25. Bölüm: "SIR PERDESİ"

2.6K 122 33
                                    

Her bölüm sonu ben: Çok yoruldum, tüm işlerim kaldı, azıcık mola vereyim, yoruldum.

Bölümü yayınladığımın akşamı: İki kelime diye oturup bölümün yarısını yazayım. Ne olacak... (İki güne bölüm biter.)

Her neyse, bölüme geçelim. Yorum yapmak ve oy vermek lütfeen unutulmasın olur mu? Çok mutlu oluyorum çünkü.

İyi okumalar!

          The Weeknd- The Hills
                                  -

İlişik, hayatın her alanında vardı. Birbiriyle aslında tam olarak ilgisi olmayan şeyleri gördüklerimizle ve duyduklarımızla, görünmeyen bir ip yardımıyla bağlar ve endişe duyardık. Hatta bu endişenin boyutu bazen bir çığ gibi büyür, uykularımızı kaçıracak ve hatta hayatımızı zehir edecek bir hale gelirdi.

Uykularım kaçmamıştı ama
dikkatimi çeken şeyle birlikte önce kaşlarım çatılmış, ardından kendimi tuvaletlerin olduğu yere giden yolda bulmuştum.

Önce koridorun önünden gelen sesle duraksadım. Burası, uzun ve sağa doğru dönen bir koridordu. Görüntü yoktu fakat ses vardı.

Kadın sesleriydi bu. Tanıdık sesler...

"Ne saçmalıyorsun sen be!" diye bağırdığını duydum Kate'in. Bununla birlikte adımlarımı hızlandırıp sağa döndüğümde ikisiyle karşılaştım.

Kate duvara yaslanmış, Sara da onun kolunu tutup öfkeli gözlerle ona bakıyordu. Bu görüntü kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Ne yapıyorsun Sara?" diye sordum beni fark etmeleri için.
İkisi de bana döndüğünde Kate de bunu fırsat bilip onu ittirdi.

Sara bana bakarken "Birilerine haddini bildiriyorum," dedi. Gözleri, alkolden mi yoksa öfkeden mi olduğunu bilmediğimden kızarmıştı.

"Sen kimsin ki bana haddimi bildiriyorsun? Ne alaka ya!" Sara gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Ardından bana döndü.

"Arkadaşını Joseph'ten uzak tut Arya," dedi. Kendisini sakin olmaya zorluyor ama olamıyordu.

"Bundan sana ne ki?" diye sordu Kate. "Sorduğumda sevgilin olmadığı söylendi. Koskoca insanlarız sana ne bundan?"

"Hatta sevgilin bile olsa saçma. Hiçbir diyaloğa da girmedik üstelik. Git bir tedavi ol bence sen." Öfkeyle devam edip bağırırken ben de olayı kavramaya çalışıyordum. Cidden kıskançlığından gelip kızı mı sıkıştırmıştı?

"Bir dakika... Bir de sevgilisinin olup olmadığını mı sordun?" diye sordu Sara. Tüm konuşmadan çıkarabildiği yalnızca buydu. Şaşılasıydı.

"Evet, ne var ki bunda? Adam yemiyoruz." dedi Kate.

"Sara sakin olur musun?" Sesim, öfkemi bastırmak için çaba harcasam da sinirli çıkmıştı.

"Kızı neden sıkıştırıyorsun? Ne hakla?" diye sordum.

"Resmen Joseph'le flörtleşmek istiyor. Gözümün içine baka baka." sesi, kendini kaybetmiş kadar tuhaf çıkıyordu.

"Edebilir," dedim kaşlarım çatılıyken. "Senin de sevgilin yok mu? Ne hakla da kalkıp diğer kızları burada sıkıştırıyorsun? O sana böyle bir şey yapıyor mu?"

Sara cümlelerimi sindirmek için bekleyip derin nefesler alırken şaşkın gözüküyordu. Sanki söylediklerimle ona bir tokat atmışım gibi sarsılmıştı.

Senden KalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin