42. Bölüm-Bir Metre Kuralı

88 7 58
                                    

Seelaaammmm!!!! Ben geldim yine. Bakın bu sefer arayı çok açmadım da lfhljfaljlhasf Multideki şarkıyı açmayı unutmuyorsunuz, keyifli okumalar...


Onur'dan...

Otururken yanımda duran Barış da son anonsları filan yapıyordu. "Sevgilimi özledim lan ben." Eliyle mikrofonu kapatırken öfkeyle "Mal, herkes duydu!" diye tısladı. Gerçekten de gülüşme sesleri geliyordu. 

Omuz silkerken "Ne yapayım? Özledim yani." dediğimde başını iki yana salladı. Son şeyleri de söyledikten sonra mikrofonu kapatmıştı. 

Telefonum çalınca çabucak açtım. "Anne çabuk söyle bak..." Annemin ağlamasını duyunca kaşlarım istemsizce çatılmıştı. "Neden ağlıyorsun? Birine bir şey mi oldu anne?" 

Annem ağlamaya devam ederken "Ege..." deyince korkuyla derin bir nefes aldım. "Ne oldu Ege'ye?"

"Hapiste. Ege birini öldürmüş Onur..." Bir an kalakaldığım sırada kan beynime sıçramıştı. Telefonumu direkt cebime atarken hızla ayağa kalkmıştım. "Onur nereye? Abi bir şey mi oldu?"

Yolcuların arasından geçerken şaşkın bakışlarını hissetsem de dönüp bakmamıştım. Ne bakıyorsunuz yani, ne?!  

Hızla ilerlerken uçaktan inip müdürün odasına nasıl çıktığımı dahi bilmiyordum. "Efendim benim çok önemli bir işim çıktı, kardeşim hapiste..." Sözümü bitirmeme izin vermeden "Git sen git." demişti hızla. O demese de gidecektim zaten, boşa vakit kaybı! 


Çabucak arabadan inerken öfkeliydim. Nasıl alırlardı benim kardeşimi? Ne hakla? 

İçeri daldığım gibi gördüğüm ilk polisin yakasına yapışmıştım. "Nerede lan benim kardeşim?!" Polis cevap vermezken daha da sinirlenerek "Nerede kardeşim?! Söyle!!" diye bağırdım.

Kolumda bir el hissederken göz ucuyla baktığımda Asena'ydı. "Onur senin ne işin var burada? Uçuşun yok muyd..." Sözünü keserken tüm öfkemle "Sikeyim uçuşu! Nasıl söylemezsiniz bana?!" dediğimde polis korkuyla "Bırak beni!" demişti. "Kim senin kardeşin?" 

Birkaç polis kolumdan tutup beni geri çekerken hepsinden kurtulmuştum. "Ege!! Nerede Ege?!" Koridordaki herkes bize bakarken bağırmaya devam etmiştim. "Görüştüreceksiniz beni kardeşimle! Nerede o?!" 

Bir polis sinirle "Bir katille görüştürelim? Öyle aklınıza estikçe gelip yanına giremezsiniz!" demişti. Ölmek mi istiyordu lan bu?! 

Sinirle yumruk attığımda polis yere düşerken "Canına mı susadın ulan sen?! Burayı başınıza yıkarım! Görüşeceğim kardeşimle!" diye bağırmıştım. 

Asena bileğimi tutarken bir elini de göğsüme koyduğunda sakinleşmemi istediğini anlamıştım. Sinirimi buradaki kişilerden çıkaramazdım. 

Derin bir nefes alırken birinin sesiyle herkes suspus olmuştu. "Ne oluyor burad... Onur? Oğlum ne oldu?" 

Sakinleşemezken "Oğuz abi görüştüreceksin beni Ege ile!" diye bağırdığımda şaşkınlıkla kalmıştı. "Ege ile mi? Ege burada mı?" 

Hemen ardından sinirle polislere dönerek "Bana niye haber vermediniz hiçbiriniz?!" diye bağırdı. Bir tanesi mahcup bir şekilde "Amirim daha yeni..." diyecekken sözünü kesip tekrar bağırmıştı. "Başlatma şimdi amirine! Yürü Onur!" 

İkimiz yürümeye başladığımızda "Ege niye burada?" diye sorunca omuz silktim. "Hiçbir fikrim yok. Benim de yeni haberim oldu zaten." 

Oğuz abi başını sallarken bir yerlerden geçerek nezarethaneye inmiştik. "Öğreniriz şimdi..."

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin