Purple Hair||24

4.3K 402 246
                                    

"Saçlarını beğendim."

Zar zor duyduğum boğuk sesli fısıltısıyla bakışlarım ona dönerken içimde oluşan mutluluğu hissetmiştim. Onun beğenmiyeceğini düşünmüştüm çünkü.

"Bu renk sana yakışmış."

"Hayatımı renkli yaşamaya karar verdim, o yüzden saçımı siyaha boyadım. "

Minik kıkırtısı eşliğinde hafifçe sallanan bedenini hissettiğim de bende gülümsedim. Açıklamam çok saçma gibi duruyordu ama benim için öyle değildi. Şu zamana kadar saçlarımın rengiyle hayatım hep bir bütün halindeydi. Ne zaman bir renge boyasam hayatım bir anda full o renkle kaplanıyor oluyordu. Bunu seviyordum. Nedensizce oluşan bu bütün hoşuma gidiyordu.

Bugüne kadar hep açık ve canlı renklere boyamışken bu sefer ilk defa siyaha boyamaya karar vermiştim. Genellikle insanlar siyah rengini pek renkli bir renk olarak görmezler, daha çok bunaltıcı ya da koyu bir renk olduğunu söylerler. Ama bence öyle değil. Siyahta canlı olabilecek kadar doluca bir parlaklığı olan bir renk, en başta  asilliğin rengi olan siyah hayatı renkli yaşamak adına ilk adım için fena bir örnek olmazdı.

"Benimkini de boyar mısın?"

"Ne renk istersin?" 

"Siyah."

Onu onaylarken saçları arasında dolanan elimi omzunun altına diğerini de bacağının altına koymamla tek bir harekette onu kucağımdan kaldırmıştım.

"Woah!! Napıyosun Jimin?" Korkuyla büyüyen gözleriyle birlikte kollarımın arasında bana bakan adamı umursamamış, ayağımla zar zor ortaya çektiğim sandalyeye nazikçe oturtmuştum onu.

"Yürüyebilirdim." Sessiz mırıltısı kulağıma gelirken yüzümde ki gülümsemeyi silemedim. Kafası eğik bir şekilde yüzünü benden gizlediğinde pembeleşen yanaklarını uzaktan son anda fark edebilmiştim.

Aman tanrım! Utanmıştı.

"Böylesi daha güzel."

"Bence de."

Boyaları alıp geldikten sonra uzun bir sessizliğin içinde saçlarını boyarken, birden "Sarhoş olduğun zaman bana ne dediğini hatırlıyor musun?" Demişti.

Ani sorusu ile şaşırsam da cevap vermeden önce birkaç saniye düşündüm. Hatırlıyordum tabi ki. Kolları arasında onu sevdiğimden dolayı özür dilememi kolay kolay unutamazdım.

"Evet. "

Konuşmak için açılan dudaklarını görmemle ona izin vermedim. Bunu konuşmak istemiyordum, konuşmamız lazımdı biliyordum ama şu an buna hazır değildim. O yüzden konuşmasına izin vermedim. "Bitti. Biraz bekledikten sonra yıkarız." Dedim boyanın kutularını toplarken. "Acıkmışsındır. Ben sana yemekleri getiriyim. "

Konuşmasına izin vermeden hızla mutfağa geçip yemekleri küçük bir tepsiye koyup yanına geldim. Koltuğun tekinde oturan adamın yanına gittiğimde bakışları bana dönmüştü.

Merakla tepsiye baktığını gördüğümde sessizce yanına oturdum. Tepkisini merak ediyordum. Şu zamana kadar hep o bana yemek hazırlamıştı ve şu an ilk defa ben ona hazırladığımdan birazcık gerilmiştim.

Skipper  [Yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin