10. Bölüm-Cenaze

1.1K 22 73
                                    

Herkese tekrardan selam!

Şaşırdınız değil mi, normalde bu kadar kısa aralıklarla bölüm atmazdım. Ama sizin için bu sefer kendimi biraz zorladım ve bu bölümü yazdım.

Umarım beğenirsiniz. Benim bayağı ağladığım bir bölüm oldu.

O zaman iyi okumalar...

17 Yıl Sonra...

"Anne, hadi hazırlan artık!"

Saçımı son bir kez düzeltip hızlıca salona geçtim. "Geldim geldim! Hadi gidelim."

Bugün Kumsal gelecekti.

Ah, size bahsetmeyi unuttum değil mi?

Bizimkiler büyüdü, Kumsal şu an 19 yaşında. Üniversiteye gidiyor.

Ege 26 yaşında, avukatlık yapıyor.

Hiçbirimiz ondan bunu beklemezdik, o haylaz çocuk derslerine bir asıldı, bir asıldı, bir daha da bırakmadı.

Onur ise 30 yaşında, pilotluk yapıyor.

Sürekli bir yerlere uçtuğu için benim yüreğim ağzımda. Kaç sene olmasına rağmen hala her binişinde ve inişinde ilk beni aramasını sıkı sıkı tembihliyorum.

Kumsal ise psikoloji okuyor şu anda.

"Hadi anne, gel bin arabaya."

Ben arkaya geçerken Ege ön koltuğa, Onur sürücü koltuğuna, Mert de benim yanıma oturdu.

"Görüyor musun, bizimkiler büyümüş de bizi havaalanına götürüyorlar. Hem de kız kardeşlerini karşılamaya!"

Mert gülerek bana sarıldı. "Büyüdüler hayatım, büyüdüler. Hem de kocaman oldular."

Havaalanına geldiğimizde hızla ilerledik. Ben buraları pek bilmiyordum ama Ege, özellikle de Onur belli ki avucunun içi gibi biliyordu.

Bizi bir sürü yerden geçirdikten sonra oturmamızı söyledi. Biz Mert'le birlikte otururken onlar da bir yere doğru gittiler.

"Ay Mert, uçağa bir şey filan olmuş olmasın. Ya düştüyse?"

Mert gülerek alnıma bir öpücük kondurdu. "Hayatım oğlumuz pilotluk yapıyor, sen hala korkuyorsun!"

Sıkıntıyla iç çektim. "Zaten beni asıl korkutan da o!"

Mert gülmeye başladı. "Hayatım sakin ol. Hepsi kocaman oldular, başlarının çaresine bakabilirler herhalde!"

Muzipçe sırıttım. "Alparslan da ne kadar özlemiştir şimdi Kumsal'ı."

Mert'in anında kaşları çatıldı. "Ne? Özlememiştir ya, özlediyse de göstereceğim ben ona zaten!"

İkimiz birlikte gülerken duyduğumuz sesle hızla kafamızı kaldırdık. "Anne! Baba!"

Kumsal elindeki valizleri abilerine vermiş bir şekilde bize doğru koşuyordu.

Biz de hızla koştuk ve ortada buluştuk. Ben Kumsal'a, Mert de bana sarılmıştı.

"Sizi çok özledim!"

Saçlarını öperken gözlerimden yaşlar süzülüyordu. "Ben daha çok özledim canım benim!"

O sırada Ege ve Onur da hızla gelip bize sarıldılar. "Bizsiz sarılma olur mu hiç?"

Bir süre sarıldıktan sonra telefonumun çalmasıyla durdum. "Bekleyin bakalım. Şu telefona bakayım bir."

Telefona baktığımda Alparslan'ın aradığını gördüm.

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin