14,5. Bölüm-Uçak

193 12 28
                                    

14,5. bölümümüzle karşınızdayım! Bu bölüm kısa olduğu için 15 demek istemedim ama en yakın zamanda uzun bölüm de gelecek.

O zaman sizi daha fazla tutmayayım. İyi okumalar...

Not: Multideki şarkıyı dinlemeyi unutmayın sakın!

Yavaş yavaş gözlerimi aralayınca ilk gördüğüm şey bir çift panik dolu kahverengi göz olmuştu. "Kumsal! İyi misin güzelim?! Gel doğrul şöyle!" Ata beni yavaş yavaş doğrulturken ben de zar zor doğrulup yatağa yaslandım.

"Biraz daha uyusaydın keşke." Ata'nın sözleriyle zar zor başımı salladım. "A-abimi aramam lazım. Onu ara."

Midem çok bulanıyordu ve kendimi iyi hissetmiyordum ama bunların hiçbiri şu an umrumda değildi.

"Kumsal! Artık şu saçma insanı düşünmeyi bırakır mısın?! Bırak, ne olursa olsun! Ateşin var, hem de kaç derece! Her an bir yerlerde düşüp kalabilecek kapasiteye sahipsin şu an! Hala onu düşünüyorsun!"

Artan mide bulantımla yutkunmaya çalışarak başımı yatağa yasladım. "Telefonu ver Ata."

Şu an ona ağzının payını verebilirdim ama gücümün son kırıntılarını abimlerden bilgi almak için harcayacaktım.

Ata öfkeyle telefonumu uzattı. "Al!"

O sinirle yanımdaki sandalyeden kalkıp odada volta atmaya başlarken ben de halsizce kişilerden abimi bulmaya uğraşıyordum.

En sonunda bulduğumda hızla aradım. Çalmasına rağmen cevap vermiyordu.

Mide bulantım gittikçe artarken zar zor "Ata, beni lavaboya götürür müsün?" diyebildim.

Ata hızla yanıma geldi. "Miden mi bulanıyor?!" Başımı salladım.

Koluma girerek lavaboya götürdüğü anda klozete eğilip kusmaya başladım.

"Kumsal bu böyle olmayacak. Yürü hadi, hastaneye gidiyoruz!"

Başımı zar zor iki yana salladım. "Hayır, gitmiyoruz."

Ata sinirle ellerini saçlarının arasından geçirdi. "Kumsal sen halini görmüyor musun?!"

Öfkeyle ona döndüm. "Madem beni bu kadar düşünüyorsun bana hemen bir uçak bileti al!"

Ata şok içinde bana baktı. "Şu halde uçağa binmeyi düşünmüyorsundur umarım."

Başımı iki yana salladım duvara tutunarak ayağa kalkarken. "Düşünüyorum. Sen almazsan ben alacağım, o yüzden şansını fazla zorlama."

Ata başını salladı. "Kumsal, şu an gidemezsin. Şu an kendi başına birkaç basamak merdiven bile çıkabilecek halde değilsin!"

Ona yalvarırcasına baktım. "Ata bir de benim açımdan bak. Şu an Alparslan vuruldu ve ne doğru düzgün haber alabiliyorum ne de yanında olabiliyorum. Lütfen..."

Ata çaresiz bir şekilde bana baktı. "Bir şartla Kumsal." Heyecanla başımıza salladım. "Ben de seninle geleceğim."

Tam itiraz edecektim ki beni göndermeyeceği aklıma gelince başımı salladım mecburen.

"Ben en yakın olan zamana bakayım." O telefonuna bakarken bir yandan da koluma girmiş bir şekilde beni yürütüp yatağıma yatırdı.

"En yakın uçuş birkaç saat sonra. O yüzden şimdi itiraz yok, yatıp uyuyorsun." Keyifsizce başımı salladım. "Biletleri almayı sakın unutma!" O başını sallarken olduğum yerde gözlerimi kapattım ve kendimi karanlığa bıraktım.



"Kumsal, güzelim kalk hadi." Gözlerim kapalı bir şekilde ona baktım. "Hadi, uçuş saati çok yaklaşıyor."

Başımı salladım ve doğrulmaya çalıştım. Bir yandan beni doğrulturken bir yandan da elini alnıma koydu. "Kumsal, çok ateşin var be güzelim. Keşke sözümü dinlesen."

Derin bir nefes alarak mide bulantımın geçmesini diledim. "Hadi Ata, gidelim. Bizimkiler nerede?"

Ata bir yandan beni kaldırırken bir yandan da "Sen uyuduktan kısa bir süre sonra geldiler. Ben de onlara gideceğimizi anlattım. Şimdi de bahçede filanlardır galiba."

Başımı sallayarak ayağa kalktım. "Ata, çok üşüyorum."

Ben tir tir titrerken Ata hızlıca üstümdeki kalın kazağın üstüne yün yeleğimi giydirdi. Ondan sonra da kalın montumu giydirirken ben titrememi durduramıyordum.

"Ah be Kumsal, ah be güzelim." Ata mırıldanarak beni giydirdikten sonra yürümeme yardım etti ve binadan çıktık.

Bahçedeki soğuk hava iyice üşümeme sebep olurken Ata kollarıyla beni sararak "Şimdi varacağız. Biraz daha dayan." deyip duruyordu.

Muhtemelen önceden çağırdığı taksi yurdun girişinde beklerken sadece aldığımız telefonlar ve cüzdanlarımızla taksiye bindik.

Bindiğimizde Ata yüzümü avuçlarının içine alınca bunu yapan kişi her zaman Alparslan olduğu için bir an gözlerim dolsa da kendimi topladım.

"Kumsal, oraya gittiğimizde çok fazla üzülmek yok. Ayrıca hastaneye gittiğimizde Alparslan'ı gösterirlerse gördükten sonra hemen sana da bir oda ayarlayacağız ve sen de oraya yatacaksın. Kesinlikle bir doktorun bakması gerekiyor." Halsizce başımı salladım.

Nihayet havaalanına vardığımızda Ata beni indirdi ve birlikte ilerledik. O işlemleri hallederken ben de koltuklarda bekliyordum.

Bir anda tekrar midemin bulanmasıyla olduğum yerden hızla kalktım ve etrafa bakındım.

Tuvalet tabelasını gördüğüm an oraya doğru koşmaya başlarken Ata'nın arkamdan "Kumsal! Kumsal nereye gidiyorsun?!" diye panik içinde bağırdığını duyuyordum.

Kendimi tuvalete atıp kusmaya başladım.

Nihayet biraz olsun kendime geldiğimde dışarı çıktım.

Ata korkuyla bana bakıyordu. "Güzelim, iyi misin?!"

Başımı salladım halsizce. "İyiyim, gidebiliriz."

Ata yavaşça koluma girdi ve girişe doğru ilerledik. Uçağa giriş yaptığımızda koltuklarımızı bulup oturduk. "Güzelim, yolumuz uzun, sen istersen biraz uyu."

Yavaşça başımı omzuna yasladım. O saçlarımı okşarken ben de hemen uyuyakalmıştım zaten...

Eveet, Kumsal biricik aşkına doğru yola çıktı!

Sizce Alparslan'a ne oldu, abileri neden Kumsal'ın telefonuna cevap vermiyor?

Kumsal ve Ata sağ salim Alparslan'ın yanına varmayı başarabilecek mi?

O zaman diğer bölümde görüşürüz, kendinize iyi bakın, sizi çook seviyorum!

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin