2. Bölüm-İstemiyorum!

2.3K 65 14
                                    

Kulağıma gelen bir sürü ses ile gözlerimi açtım.

Etrafa bakındığımda kimsenin olmadığını gördüm. Hızla
ayağa fırladım. Uyuyakalmıştım!

Kapının çalmasıyla koşarak kapıya gidip açtım. Açtığım anda Mert'in ve çocukların bana sarılması bir oldu. Mert sayıklar gibi "Şükürler olsun... Neyse ki iyisin... Çok şükür iyisin..." deyip duruyordu.

Tam o beni bıraktığı anda abim gelip bana sarıldı. O da aynı şeyleri söylüyordu. Onu hafifçe ittirip uzaklaştım. "Ne oluyor size?"

Mert sinirle konuşmaya başladı. "Ben çocukları okuldan aldıktan sonra tam eve çıkıyordum ki Oğuz abi ile karşılaştım. Restorana gelmeyince merak etmiş..." dediğinde elimle alnıma vurdum.

"Ben onu tamamen unutmuşum!" Abim aferin sana der gibi bakarken Mert devam etti. "Neyse, yukarı çıkınca anahtarımı unuttuğumu fark ettim. Zili çaldım çaldım açmadın. Telefondan aradık, ona da bakmadın." dediğinde çok şaşırmıştım. Normalde hem az, hem de hafif bir uykum vardı. Bu kadar derin uyumama çok şaşırmıştım. "Uyuyakalmışım..." diye mırıldandım.

Mert "Neyse, çok şükür ki iyisin." dedi ve içeri geçtiler. Abim telefonunu çıkarıp "Ben bir Sahra'yı arayayım, o da çok merak etti." dedi ve yan odaya geçti.

Ege "Anne, biliyor musun bugün okulda ne oldu?" diye tam anlatmaya başlayacaktı ki araya girdi Onur. "Bize vereceğiniz haber ne? Yol boyunca dayımla konuştun baba ama bize söylemedin." dedi.

Bir an Mert ile göz göze geldik. Onur ile ilgili bir sorun çıkacağını sanmıyordum ama Ege kıskanabilirdi.

Onur'a döndüm. "Canım, biliyorsun, Ege seni çok seviyor."

Onur kafası karışık bir şekilde baktı bana. "Evet, ben de onu çok seviyorum."

Başımı salladım. "Doğru, ve biz sizin aranızda hiç ayrım yapmadık."

Onur aynı şaşkınlıkla kafasını sallayınca devam ettim. "Şimdi... İki kardeşiniz daha olacak." dedim ve hemen oğullarımı izlemeye başladım.
Ne tepki vereceklerdi acaba?

Ben onları izlerken  Ege sevinçle boynuma atladı. "Yaşasın! Abi olacağım ben de! Hem de iki kardeşin abisi! Onlara okumayı öğreteceğim, futbol oynayacağız birlikte, çok eğlenceli olacak!"

Onur ise öylece durmuş bana bakıyordu. Ona döndüm "Sen bir şey söylemeyecek misin oğlum?"

Onur bana baktı ve isyan edercesine konuştu. "Ben iki kardeş daha istemiyorum! Ege ile zor baş ediyorum zaten! İki tane daha olmasın!" dedi.

Ben şaşkın bir şekilde bakarken Mert yavaşça "Ama oğlum..." dediğinde Onur sert bir sesle "İstemiyorum dedim! İki kardeşim daha olmasın! Ne yapın edin, o çocuklar dünyaya gelmesin!" dedi ve odasına koşup kapıyı sertçe çarptı.

Onur cümlesini bitirdiği anda ağlamaya başlayan ben şimdi hıçkırıklara boğulmuştum.

İşte!Ege'den korkuyordum ama en büyük tepkiyi Onur vermişti! Böyle bir şey olacağını biliyordum zaten!

Mert şaşkınlıkla Onur'un arkasından bakarken kendini toparladı ve "Ege hadi oğlum, sen de git odana. Başla sen ödevlerini yapmaya, ben de gelirim birazdan." dedi ve onu odasına gönderdi.

O sırada konuşması bitmiş olan abim odaya girdi ve beni ağlarken bulunca hemen yanıma geldi. "Defne! Ne oldu abiciğim sana?! Anlat hadi..." dedi ama ben sadece ağlıyordum. Çok çaresizdim. Bu bebekler hiçbir şekilde planlarımız dahilinde değildi zaten ve öğrenince şok olmuştum. Şimdi ise...

Mert de bana sarıldı. "Canım, sakin ol. Eminim bir süre geçtikten sonra Onur da kabullenecek ve hatta onları çok ama çok sevecek. Eminim buna... Hatta o zaman gelince seninle birlikte güleceğiz boşu boşuna stres yapmışsın diye. Hadi, üzme kendini..." dedi.

Ben de kendimi toparlamam gerektiğinin farkındaydım. Ege her zaman bu tür şeylerden çok etkilenen biri olmuştu ve şimdi psikolojisinin bozulmasını istemiyordum.

Onun dışında karnımda taşıdığım iki çocuğum vardı ve hamilelikte stres yapmamanın ne kadar önemli olduğunu biliyordum.

Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. "Ben bir Onur'a bakayım..."

Mert endişeli bir şekilde "Canım, istersen ben de geleyim." deyince başımı iki yana salladım. "Gerek yok, tek konuşsam daha iyi olacak."

Onur'un odasına girdiğimde çalışma masasında oturmuş ödevlerini yapıyordu. Ben gelince ilk başta kafasını kaldırıp baksa da hiçbir şey söylemeden önüne döndü tekrar.

Bu davranışı karşısında gözlerim dolsa da hızla toparlandım ve gülümsemeye çalıştım. "Onur,ne yapıyorsun anneciğim?"

Kafasını kaldırmadan soğuk bir sesle "Ders çalışıyorum." dedi.

Gülümseyerek "Meyve soyayım mı sana?" diye sorduğumda yine kafasını kaldırmadan "Gerek yok, ben soyarım." dedi.

Biraz bozulmuştum. Yine de takmayarak "O zaman bisküvi ile süt getireyim." dedim. "Ders çalışırken bir yandan da yersin."

Kafasını kaldırıp baktığında gözleri öfke doluydu."Yeter ya! Zaten şimdi bile sürekli Ege ile ilgileniyorsunuz!Hep sen büyüksün Onur, sen kardeşini idare et Onur! Şimdi iki kişiyle daha uğraşmak istemiyorum ben! Git odamdan!" diye bağırdı.

İşte bunu beklemiyordum.Donup kalmış bir şekilde ona bakıyordum. Sinirle tekrar bağırdı. "İki bebeğe hamile olunca duyma yetini mi kaybettin? Çık odamdan diyorum!" diye tekrar bağırdı.

Sinirlenmeye başlıyordum ama tuttum kendini. "Sakin ol Onur. Sana bir şey söylemiyor olmam söylememeye devam edeceğin anlamına gelmez." dedim.

Onur alaycı bir şekilde baktı "Çok güzel, şimdi de tehdit ha! Kardeşlerim doğunca da dövecek misin beni?" dediğinde öfkemin taşmaya başladığını hissediyordum. "Onur!Benimle düzgün konuşacaksın! Ben senin annenim!" dediğimde gözleri dolmuştu.

Fazla mı ileri gittim acaba diye düşünürken sakin bir şekilde "Sen benim annem değilsin." dedi. "Sen Ege'nin ve diğer iki çocuğunun annesisin. Beni oğlun gibi sevmiyorsun." dedi ve tekrar çalışma masasına oturdu.

Gözlerimden yaşlar süzülürken yavaşça odasından çıktım. Koridordan geçerken bayılacak gibiydim.

Ağlayarak odaya girdiğimde Mert hızla yanıma geldi. "Aşkım ne oldu?Bağırışma sesleri geldi." deyince bir elimle karnımı tutarak hıçkırıklarla ağlamaya başladım.

Mert endişeyle "Defne..." dediğinde elimi kaldırdım. "İ-İyiyim. Sinirlerim bozuldu biraz..." dedim.

Sonra Mert'e baktım. "Mert..." Mert hemen "Efendim aşkım?" dedi. "Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama..."

O sırada etrafıma baktım. "Abim gitti mi?" Mert sabırsızca "Evet, Sahra ile çocukları almaya gitti. Bana ne söyleyeceksin?" dedi.

Kendimi toparlayıp konuşmaya başladım. "Ben bebekleri aldırmak istiyorum..."

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin