Selaaammmm!!! Bol kaoslu bölümden sonra nasılsınız bakayım hjdhkdsfkhsadhl
Neyse, uzatmadan bölüme geçelim, yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın, hepinize keyifli okumalar...
Onur'dan...
Alparslan'ın gidişinden sonra başka bir seçeneğim olmadığını fark ederek tekrar içeri geçtim. Annemin gözleri dolmuştu, babam da bayağı endişeli görünse de belli etmemeye çalışıyordu.
Kendimi koltuğa bırakırken derin bir nefes verdim. Deli gibi korkuyordum. Kumsal çok narind,, ya bir şey olduysa? Nasıl koruyacaktı kendini? Ya da ona bir şey olduysa ben nasıl yaşayacaktım?
Düşüncelerim Asena'nın ayağa kalkmasıyla bölünmüştü. Kalkıp annemin yanına oturduğunda annem hafifçe kenara kaymıştı. Anlaşılan hala sinirliydi.
Asena konuşmaya başladığında ne kadar sinirli olsa da annem de onu dinlemeye başlamıştı. "Defne teyze, yapma böyle. Tamam, biliyorum, çok heveslendin ama ben zaten küçüklüğümden beri gelin olmam demiyor muydum? Evet, gizli yaptık belki ama bazıları yüzünden... Sözümüzde böyle bir olay olduysa düğünde ne olacaktı Defne teyze? Biz sözümüzde ayrılma eşiğine geldik, farkında mısın? Hem... Kumsal da Ayla gibi, onun düğününde giderirsin hevesini, olmaz mı? Hem gelinlik konusunda zevkleriniz de uyuyor. Biliyorum, şimdi sırası değil ama böyle davranma; ben üzülmeni istemiyorum. Defne teyze ben... Ben zaten annemi kaybettim, hem de altı kurşunla... Şimdi bana, bize -ne kadar büyük olsak da- annelik yapan birini de mi kaybedeyim?"
Annem bir şey demese de yumuşadığını görebiliyordum. Gözlerinden belliydi. Asena'nın da üzüldüğünü tahmin edebiliyordum. Güzelim benim...
Birden elimi tutunca dönüp ona baktım. Her ne kadar pek istemesem de kalkmamda ısrar edince kalkıp onu takip ettim.
Odama geldiğimizde ben yatağıma, o da yanıma oturmuştu. İçimi kemiren, kalbimin sıkışmasına sebep olan soruyu dile getirdim. "Ya ona bir şey olduysa Asena?"
Bir yandan da kendimi çok suçlu hissediyordum. Belki annem bizimle uğraşmasa Kumsal'ın yokluğunu fark edebilirdi. Ya da hiç çıkmasına izin vermezdi belki de. Kim bilir?
Asena hafifçe gülümseyerek elimi tuttu. "Onur, bir şey olmaz, inan bana. Olsa bile Kumsal güçlü bir kız sayılır, atlatır. Üzme kendini. Senin ne suçun var ki? Ama abim konumu atmaz, boşuna bekleme. Korkma, gerçekten bir şey olmayacak."
Ona döndüğümde yutkunmuştu. Gözlerim kızarmıştı muhtemelen. Birden boynuma sarıldığında bir an duraksamıştım. Sık sık sarılmazdı bana.
En sonunda ben de ellerimi beline dolamıştım. Tutamadığım bir yaş gözümden düşerken "Asena'm... Ya olursa?" diye mırıldandım. "Allah korusun, ya başına bir şey geldiyse? Hayati tehlikesi varsa ne yaparım ben? Asena'm, ben onu kaybedemem. Her şeyim o benim."
Telefonumdan bildirim sesi gelince hızla açıp baktım. Ama... Ama bu, hastane konumuydu. Korktuğum başıma mı gelmişti? Hayır, hayır, olamaz. "Asena... Hastane konumu bu. Sen yat uyu, ben gideyim."
Bir şey demesine fırsat vermeden hızla kalkıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde annem yanıma gelmişti. "Ne oldu? Bir haber var mı?"
Gözleri dolu bir şekilde sorduğunda "Hastanedelermiş." diye mırıldandım. "Gidiyorum şimdi." Annem eliyle ağzını kapatarak hıçkırırken babam da yanımıza gelmişti. Duymuştu o da. "Biz de gelelim oğlum." dediğinde başımla onayladım. Evde dursalardı annemin dakika başı arayacağını biliyordum. Hep birlikte arabaya bindiğimizde annem de Ege'ye haber veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuklarım
Fiction généraleDefne, çocuklarına aşık bir kadın. Şefkatli, merhametli... Oğulları Onur ve Ege için canını bile verir. Bu onun hikayesi...