49. Bölüm-Mayıs ve Miraç

119 5 64
                                    

Selaaammmmmm!!! Arayı fazla açmadan gelmek istedim hemen. Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın, keyifli okumalar...

Onur'dan...

Kumsal gittikten sonra odadan çıkmamıştım. Asena ile yüzleşmek istemiyordum. En azından şu an. Yüzleşecek gücüm var mıydı onu da bilmiyordum. Tüm bunlar kafamı karıştırıyordu. Asena'ya, bana olan sevgisine inanmak istesem de bir türlü içimde hiçbir şüphe kalmadan inanamıyordum. Daha doğrusu her seferinde inanmamı engelleyecek bir olay oluyordu. Mesela Alparslan ona sorduğunda neden istediğini söylememişti? Bunun gibi ufak tefek olaylar vardı. Lakin tüm bunların yanında sevdiğini gösterdiği zamanlar da çok fazlaydı. Kafamın karışmasının asıl nedeni de buydu aslında. 

Kapının çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılarak gel diye seslendim. Açılıp da içeri Asena girince içimi bir sıkıntı kaplamıştı. Gelip yanıma oturduğunda ikimiz de sessizdik. Ben konuşmak istemiyordum, o ise ne konuşacağını bilemiyor gibiydi. 

Tereddütlü bir şekilde uzanıp elimi tutarken hiçbir tepki vermemiştim. Neden mutlu olamıyorduk ki biz? Ne vardı normal insanlar gibi sakin sakin gidip evlensek? 

Daha fazla sessizliğe dayanamayarak "Asena..." diye mırıldandım. "Garip değil mi?" Garipti, çok garipti. Herkes gibi olamamamız çok garipti. Herhangi bir suçumuz olduğunu düşünmesem de tüm kötülükler bizi buluyordu sebepsizce. 

Keşke demekten kendimi alamıyordum. Keşke çok önceden Asena'ya açılsaydım, belki o zaman şu an çoktan evlenmiş olurduk. Keşke Ege hapse girmeseydi, o zaman çoktan evlenmiş olurduk. 

Elini sıkıca kavradığımda derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Onur, ben seninle konuşmak için gelmiştim aslında." Bir an duraksadıktan sonra hızla devam etti. "Sözümü kesme, başım çatlıyor zaten, gidip uyuyacağım birazdan. Sözümüzde olanlar ayrı bir tuhaf, senin davranışların ayrı bir tuhaf. Onur, biz Ege'nin hapis mevzusu olmasaydı neredeyse hemen nikah kıyıp evlenecektik, farkında mısın? Ben seni sevmesem böyle bir şeyi kabul eder miydim? Hiç mi tanımadın beni? Evlenme teklifinde bile ben ne kadar düşündüm biliyor musun? O gün konuştuklarımızı hatırlamıyor musun? Ben her şeyi kafamda tarttım o gün. Herkesin ne kadar kızacağını bile bile, kimseye haber vermeden evlenmeyi kabul ettim seninle. Üstelik daha evimiz bile yoktu, bunun yanında Defne teyzeler vardı, babam vardı ama sanki öylesi daha iyi diye düşündüm. Onur, ben sözümüzü hiç böyle hayal etmemiştim. Tamam, ben Ayla gibi her şeyi tatlı bir şekilde düşünmem ama yine de olmuşken güzel olacak diye düşünmüştüm. Ayrılacak kıvama geleceğimizi değil! Şimdi şu halimize bak: Sen ikilimdesin sanırım, benim sinirden başım ağrıyor, aynı zamanda da ayrılacağız diye korkuyorum. Ama Onur, eğer içinde en ufak bir şüphe bile varsa umurumda bile olmaz, bozarım sözü de nişanı da. Ne senin sevgin ne de benim sana olan sevgim umurumda olur. Güven en önemli şeylerden biri ve sen önümüze çıkan en ufak bir taşta böyle mi yapacaksın Onur Özkan? Sen bana güvenmiyorsun ki... Benim sevgimden emin bile değilsin ama eğer ikilemde değilsen de sadece şaşkınsan üç gün sonra olacak kınayı bozmam. Onur... Ben seninle Asena Korkmaz'ın asla yapmayacağı gibi yapıp konuşuyorsam bile sana değer veriyorum demektir. Benim kafamı attırma Onur! Bence sana seni sevdiğimi söylememe gerek bile yok, bu sözler yetmiştir." 

Elini çekip odadan çıkarken daha söylediklerinin şokunu atlatamadan annem ve babam içeri girmişti. Babam kapıyı arkasından kapatırken ciddi bir ifadeyle "Onur seni öldürürüm." dedi. "Sen hangi hadle benim kızımı üzüyorsun lan?" 

Şaşkın bir şekilde "Baba senin oğlun benim, bana destek olman gerekiyor." desem de sinek kovarcasına elini havada salladı. "Asena benim kızım, onu asla üzemezsin, o kadar! Seni öldürmüyorsam sonrasında Defne'nin de beni öldüreceğini bildiğim için yapmıyorum." 

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin