Matchmaker||29

4K 324 125
                                    


"Bu işi bugün bitireceğim. Kaptanınıza güvenin." Kendime olan güvenim sesime yansırken arkamdan gelen gülüşlerle sinirli bakışlarım Taehyung ve Namjoon ikilisine dönmüştü anında.

Benim bakışlarımı fark ettiklerinde hızla ciddi ifadelerine geri dönerlerken memnun bir şekilde kafamı salladım. Bu konuda fazlasıyla ciddiydim ve istediğim olana kadar da bu işin sonunu bırakmayacaktım.

"Bence birbirlerinden hoşlanmıyolar bile sen götünden atıyorsun." Seokjin hyungun dediğini umursamadan, projeksiyonla duvara yansıttığım sunumu büyük bir ciddiyetle sunmaya başladım.

"Aşk nedir? Cevaplamak isteyen var mı?"

"Uuh uu ben." Jungkook büyük bir heyecanla oturduğu yerden elini kaldırırken onun bu istekli hali gülmeme neden olmuş, kırdığım ciddi surat ifadem bozulurken anında ciddi halime dönmüş, ona söz vermiştim.

"Bir kimseye duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusu."

"Aferin." Benden aldığı aferinle yerine gururla otururken yanında oturan sevgilisini, yeni karne almış küçük çocuk sevinciyle dürtükledi. Tae, küçük çocuğun bu minik heyecanına karşı sadece güldü. Jungkook'un saçma şeylere karşı aşırı heyecanı ya da ilgisi, Taehyung itiraf etmesede onu da heyecanlandırıyordu. Onların bu tatlı hali beni mutlu etsede bir yandan kusma isteği de getirmiyor değildi.

"Peki, yasak aşk nedir?"

"Uuh uu ben ben!" Jungkook yeni oturduğu sandalyeden duyduğu soruyla anında kalkarken olduğu yerde minik zıplayışlarının eşliğinde kaldırdığı elini gözüme sokmaya çalışıyordu. Halbuki odada ondan başka el kaldıran yoktu.

Hatta sanırım dikkate alan bile yoktu ki Namjoon hyungun elinde ki telefonla ilgilenmesi bu düşüncemi daha bir destekliyordu. Birkaç kişinin daha onunla aynı pozisyonda olduğunu fark ettiğimde, sinirle "Ya şu an beni dinlersiniz ya da ebediyen beni size dinlettiririm!" Dememle hepsi ilk başta şaşkınlıkla bana baksada, bende ki potansiyeli ve yaşanacakları bildiklerinden dolayı tıpış tıpış anında telefonlarını kaldırmışlardı.

Tatmin edici bi gülüşle Jungkook'a sözünü verdim. Kaptan olmak bazen güzel bir his olabiliyordu. "İki insanın olmaması gereken bir zamanda ya da kişiyle yaşadığı, birbirlerine hissettikleri duygu."

"Çok güzel. "

"Tüm hayatı boyunca bu anı bekliyormuş resmen."

Ekranda çıkan Hobi ve Jackson'ın kucak kucağa olduğu shoplu fotoğrafı gösterirken, benim yaptığım fazlaca belli olsada buna aldırmadan tüm ciddiyetimle anlatmaya devam ettim.

"Bu gördüğünüz çiftimiz şu an yasak aşk yaşıyor. Nerden mi biliyorum? Birkaç araştırma yaptım ve öğrendim ki..." Ekranda çıkan resimde Hobi'nin eski sevgilisi belirirken adını bir türlü hatırlamadığımdan Lamba demiştim ona.

"Lamba beyi hatırlarsınız. Üzücü bir ayrılık yaşamışlardı, Lamba'nın Hobi'yi aldatmasıyla. Peki bu aldattığı kişi kim?" Ortaya attığım ucu açık soruyla herkes ciddi bir şekilde bunu düşünmeye çekildi. Hoseok bize bu konu hakkında her şeyi anlatmadığından, sınırlı bir bilgimiz vardı. Fakat Park Mükemmel Jimin her şeyi öğrenmiş, tüm yapboz oyununu çözmüştüm.

"Jackson mı?"

"Hayır."

"Lamba'nın kardeşi mi?"

"Hayır.

"Lamba'nın babası."

Aldığım saçma cevaplarla yüzüm buruşurken olumsuz bir şekilde kafamı salladım.  Bunlardan bir halt olmazdı. "Üç yanlışla hepiniz elendiniz çünkü... Jackson'ın babası ve Lamba'nın annesinin evlenmesiyle bu ikili üvey kardeş oluyolar. Önemli kısım burası değil. Bu ikili gün geçtikçe yakınlaşırken Jackson, Lamba'nın Hobi'yi aldattığını öğreniyor ve büyük kavga ediyorlar. Sonrasında..." Beni büyük bir dikkatle dinleyen kafaları gördüğümde yüzümde oluşan memnun ifadeye engel olamazken anlatmaya devam ettim.

Skipper  [Yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin