27. Bölüm-Psikolog

138 11 87
                                    

Sellammm!! Yeni bölüme hoş geldiniz.

Multide Kumsal ve benim severek dinlediğim bir şarkı var, bence siz de sevebilirsiniz. Direkt bölüme geçiyorum, iyi okumalar...

Ege'den...

Yavaş yavaş gözlerimi araladım. Kendimi bayağı halsiz hissediyordum. Bu da tedavinin yan etkilerinden biri olmalıydı.

Doğrulmaya çalışırken babam hızla gelip arkama bir yastık koymuştu. Acizliğimi hissedebiliyordum. Yatakta doğrulup oturamıyordum bile.

Bir anda aklıma gelen şeyle hafif bir korkuyla Ayla'ya dönüp "Güzelim?" dedim.

Biraz duraksadıktan sonra bir seferde "Saçlarım dökülmüş mü?" dediğimde Ayla bana hüzünle baktı.

Zorlandığı belli bir şekilde "Hayır, yani belli olmuyor Ege'm takma sen." deyince içimde bir şeylerin koptuğunu hissetmiştim.

Hızla elimi saçlarıma daldırıp özellikle yavaşça geri çıkardım. Çok dökülmesin istiyordum.

Bir an elime baktığımda başımın döndüğünü hissetmiştim. Elimin üstü tamamen saç olmuştu.

Normalde saçlarım kumral olduğu için özellikle gidip kestirmediğim sürece birkaç tel döküldüğünde hiç belli olmazdı. Şimdi ise tüm rengi belli bir halde elimde duruyorlardı.

Ağlamamak için defalarca yutkunmuştum ama tutamıyor gibiydim kendimi. Yatağımın kenarında bir ağırlık hissetmemle rüyadan uyanır gibi oraya döndüm. Ayla beni izliyordu.

"Ege'm, canım..." Ayla bana bakarken aklıma gelen şeyle tekrar elime baktım. Yoksa çok mu dökülmüştü? Kötü gözüküyordum da ondan dolayı mı bakıyordu bana?

Bir anda elimi tutup üstündeki saçları temizledi. Yüzümü tutup kendine çevirirken ağlamamak için dişlerimi sıkıyordum.

"Yapma böyle, üzme kendini. Ben seni hep seveceğim Ege'm... Hiç-hiçbir zaman azalmayacak sana olan sevgim... Sadece bir gün seni çok fazla sevemeyeceğim, o da ben öldüğüm zaman." deyince yutkunarak ona baktım. Ölmezdi ya, sonsuza kadar birlikte yaşayacaktık biz. Ölmezdi, değil mi?

O konuşmaya devam ederken tekrar dikkatimi toplayıp ona döndüm. "Onun dışında azalmayacak; hatta her gün artıyor ve artmaya da devam edecek. Senin saçların dökülse dahi... Ben seni hep seveceğim. Sevgilim, sakın, sakın üzme kendini daha fazla. Üzme ki iyileş birtanem. Senin için her şeyi yaparım ben, yemin ederim yaparım."

Ayla birden bana sarılınca gözümden bir damla yaş akmıştı. Hızla onu sildim. "Biliyorum."

Gülümsedikten sonra doktorun verdiği ilacı uzatmıştı bana. Keşke o yanımdayken içmeseydim ya.

İlacı içtikten sonra yüzümü buruşturmamaya gayret ederek Ayla'ya sarıldım. Onun desteği gerçekten çok ama çok iyi geliyordu. Tüm halsizliğime rağmen onun yanımda olduğunu bilmek iyi hissetmemi sağlıyordu.

Ayrıldığımızda elini yanağıma koyup şefkatle gülümsedi. "Hem... İstersen benim de saçlarım gidebilir."

Telaşla başımı salladım. "Hayır, senin kıvırcık saçların çok güzel; sakın kesme saçlarını."

Saçlarını öpüp kokusunu içime çekerken yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Odaya doktor girince ona dönmüştük.

"Ege bey, çocuğunuz var mı sizin?" Doktora cevap veremezken içimde tuhaf bir heyecan oluşmuştu. Hafifçe Ayla'ya dönüp ona baktım. Bizim çocuğumuz...

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin