Little Man || 4

7.9K 774 334
                                    


"Çocuğum sen gerizekalı mısın? O yediğin havuçların sana geri dönütü olarak sadece kas mı yapıyorsun? Biraz beyninede yollasana pezevengim benim." Sinirli mırıldanışlarım arabada yankılanırken bir yandanda da yanımdaki koltukta oturan Jungkook'un saçlarını okşuyordum sevgi içinde. Daha çok onu dövmemek için kendimi sakinleştirmek adına sevgimi kullanmaya çalışıyordum.  Severek dövmek, Jungkook ile aramızda ki ilişkinin kısa bir özetiydi.

"Akşam ne yiyelim?" Yoongi, söylenmelerimi umursamazken sessizce arabayı sürmeye devam etti. Alışıklardı bu halimize, artık umursamıyorlardı bile bizi. Yoongi ve Taehyung ikilisi genellikle kavga etmezdi, hatta şimdi düşününce çok nadir kavga ettiklerini hayal meyal hatırlıyorum. Yoongi bu konularda sakin kalıp Taehyung'un istediğini yapmasına izin veriyordu, eğer bir sorun varsa bir şey demeden çözerdi sadece.

Jungkook ile ben onların tam tersiydik, en ufak şeye kavga eder, bağırışlarımız asla eksilmezdi, birbirimize laf atmadan duramazdık. Ciddi kavgalarımız nadir olsa da, bir gün Jungkook'u fazla sinirlendirip bana vurmasına neden olmamla televizyonu kırdığımız günden beri fiziksel şiddeti en aza indirip sevgisel şiddete karar vermiştik.

"Ya ama hyung! İlk sen çıktığın için yanına anahtarını almışsındır diye düşündüm. Ben de almadım anahtarımı." Jungkook çatık kaşları eşliğinde kafasındaki elimi iterken onun bana karşı çıkan haline gözlerimi devirdim. Suçlu hiçbir zaman o değildi zaten.

"Seninde dediğin gibi ilk ben çıktım evden. Anahtarı unutmuş olabilirim ama en son evden sen çıktın. Kapı kilitli olmadığı için şimdi hırsız girse eve. Hadi bakalım?"

"Unutmuş işte Jimin. Uzatmaya gerek yok. Sende unutmuşsun. " Önde oturan Taehyung bize dönerken, Jungkook'a göz kırpıp gülümsemesiyle şaşkınlıkla gözümün önünde flörtleşen çifte baktım. Elimde büyüttüğüm ikili bana karşı mı geliyordu şimdi? Jungkook'unda ona gülümsemesiyle aynı yaşlı teyzeler gibi ortaya atladım. Jungkook'un bacağına dokunan eline vurup sinirle Taehyung'a döndüm.

"O elini rendelerim, o zaman atamadığın pasları atamaz, dokunamadığın yerleri hiç dokunamazsın. " Diye mırıldandım ciddi kalmaya çalışırken, bu adama karşı ciddi kalmak çok zordu. Canından daha çok sevdiği canı arkadaşı olan beni korumayıp bu küçük tavşan parçası sevgilisini korumasına izin veremezdim. Jungkook benim bu halime güldüğünde sert bakışlarım ona döndü. "Çilingircinin parasını sen ödüyorsun, gülme. "

"Dokunmadığımı nereden biliyorsun?" Tae'nin söylediği cümleyle, Jungkook'un yüzünde ki sırıtış daha bir büyüdüğünde, oturduğu ön koltuktan arkaya dönmüş çocuğun suratında ki pis sırıtış ile bana bakışıyla karşılaştım.

Duyduğum cümlenin ağırlığıyla yüzüm buruşurken Taehyung keyifle benim bu halime gülüyodu. Şöför koltuğunda oturan Yoongi, sanki hepimiz malmışız gibi bakarken kendime gelmeye çalıştım.

İğrenç. Gerçekten kardeşimle bunu yapmışlar mıydı? Düşüncesi bile iğrenç. Midemin bulandığını hissediyordum. Tamam favori shiplerimden bir tanesiydi. Biri tabi ki SeokJin hyung ve Namjoon hyungdu. Diğeride Taehyung ve Jungkook. İkiside benim kardeşim gibilerdi. Onları bi an öyle düşününce..

Kötü oldum.

"Yalnız bu harbi baya böyle kaldı? İnandın mı lan?" Sessizce düşüncelerimin arasına daldığım sırada Taehyung beni dürtüklerken Jungkook'un "Zaten salak. İyice salağa çevirdin, aferin. " diye mırıldanmasını duymuştum.

"Bu kadar aptal olması benim suçum değil."

"Abime sadece ben aptal diyebilirim."

"Abin tam bir salak."

Skipper  [Yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin