümde sıcak bir gülümseme oluştu. "Merhaba Susan teyze," dedim. O da karşılık olarak asilce gülümsedi. "Hoş geldin tatlım. Joseph odasında, en son oyun oynuyordu." dedi kim için geldiğimi bildiğinden. Utangaçça gülümseyip başımı salladım ve koşar adımlarla merdivenleri çıktım.
Koridorda çok fazla oda vardı fakat Joseph'in yıllardır aşina olduğum odasını her halükarda bulurdum. Kapısının önüne gittiğimde tıklatma zahmetine bile girmeden açtım.
Geniş odasının bir diğer köşesinde oyun için ayrılmış yerde oturmuş oyun konsoluyla oynuyordu. Kulağında bir kulaklık vardı, geldiğimi duymuş muydu? Sanırım bunun cevabı hayırdı.İçeri girdikten sonra kapıyı ardımdan kapattım ve ona doğru ilerledim. Koltukta yanına oturduğumda bakışları bana döndü ve hayretle açıldı. Oyunu dondurup bana döndükten sonra kulaklığı kulağından çıkardı.
"Geleceğini haber vermemiştin?" dedi sorgular ifadeyle. Kaşları yukarı kalktı.
"Ne zaman verdim ki?" diye yanıtladım gergince gülerek bu manasız soruyu."Doğru," başını iki yana sallayıp güldü. Elindeki oyun koluna bir bakış gönderdim. "Ben de oynayayım mı?" diye sordum.
Önce oyuna, ardından bana baktı. Ayağa kalkıp dolaptan bir oyun kolu daha çıkarttıktan sonra bana uzattı, bu onaylamak demekti."Sonra ağlama ama?" dedim ve güldüm. O da bakışarını kaçırıp güldü. "Her seferinde yenilmeyi nasıl başarıyorsun bilmiyorum..." diye söylendim.
"Bilmem, çok iyi bir oyuncusun sanırım," dedi oyunu başlatırken. Omuz silktim, aslında çok kötü bir oyuncuydum.
Oyun başladığında onun tam yanına oturup kollarımı dizime yasladım ve oyuna daha iyi konsantre olabilmek için öne doğru eğildim. Onun da üzerinde yazlık bir şort olduğundan bacaklarımız birbirine temas ediyordu.
Ve oyun başladı. Dalgın ve yeteneksiz olsam da o ne yapıp edip benden de kötü oynamış ve kaybetmişti. Ben kazandım bile diyemiyordum, yalnızca o kaybetmişti.
"Hadi ama ya!" dedim öfkeyle yanaklarımı şişirip. Ona doğru döndüm. "Bilerek yapıyorsun değil mi?"
"Yo," dedi konsolu sehpanın üzerine atıp. "Neden böyle bir şey yapayım?
"Bilmiyorum, hiç kazanmıyorsun. Halbuki tüm yaz oturup bu oyunları oynayan sensin." dedim düşünürcesine.
Omuz silkti. Bakışları hâlâ bendeydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/32955649-288-k721145.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalan
General FictionDaha önce hiç görmediğime emin olduğum bu adamlar evime bir anda daldığında bir el hâlâ ağzımın üstüne kapalıydı. "Bay Benson size selam gönderdi," dedi elindeki silaha susturucu olduğunu düşündüğüm şeyi takarken. Duyduğum soyisim beynimde adeta bi...