Yerinizde olsam geçmiş kısımlarını çok dikkatle okurdum çünkü ileride, buz dağının görünmeyen kısmını öğrendiğinizde çok şaşıracaksınız...
Hepsinin bir anlamı vardı, olacak da.İyi okumalar kaçtım ben, öpüldünüzz.
Oy vermek ve yorum yapmam unutulmasın dostlarımm
The Weeknd- Save Your Tears
Sasha Sloan- Older
-ALTI YIL ÖNCE
Genç adam şirketten çıktığında yakasını sıkan kravatını gevşetip boynundan çıkardı. Bundan ve bu histen nefret ediyordu, her şeyden olduğu gibi. Babasından da çevresinden de bu Allahın belası otomobilden de... Nereye koymuştu?
Sonunda bulduğunda birkaç küfür sıralayıp gergince arabaya bindi. Bütün gün çalışmaktan haşatı çıkmıştı.
Çalan telefonla dikkatini oraya verdiğinde arayanın Joseph olduğunu gördü. Bu aralar kabız bir eşek gibi etrafta dolaşıyordu çünkü Sara dönmüştü. Ne yapacağını bilemiyor, aynı zamanda ona karşı çok cömert ve bir o kadar da öfkeli gözüküyordu. Görüşemediği senelerin acısını çıkartmak istiyor ama başarılı olamıyor gibiydi.
"Ne var yine?" diye açtı telefonunu. Bir kasım günü, yağmurlu bir havaydı. Silecekleri çalıştırırken bir de buna sinirlendi.
"Ne kızıyorsun oğlum? Unuttun mu yoksa?" diye sordu Joseph. Yine hangi siktiğimin şeyini unuttum, diye düşündü William ama sonra bozuntuya vermedi.
"Neyi unuttum lan?" diye sordu. Ne olacaksa olsundu, önemli olsa unutmazdı zaten.
"Bugün için söz vermiştin, babamı temsilen bir yere gidecektim sen de beni yalnız bırakmamaya söz vermiştin?" dedi. Telefonun bir ucunda da olsa Joseph'i dahi sinirlendirdiğini hissedebiliyordu.
Bir eliyle alnına vurdu. Sürekli bir şeyleri unutuyordu ve her ne hikmetse sürekli bir iş çıkıyordu. Tüm dünyanın yükünü de sırtlanması gerekmemeliydi.
"Tamam, aklımdan çıkmış. Neresiydi, saat kaçta?" diye sordu.
Joseph'in alayla güldüğünü işitti. "Tam olarak yarım saat sonra kardeşim, acele etsen iyi olur. Hatta direkt buraya gel."
William yeniden bir küfür savurdu. "Neresi?" diye yineledi sorusunu.
"Bir defile, babamın iş yaptığı şirketin ortak projesi. Aslında kibarlıktan babamı davet etmişler ama kendisi tenezzül etmediğinden temsilen beni gönderiyor, dolaylı yoldan sen de bana katılmış oluyorsun."
William gözlerini devirdi. Arabanın sileceklerini çalıştırırken bu yağmurlu havada ve hissettiği yorgunlukla bir de defileye mi gidecekti? Tanrı aşkına, ne zaman böyle bir teklifi kabul edecek kadar içmişti?
"Tamam, konumu at." dedi ve telefonu kapattı. Birkaç saniyenin ardından gelen adresle birlikte yönünü diğer tarafa kırmış ve çok da uzak olmayan yere doğru ilerlemeye başlamıştı.
Aradan yaklaşık yirmi dakika sonra Joseph'in attığı adrese ulaşmıştı. Arkadaşı onu, girişte bekliyordu.
Onu gördüğünde bir soluk alıp yanına gitti. Ufak bir selamlaşmanın ardından etrafı izledi, lüks bir mekandı. Bir ton harcama yapıldığı belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalan
Tiểu Thuyết ChungDaha önce hiç görmediğime emin olduğum bu adamlar evime bir anda daldığında bir el hâlâ ağzımın üstüne kapalıydı. "Bay Benson size selam gönderdi," dedi elindeki silaha susturucu olduğunu düşündüğüm şeyi takarken. Duyduğum soyisim beynimde adeta bi...