Beck'le yaşanan olaydan sonra eve gittiğimizde Yoongi ile büyük bir kavga etmiştik. Normalde asla kavga etmezdik ve şu birkaç olaydır birbirimize laf etmemiz, üzücü şeyler söyleyip konuşmamamız beni üzüyordu. Onunla böyle olmaya alışık değildim."Bu çok fazlaydı Jimin. " Beni onaylamadığını belli ederken onu umursamadan odama geçiyordum. Ne düşündüğü umrumda değildi. Onun iğrenç sözlerine maruz kalan o değildi. Neler yaşadığımı bilmiyordu bile.
Duygularımla oynamış günün sonunda yine onun kollarına giderek bu aptal çocuğun hedefi olmuştum, ama o kendi hayal dünyasında yaşıyordu sessizce.
Kolumu saran güçlü elle durmak zorunda kaldığım da, gözlerinde ki saf sinirle karşılaşmıştım bir anda. Fazla can yakıcıydı. "Benden yararlanmaya çalışmış olabilir ama bu zalimce. Ona bunu yapamayız." Onu bu kadar umursuyorsa bana yardım etmeyecekti.
Alayla gülerken sertçe kolumu elleri arasından çektim. "Yaptım bile." Onu umursamadan odama gitmeye devam ettim. Birden ona acımaya başlamıştı. Ne düşünüyordu anlamıyordum bile artık. Beni görmüyor muydu?
"Park Jimin? Park!!"
"Ne!" Arkamdan sinirle adımı bağıran adama döndüm daha fazla kendimi sakin tutamazken. Ne istiyordu benden?
"Ebeveynleriyle konuş, onu oraya yollıyamayız."
Anlamıyordum. Bana yardım eden oydu. Bunu tek başıma yapmamıştım. Neden şimdi tek suçlu benmişim gibi davranıyordu?
"Şu an o çocuğu mu koruyorsun? Ne zamandan beri iyilik perisisin Min Yoongi?!" Sesimin yükselmesine engel olamamıştım. Dalga geçiyor olmalıydı benle. O çocuk, öldürmüştü beni, günlerce kendime gelememiştim ben o sözler yüzünden. Onların doğruluğu, kendimden nefret etmeme sebep olmuştu.
Sinirle bana bakıyordu. Neden bana karşı bu kadar nefret doluydu? Tek yaptığım onu bizden korumaktı. Neden beni anlamıyordu? Gözünün önünde öldüğümü göremiyor muydu?
"Ne zamandan beri kötü biri oldun sen? Tanıdığım Jimin, böyle biri değil."
Kötü mü? Asıl kötü olan oydu. Duyduğum cümleyle kahkahamı tutamamıştım. Kördü. Cidden, kördü.
"Çünkü o Jimin öldü. Biraz görebilsen.." Sinirli bağırışım çaresiz bir şekilde fısıltıya dönüşmüştü yavaşça. "..görebilsen, acı çektiğimi fark ederdin."
Ne hissetmem, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, tek bildiğim iyi olmadığımdı. Her şey ne zaman bu kadar kötüleşmeye başladı? Nerede hata yaptım?
İçimde ki bir kısım her zaman Yoongi'ye olan duygularımı ona itiraf etmem gerektiğini hep söylemişti. Tae'de her zaman yanımda olmuş, bana destek vermişti ama tam da şu an yaşanan olayların yaşanıcağından korktuğumdan söylememiştim.
Kendi içimde yaşamıştım sevgimi. Eğer ona söylersem her şeyin değişeceğini biliyordum. Onu kaybetmekten, aramızda ki arkadaşlığımızın yok olmasından korkmuştum, eskisi gibi olamamaktan.
Tüm korkularımı yaşıyordum ve en kötüsü ne yapıcağımı bilmiyordum.
Ona çok mu kötü davranmıştım? Mızıkçılık yapıp boşuna mı ondan uzaklaştırıyordum kendimi? Peki ya Beck? Yanlış mı yapmıştım ona?
Böyle biri olmadığımı biliyordum. Ona böyle bir şey yapıcağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Ne olmuştu anlamıyordum. İlk defa kendimi bu kadar sinirli ve yolunu kaybetmiş bir şekilde bulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Skipper [Yoonmin]
FanfictionVoleybol takımının kaptanı Park Jimin vs Basketbol takımının kaptanı Min Yoongi.. -angst