22. Bölüm-Bar

126 11 48
                                    

Herkese selam! Uzatmadan bölüme geçiyorum, multide kızıl saçlı güzelimiz Eylül ve bölüm için çoook uygun olduğunu düşündüğüm bir şarkı var. Açmayı unutmayın. İyi okumalar...

Yurda varmış ve valizlerimizi de yerleştirmiştik. Hira ise birkaç günlük azıcık da olsa neşeli halinden tamamen kurtulmuş; eski durgun, mutsuz haline dönmüştü.

"Hadi kızlar, yemekhaneye inelim." Eylül telefonunu eşofmanının cebine atarken ben de yanına gidip Hira'nın koluna girdim. "Kanka bugün çorba varmış, sen çok seversin!" Hafifçe gülümseyerek başını salladı ve birlikte aşağı indik.

Binalarımız ayrı olsa da yemekhane bölümleri ortak olduğu için erkeklerle beraber yiyorduk. Biz koridorda ilerlerken Şeyda'nın ayağıma çelme takmasıyla son anda kendimi toparlamıştım. Alev saçan gözlerimle ona baktığımda korkmuş gibi yaptı ve gülerek uzaklaştı. Hira beni çekiştirince mecburen topuz yaptığım ama her tarafından tellerin çıktığı saçımı geri atıp yürümeye devam ettim.

"Sizin bu Şeyda ile işiniz bitmemiş miydi?" Eylül sorarken sinirle ona baktım. "Bitmemiş demek ki! Kız Ata'dan hoşlanıyor, Ata da benden! Ama anlatamıyorum benim Ata'dan hoşlanmadığımı ya! Bir türlü bırakmıyor peşimi! Bir gün çok fena dayak yiyecek benden ama ne zaman merak ediyorum!"

Eylül sakinleşmem için kolumu okşarken yemekhaneye de varmıştık. "Boşver Kumsal, eninde sonunda anlayacak."

Yemeklerimizi aldıktan sonra Doğu ve Batı'nın olduğu masaya geçip hep birlikte yemeye başladık. Daha yeni başlamıştık ki bir anda yan masadaki sandalye çekildi ve biri masamıza oturdu. Hepimiz şaşkınlıkla başımızı kaldırdığımızda oturan kişinin Ata olduğunu gördük. "Selam. Beni beklemeden yemeye başlamışsınız."

Ata gülerek oturup yemeğini yerken bizimkilerle göz göze geldik. Doğu hafifçe öksürdüğünde Ata hala yemeye devam ediyordu. Doğu bir kez daha öksürünce istifini bozmadan masadaki sürahiden bir bardak su doldurup Doğu'ya uzattı. "Al kanka, boğazına bir şey takılmış belli ki."

Bu kadar yüzsüzlük olamazdı ya! Ben Ata'ya trip atmayı filan planlamıyordum tabii ki ama o da bize yaklaşmaz, normal bir şekilde hayata devam ederiz diye düşünüyordum! Hayır, öyle bir davranıyordu ki masadan kalkıp gitmesini de söyleyemiyorduk!

En iyisinin görmezden gelmek olduğuna karar vererek yemeğimi elimden geldiğince hızlı yiyip ayağa kalktım. Hira ve Eylül ile Doğu ve Batı da ayaklanmıştı.

"Herkes niye kalktı ya? Kumsal, kanka sen kalkınca herkes kalktı bak; hepsi senin yüzünden!" Ata kendi kendine gülerken hiçbirimiz yorum yapmamayı tercih ettik.

"Doğuş, bizim odaya gelsenize siz de. Ders çalışırız." Doğu ile Batı tam onaylayıp ilerliyordu ki Ata arkamızdan seslendi. "Yemeğimi bitireyim geliyorum ben de, merak etmeyin!"

Hızla ilerlerken koridora çıkmamızla Doğu birden patladı. "Bu ne yüzsüzlük ya?! Nasıl böyle davranabildiğini aklım almıyor!"

Batı ise sessiz bir şekilde duruyordu. "Kızlar, hadi odaya geçelim. Benim size anlatmam gereken şeyler var."

Hepimiz şaşkınlıkla Batı'ya dönmüştük ama o başıyla odayı işaret etmekle yetindi sadece.



Odaya girer girmez kapıyı arkamızdan kilitledim ve hızla "Batı bebeğim, anlat bakalım neler oluyor?" diyerek kendimi koltuğa attım. Diğerleri de yanıma otururken Batı olduğu yerde rahatsız bir şekilde kıpırdanıyordu.

"Ata'nın önceden bir sevgilisi vardı." Nihayet söze başladığında hepimiz dikkat kesilmiştik.

"Onu kaybetmekten o kadar korkuyordu ki istediği her şeyi yapıyordu. Üzerine titriyordu." Sonra titrek bir nefes aldı. "Ama kız onun ilgisinden bunaldı ve ondan ayrıldı. Kısa bir süre sonra başkasıyla çıkmaya başladı. Ama Ata onu hala atlatamamıştı. Bu yüzden kızın yeni sevgilisini buldu ve..."

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin