Öncelikle 30. Bölüme kadar okuduğunuz, destek verdiğiniz için hepinize teşekkürler bebekler. Hepinizi çok ama çok öpüyorum.
Ve bu bölümü; bana istedikleri sahneyi ileten iki tatlı okuyucuma ithaf ediyorum.
Okurken oy vermeyi ve yorum yapmayı da nolur unutmayalım.
Keyifli okumalar!
-
Genç adam, hastanenin koridorunda beklerken gergindi.
Ne yapması, ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu çünkü daha önce buna benzer bir olayla karşılaşmamıştı. Değil bir doğum, hamile birisiyle bile uzun süre aynı ortamda bulunmamıştı. Üstelik karnındaki bebeğin babası olduğunu iddia eden kadını getirmişti buraya.
Onu buraya getirdiğinde hızla doğuma almışlardı. Hayatında ilk defa kanla karşılaşmıyordu fakat bu onu ister istemez rahatsız hissettirmişti.
Böyle şeyler normal miydi onu da bilmiyordu.
Kadın onu aradığındaki ses tonu insanda sorgulayacak bir açık kapı bırakmıyordu. Zaten işi de yoktu bugün. Gitmişti.
Kadın ortalarda yokken istemsizce doğumhanenin kapısında bekledi. Bıraktığı gibi çıkmak istememişti. İçindeki bu isteği de sorgulamayı bir kenara bırakıp volta attı. Bunu yaparken sakindi. Zaten ne olacaktı ki? Endişeli değildi, mutlu da değildi. Yalnızca buradaydı işte.
Aradan geçen zaman diliminde sabırsızlanmaya, artık bırakıp gidecek hale gelmişti. Tam bu sırada doğumhaneden çıkan genç hemşireyle düşüncelerine bir set kurdu.
"Hasta nasıl?" diye sordu dümdüz ses tonuyla. Genç kadın onu tanıyor muydu bilmiyordu fakat irkilip yanına ulaşmıştı.
"İyi efendim. Doğum gerçekleşti. Siz babasısınız değil mi?"
Onu tanıyor olma ihtimaliyle birlikte başını olumsuz anlamda salladı.
"Hayır. Yalnızca arkadaşım."
Genç hemşire anlayışla başını salladı. "Anladım. Ufak kızımız da iyi öyleyse. Arkadaşınızın dikişleri de atıldıktan sonra çıkacak."
William durdu. Ufak kızı iyi.
"Onu görebilir miyim?" Bu soru, bir şeylerin sonu ya da başlangıcı değildi. Neden sorduğunu, neden merak ettiğini bilmiyordu. Mantığı devreden çıkmıştı bu koridorda. Yalnızca merak... Ya da her neyse istiyordu bunu.
"Tabii, biz içeriden kuvözlerin olduğu yere yatırdık onu. İsterseniz size oraya kadar eşlik edip göstereyim. Henüz ismi belli olmadığı için annesinin ismini yazdık. Babası burada yok öyle değil mi?" Hemşire koridorda bebeklerin bulunduğu yere adamla birlikte yürürken diğer bir yandan da konuşuyordu. Gençti ve sonsuz bir enerjiye sahipmiş gibi davranıyordu.
"Yok," dedi adam başını gayriihtiyari sallarken. Var ama yok.
Sonunda koridorun en sonunda camdan olan bölgeye geldiklerinde adam durup kaşlarını çatmış ve yaklaşık on kadar bebeğin arasında onu aramaya çalışmıştı. O kimdi bilmese de kendi kızı olduğunu iddia etmişti kadın. İçinden bir ses bunun mümkünatının olabileceğini söylüyordu. Hissediyordu belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalan
General FictionDaha önce hiç görmediğime emin olduğum bu adamlar evime bir anda daldığında bir el hâlâ ağzımın üstüne kapalıydı. "Bay Benson size selam gönderdi," dedi elindeki silaha susturucu olduğunu düşündüğüm şeyi takarken. Duyduğum soyisim beynimde adeta bi...