Önceki bölümü bitirdiğim gece bunu yazmaya başladım, sanıyorum çok geçmeden bitirir ve yayınlarım.
Vee bu bölümde azıcık cinsel içerikli sahneler olabilir, rahatsız olanlar orayı atlasın bakalım... Şimdi böyle söyleyince spoiler gibi oldu ama napalım yahu.
Emeğe karşılık oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. Hepsini tek tek ve dikkatle okuyor olacağım.
Biliyorsunuz, önerilere, düşüncelere her zaman açığım.
Çok çok öpüldünüz.
Aramıza yeni katılan dostlarıma da hoş geldiniz diyor ve bölüme geçiyorum!
Six Feet Under- Billie Eilish
Sorry- Halsey
-
Henüz liseye giderken, istenilen ölçülerde olmak, bunu kaybetmemek ve yaşadığım o hırs yüzünden, olması gerekenden az yiyordum. Bu hastalıklı düşünceden ne yaparsam yapayım kurtulamamış, çevremdeki insanlardan-özellikle ailemden- bunu olabildiğince saklamıştım.
Bir akşam vakti bayılana kadar.
Annemin korku dolu bakışlarını, babamın paniğini ve okuldakilerin Sen iflah olmazsın bakışlarını asla unutamıyordum.
Unutamadığım bir şey daha vardı: duyduğum istek.Ben bunu yapmak istiyordum. Uzaktan her şey kusursuz ve aşırı toz pembe gözüküyordu; böyle olmadığını da biliyordum. Tecrübelemiştim bir kere. Ama istememe engel değildi tüm bunlar.
Açlık, ağır spor, güzel olmak zorunda kalmak, mükemmel bir fizik, acıdan ölsen bile gülümseme kabiliyeti ve daha sayamayacağım birçok şey.
Vazgeçiş fikri kolay gözükse de öyle değildi. Eğer bana altın tepside sunulan bu fırsatı elimin tersiyle itersem tüm bunları da yok etmiş olacaktım. Annemi boşuna telaşa sürüklemiş, kendimi bunca yükün altına boşuna sokmuş olacaktım.
Ve diğer her şey... İşte benim hayatımın arafı da tam burasıydı. Bu sefer bir tercih yapmaktan öte bir vazgeçiş yapacaktım. Çünkü her neyi seçecek olursam olayım bir diğerinden vazgeçmiş olacaktım.
Durdum. William'ın bir cevap bekleyen bakışları yüzümde gezinirken düşündüm.
Altı aydı. Altı ay bu teklifi değerlendirebilir, farklı şeyler yapabilirdim. İstediğim boşluk fırsatı da buydu aslında. Ama herhangi bir yere bağlı da kalmayacaktım bu süre zarfında."Bunu gerçekten ister misin?" diye sordum William'a. Bir şeyler söylemesini, içimi rahatlatmasını istiyordum belki de.
Burada yaşamak... Burada William'la yaşamak sanırım diğer tüm tehlikelere karşı bu kadar korunaklıyken, savunmasız olmak gibiydi. Dışarıda bir savaş vardı, kalenin duvarları sağlamdı ama benim zırhım ondaydı. Kalkanım yoktu ama aşılmaz duvarlarım vardı. Eğer beni öldürmek isteseydi mesela, dışardakilere bile gerek kalmadan halledebilirdi.
Yani diğer tehditler yoktu ama o vardı. Yalanlar, ihanet ya da diğer her neyse o vardı. Güvende olmak için ona sığınırken ondan nasıl koruyacaktım kendimi?
"Benim için sorun yaratan bir şey yok," dedi. Zaten istiyorum dese, ölürdü. Onu tanıdığımdan beri açık uçlu sorularımı geriye bana yöneltiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Kalan
General FictionDaha önce hiç görmediğime emin olduğum bu adamlar evime bir anda daldığında bir el hâlâ ağzımın üstüne kapalıydı. "Bay Benson size selam gönderdi," dedi elindeki silaha susturucu olduğunu düşündüğüm şeyi takarken. Duyduğum soyisim beynimde adeta bi...