Crazy in love ||38

3.1K 210 202
                                    


"Nasıl hissediyorsun, Jimin?"

"İyiyim. "

Bu soruyu sadece yalanlarımı dinlemek adına soran doktor, benim cevabıma karşı sıkıntıyla derin bir nefes vererek bana inanmadığını, elinde ki kağıtların aksini gösterdiğini anlamıştım. "Sana güzel haberlerle gelmek isterdim ama üzgünüm. Hastalığın tahmin ettiğimizden de başa çıkması zor ve şu an vücudunla sert bir savaş içerisinde, bu yüzden bu ani ataklar oluşmaya başladı."

"Yani..artık karbonhidrat alıp almamam önemli değil mi?" Anlamayarak ona baktığımda beni başıyla olumsuz bir şekilde onaylayıp, derin bir nefes alarak tekrardan elinde tuttuğu kağıtlarına döndü. İçimde ki korku onun her nefes alışıyla daha bir büyürken kendimi kötüyü düşünmekten alıkoyamıyordum.

"Önemli..hala bu çok önemli ama vücudun eğer bu savaşı kazanamazsa daha kötü şeyler karşımıza çıkabilir. Bu yüzden olbildiğince sağlıklı beslenmeli, seni strese sokacak şeylerden uzak durmalısın, ilaçlarını da unutma."

Öyle yapıyordum, uzun bir süredir iyileşmek adına şu zamana kadar yapmadığım kadar çaba gösteriyor, dikkat ediyordum. Çocukları endişelendirmemek, Yoongi'yi üzmemek için elimden geleni yapmıştım ve aldığım sonuç beni fazlasıyla hayal kırıklığına uğratmıştı. Her şeyin düzeleceğini zannederken daha mı kötüleşiyordum?

"Bunu açık açık söyleyeceğim Jimin, tehlikenin farkında olmalısın. Eğer.. bu hastalığın daha da ileri seviyeye yükselirse birçok ameliyata girip çıkman gerekecek. Bu yüzden lütfen.. kendin için, etrafında ki seni seven insanlar için kendine iyi bak ve bir daha benim yanıma böyle gelme."

Duyduklarımla aldığım nefes boğazımda eksik kalırken anlamayarak karşımda ki adama baktım. İyi olmalıydım, ilaçlarımı içiyor, kendime iyi bakıyordum, hatta voleybolu bile bırakmıştım bunun için. Aldığım karşılıksa elimde olan hiçbir şeydi, belki de ölüm.

Dudaklarımı sıkıca bastırmış, cevabından korktuğum soruyu sormamak için kendimi zorlarken kendimi tutamamış bir şekilde sormuştum.

"Bu ameliyatlar..yani ölebilir miyim?"

"Bu..Bunları düşünme, şu an iyisin. Sadece kendine iyi bak ve bunları duydun diye hayatını daha da zorlaştırma. "Bu soruyu cevaplamaktan kaçınırcasına bana değilde elinde ki kağıtlara baktığında kafam daha bir karışmıştı. "Hastaların bir çoğunluğu onlar için olumsuz bir haber aldığında kendini dibe atar. Biliyorum senin için zor ama yanında birçok insan var, bu da iyi olmak için daha birçok sebeplerden çoğu. İyileşeceksin Park Jimin, sen bunu başaracak kadar güçlüsün."

Yani bana kısaca sakin ölme demişti.

Bana ölebilceğimi söylemişti.

Kendimi bildim bileli benimle olan bu hastalığımda şu zamana kadar hiç ölümü düşünmemiştim, belki de kendime ölüm damgasını kondurmaya cesaret edememiştim.

Sadece hastaydım ve yediklerime dikkat etmem lazımdı..ölüm hiçbir zaman bunun içinde olmamıştı ve şu an bu gerçeklik sertçe yüzüme çarparken ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum.

Ne yapacaktım? Ya gerçekten ölürsem, etrafımda ki insanlara ne olacaktı?

Kafamın içinde dolanan düşünceler ve soruların aksine gülümseyerek odadan çıktığımda sinirle bana bakan Yoongiyle karşılaştığımda kendimi tutmak fazlasıyla zor olmuştu.

'Eğer ölürsem..' ile başlayan birçok pişmanlık ve korku içeren cümlelerle dolmuştu anında zihnim. Onun güzel yüzü zihnime iyice kazırken bundan sonra olacak şeylerden delicesine korktuğumu hissedebiliyordum. Bilinmezlik duygusu her şeyi daha bir kötüye sokuyordu.

Skipper  [Yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin