34. Bölüm: "BEBEK"

3.3K 141 11
                                    

Arkadaşlar bölüme geçmeden oy vermek unutulmasın. Bu bölüm on beş oyu geçsin olur mu?

Diğer bölüm de öylelikle gelsin, iyi okumalar!

Lütfen satırarası yorumlarla düşüncelerinizi paylaşın bebeklerim.

Dark times- Scarlett Rose

Too Sad To Cry-Sasha Sloan

WİLLİAM

Babamın sürpriz ziyaretinin ardından şirketten çıkalı tam bir saat oluyordu. Öğrendiğim çarpıcı gerçeklerin üstesinden gelemeyeli bir saat.

Mekanın terasında, sonsuz yalnızlığın ortasında başa çıkamadığım ne varsa yanıbaşımdaydı.

"Efendim buyurun," dedi mekanın çalışanlarından biri. İsmini hatırlamasam da siması tanıdıktı. "Bu çok yeni geldi elimize, pahalı ve kaliteli mal. Size özel gönderdi abi."

Elinden hapı alırken başımı salladım yalnızca. Herhangi bir şey söyleyecek halde değildim.

Uzun süredir elimi sürmediğim için yalnızca birkaç saniye yadırgamıştım hapı. Ardından ihtiyaçla ağzıma attım.

Babam, Arya, Siktiğimin Paul'u, Pascal'ı, her türlüsü beynimde dönüp dururken ağzıma attığım hap en azından birkaç saniye süren yok olmayı bana yaşatacaktı.

Siktiğimin varoluşundan hemen sonra yalnızca yok olmaya uğraşmam biraz ironi olsa da gerçekler bunlardı. Bundan Sara'ya bahsetmemem gerekirdi yalnızca, onu kötü etkilerdi.

Sonunda zihnimde aradığım o yok oluş yaşandığında derin bir nefes aldım. Önümdeki manzara pek sikimde olmasa bir süre izledim.

Çünkü düşündüm.

Düşünmeye yeniden başlamıştım, bu da demek oluyordu ki artık gerçeklerle yüzleşme vaktiydi.

Hangisini düşüneceğimi bilmiyordum. Babamın Pascal'ı Arya öldürdü, teorisi pek umurumda değildi ama ölümüne yemin etmesi umurumdaydı.

Kızımın annesinin, beraber uyuduğum, sarıldığım, seviştiğim o kadının Liam'ın eski sevgilisi olması fikri umurumdaydı. Benimle yattığı gibi onunla da yattığını düşünmek kanımdaki tüm öfkeyi ayaklandırıyordu.

Kıskançlık mıydı bu?

Belki de en çok buna öfkeliydim. Bunu umursuyordum. Aklımdan gitmiyordu, gidemiyordu. Benim için ölen o adamın, ufak bir çalışanın uzun ilişki yaşadığı kadını koynumda uyuturken bunu bilmiyordum.

Ama artık biliyordum. Bu hiçbir şeyi değiştirmese bile bir şeyleri etkileyecekti. Üstelik geçmişti de. Yıllar önce olmuş ve bitmişti.

Ve kızım.

İşte her şeyin kilit noktası oydu benim için, bizim için. Teorileri doğruydu, bu zamana kadar hesaba katmadığım tek şey oydu. Bunca zaman yanımda bir kozları, zaafım yoktu ama artık vardı.

O savunmasız ufaklık benim için her şeyin alt üst olmasını sağlarken diğer yandan güç veriyordu. Mutlu olmasını istiyordum, gülmesini ve yalnızca huzuru hissetmesini.

Babalık nedir bilmiyordum ama bana 'baba' diye seslendiğinde içimden bir şeylerin koptuğunu hissediyordum. O minicik ağzıyla baba deyip başını yana yatırdığında, benimkisinin aynısı ışıldayan mavi gözleriyle bana baktığında onun için her şeyi yapabileceğimi düşünüyordum. Tüm bu servetimi ve canımı verebilirdim. Gözlerindeki ışığı kaybetmesin ve bana baba demeye devam etsin, yalnızca bunu istiyordum.

Senden KalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin