29. Bölüm-Bilet

95 11 39
                                    

Seelaammm!!! Bölüm azıcık gecikti, çoook özür dilerim sizden. Gerçekten hiçbir şekilde bölüm yazabilecek durumda değildim, yoksa sizin de bildiğiniz gibi normalde çok bölümü geciktiren biri değilimdir. Neyse, özür dilemek istedim sizden.

Multide askerleri izleyerek içinden söylenen Kumsal (ne demek istediğimi bölümü okuyunca anlayacaksınız) ve benim kesinlikle aşık olduğum bir şarkı var; bölümü okurken olmasa bile bir fırsatınızda dinlemenizi öneririm. O zaman bölüme geçelim, iyi okumalar...

NOT: Bölümü okumadan önce, sadece isme bakarak buraya varsayımlarınızı bırakabilir misiniz? Sizce bu bölüm neler olacak? Hayal gücünüzü kullanın hadi biraz, bekliyorum sizi!

Ege'den...

Ayla'ya bayağı bir duygu sömürüsü yapmıştım ve nihayet yemeğimi bana yediriyordu. Ben onu izlerken o iğrenç yemeğin nasıl bittiğini anlamıyordum bile.

Birden kapının açılmasıyla tüm büyü bozulmuştu. Homurdanarak döndüğümde doktorun, yaşlı bir amcanın ve genç bir çocuğun geldiğini gördüm.

Kim olduklarını anlamaya çalışırken doktor "Ben ikna edemedim, belki siz edersiniz diye de getirdim." deyince anlamıştım. Ayla anlatmıştı zaten. Çocuğun kanı benimkiyle uyuşuyordu ama vermeye gönüllü değildi.

Çocuk "Ben ikna olacağımı sanmıyorum valla. Vermiyorum kan." diye ukala ukala konuşurken yaşlı amca Ayla'ya garip garip bakarak "Doktor kızım? Ayla sendin, değil mi?" deyince Ayla da gülümsemişti. Ne oluyordu ya?

"Benim Tahsin amca, iyisin, değil mi?" Amca Ayla'ya sarılırken ben de olaylardan tamamen uzak bir şekilde onları izliyordum.

"Senin sayende iyiyim kızım, sen nasılsın?" Ayla buruk bir gülümsemeyle "Ne kadar olabilirsem o kadar iyiyim." deyince amca başını salladı. "Kızım, ben bunu ikna edemedim bir türlü, kusura bakma, olur mu?"

Ayla amcanın elini tutarak "Olur mu öyle şey? Biz zaten bunu karşılık beklemeden yapıyoruz Tahsin amca." derken ben de anlamış gibiydim. Herhalde amca hastayken Ayla ona bakmıştı.

İç çekerek yatağa yaslandığımda genç çocuk şaşkınlıkla "Dede, seni ölümden döndüren doktor bu mu?" deyince amca da şaşırmış gibiydi. "Ne yani, verecek misin kanı?"

Tam araya girip karşılıklı olarak düşündüyse vermemesini söyleyecekken benim yerime sevgilim yapmıştı bile bunu. "Dedeni kurtardığım için vereceksen verme, gerek yok!" Annem de arkadan onu onaylayan mırıltılar çıkarmıştı.

Ayla tam doktora dönüyordu ki çocuk "Y-yok, hayır; o yüzden değil. Yemin ederim, hatamı anladım ben." dedi hızla.

Ayla kaşları çatık bir şekilde "Bir daha böyle bir şey olduğunda-karşındaki her kim olursa olsun-yardım edecek misin?" deyince başını salladı.

"O zaman tamam doktor bey." Amca ve çocuk dışarı çıkarken annem ve Ayla gülerek birbirine sarılmıştı. Ben ise hala inanamıyor gibiydim.

Ne yani, iyileşecek miydim? Gerçekten, bitecek miydi tüm bunlar? Onlar ayrılırken hala şaşkınlığımı üstümden atamamıştım. "Ne yani? Bitti mi şimdi, iyileşecek miyim?" diye mırıldandığımda Ayla gülerek yanıma oturdu. "Evet hayatım, iyileşeceksin!"

Bir süre ona baktıktan sonra hızla sarıldım. Heyecandan titriyordum. "Peki ne zaman ameliyat olacağım?"

Ayla ayrılarak elini yüzüme koyarken heyecanla ona bakıyordum. "Yani, iki gün sonra dokunun senin dokuna uyup uymadığı belli olacak. Eğer uyduysa ameliyat olacaksın."

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin