17. Bölüm: "KAYIP"

3.2K 185 36
                                    

Taylor Swift- The Archer

-

Hür bedenime vurulan bir prangadan fazlasıydı demiştim bebeğim için. Bir çocuk sahibi olmanın o kadar da kötü bir şey olmadığını anlamıştım, üstelik yalnızken bile bunu düşünmüştüm.

Benim bir kızım vardı. Benim sonsuz şevkatime muhtaç, narin ve minicik.

Benim minik bebeğim nereye gitmişti?

Burada yoktu. İçeride hatta üst katta bile yoktu. Bahçede boğazım yırtılırcasına ismini seslenirken de yoktu. Benim kızım neredeydi?

Başımı ellerimin arasına alırken çıldırdığımı hissediyordum. Yerimde ismini sayıklarken başımda kimin dikildiğini önemsemiyordum.

Bahçede ismini haykırırken duymuş olmalıydı evdekiler sesimi. Herkes duymuştu, o neden duymamıştı?

O kadar küçükken nereye kaybolabilirdi ki? Ben ona bir yere gitmemesini söylemiştim. Kendi asla bunu yapmazdı. Öyleyse kim nasıl almıştı onu oradan? Gözümden yaşlar akarken görüşüm pusluydu.

Birisinin elindeki suyu bana uzattığını gördüm. Sarah olmalıydı. Herkes şaşkın ve telaşlıydı. Nasıl olmayacaktık ki? Kimse bir şey de soramıyordu.

Kapının açılış sesini duydum. Başım telaşla kapıya gitti. Birisi Lisa'yı getirmiş olabilirdi. Fakat o gelmedi. Gelen William'dı.

Beni ve başımda toplanan kalabalığı görünce telaşla yanıma geldi. Gözümdeki yaşlardan dolayı görüntü pek net olmasa da telaşını görebilmiştim.

"Ne oldu burada? Sen iyi misin?" diye sordu yere çömelip. Koltukta hemen önümdeydi. Başımı iki yana salladım.

Ellerim'le William'ın kolunu tuttuğumda yaşlar artık sicim sicim dökülüyordu.

"Lisa yok," dedim. "Lisa yok. Birisi aldı oldu. Kızımı aldılar. Bana onu bul William." Art arda kurduğum cümlelerin arasında hıçkırıklarım kopuyordu.

Yüzü bu söylediğimle donduğunda daha da ağladım. Daha fazla ne kadar ağlanabilirse o kadar ağladım.

"Nasıl yok? Nasıl kayboldu kız evden?" diye sordu inanamayarak. Bu söylediğiyle daha fazla ağladığımda ona verecek cevabımı düşündüm.

Evden kaçarken kızımı kaybettiğimi nasıl söylerdim? Nereden tutsam elimde kalıyordu. Başımı iki yana sallayıp önümde duran omzuna yasladım. Hıçkırıklarım şimdi daha boğuktu.

"Özür dilerim, ben çok kötü bir anneyim." dedim sayıklamalarımın arasında.
"Ama sen ne olursun onu bul. Bunu yapabilirsin, ben yapamam ama sen yaparsın." diye devam ettim.

"Sakin ol, nereye gitmiş olabilir? Nasıl yok oldu?" diye sordu eli saçımın üzerindeyken. Onu benim kaybettiğimi öğrenirse de elleri böyle şevkatle saçıma gider miydi?

Başımı omzundan kaldırıp azalmış kalabalığa baktığımda onlar da özel bir şey söyleyeceğimi düşünüp burayı terk etmişti. Şimdi yalnızca ikimiz vardık.

"Ben..." dedim ne söyleyeceğimi bilemeyerek. "Evet sen?" dedi devam etmem için.
"Sara yanıma gelip kötü olduğunu söyleyince hemen eve geldim. Ne oldu o arada? Lisa nasıl kayboldu?" diye sordu.

"Biz bahçeye çıktık, ben kısa bir süre içeri girdim ama döndüğümde yoktu." dedim ve devam etmeme izin vermeyen hıçkırıklarım devreye girdi.
Kaşları çatıldı.

Senden KalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin