Fight ||33

3K 273 72
                                    


"Konuşmak istemiyorum."

"Daha nereye kadar kaçacaksın?"

"Dışardan ne kadar iyi gözüküyorum bilmiyorum ama değilim..iyi değilim tamam mı? Bana biraz zaman verin kendimi toplamam lazım." İçime dolan sinirle sesim ister istemez yükselirken Tae'nin bana sarılışını hissettim. Kollarım güçsüz bir şekilde onu sararken yumuşak sesi kulağıma gelmişti.

"Biz hep yanındayız Jimin, biliyorsun di mi? Bizimle konuşabilirsin, içinde yaşamana gerek yok." Uzun parmakları saçlarıma çıktığında, kolları arasında duran vücudum gevşerken gözlerimin dolmaya başladığını hissediyordum. Şu birkaç gündür fazla ağlak olmuştum ve bu sinirimi fazlaca bozsa da birazcık iyi hissettiriyordu.

"Senin için endişelendik. Yoongi hyung çok korktu, seni nasıl bir halde bulduğunu bize söylemiyor ama haline bakarsak pekte iyi değildin ve bu onu fazlasıyla etkiledi. "

Beni kucağına daha çok çekerken sessizce kanatları arasına sığındım. Normalde olsa tek başıma atlatmaya çalıştığım zamanları şu an onlarla konuşarak atlatmak tahminimden de iyi gelmişti bana. Hepsi teker teker yanıma gelip benle konuşmuş, beni neşelendirmeye çalışmışlardı.

"Biliyorsun o da zor zamanlar geçiriyor ve..onun için değerli birini daha kaybetme korkusu şu an ona düzgün düşündürtmüyor. Sadece ona biraz zaman ver, öyle demek istemediğini sende biliyorsun."

Biliyordum, bana öyle şeyler demeyeceğini ben de biliyordum ama yinede bunları duymak ister istemez etkilemişti beni. Aklımda çok fazla düşünce vardı ve hangisini düşüneceğimi, ne yapacağımı şaşmış bir haldeydim. Yoongi ile konuşmak için kendime biraz daha zaman verirken, voleybol olayı bir köşeden beni endişelendiriyordu.

"Napıcam ben Taehyung?"

"Sadece iyileşmene bak, sonrasında her şeyi birlikte halledicez tamam mı?"

"Yemek zamanııı.." Seokjin hyungun büyük bir neşe içinde odaya girmesiyle bakışlarım ona döndü. Elinde tuttuğu tepsiyle yanıma gelirken Tae benden ayrılmış, tepsi kucağıma konulmuştu. Minik tepsinin her bir yeri yemekle doluyken bunları asla bitiremeyeceğimi biliyordum. Hala daha yemekle olan aram düzelemezken çocuklar bu sefer bu konuda bana daha yumuşak davranıyorlardı.

"Yemen lazım biliyosun, bu yüzden sadece yiyebildiğin kadar ye..kendini zorlamana gerek yok." Seokjin hyung yüzünde parlayan güven verici gülüşüyle yanıma otururken ona teşekkür ettim. Bana usanmadan yemek hazırlıyordu her seferinde.

"Bizim antrenmanımız var, Jungkook ve Namjoon yanında u. "

"Ah..zor bir gün olucak." Diye mırıldandım şimdiden kendime acırken. Başımda bekleyen ikili benim halime gülerken antrenmana geç kalmamaları için yolladım. Evde, benim üzüldüğümü bildiklerinden dolayı Daniel'ın konusunu açmamaya çalışıyolardı. Sadece şu anlık benim yerime Jackson'ın kaptan olarak geçtiğini öğrenmiştim.

Burnuma gelen kokularla önüme konan yemeği hatırlayıp ona döndüm. Aç değildim, önümde ki yemeklerin kokuları ve görüntüleri beni asla cezbetmese de hastalığımın ilerlediğini öğrendiğimden dolayı zorlada olsa bir şeyler yemeye çalışmıştım.

Son zamanlarda üstümde olan stres, baskı ve kendimi fazla zorlayışım yüzünden hastalığım kendini daha bir çoğaltırken aldığım ilaçlar yetmez olmuştu. Bunu da evde yaşadığım zor anlarla öğrenmiştim. Stresten uzak, düzenli beslenmem gerektiğini katı bir şekilde söyleyen doktorlarla durumun iyi olmadığını anladım.

Kendimi ne kadar kötü hissetsem de, ağlayıp yememek istesem, baktıkça bile kusmak istesem de yemeklerimi yiyordum. Azar azar olsa da yemeye çalışıyordum.

Skipper  [Yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin