Selammm!!! Bu bölüm güzel olacak gibi hissediyorum, umarım öyle olur. Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın, onu dinleyerek okursanız daha güzel olur. Hepinize keyifli okumalar...
Ege'den...
Ersin'in peşinden ben de ayaklanıp kapıya gittim. Ayakkabılarını giyerken çapkın bir sırıtmayla "Yarın kaçta buluşalım aşkım?" deyince gözlerimi devirdim. "Senden hoşlanmıyorum. Bunu anla ve peşimi bırak artık."
Ersin gülerek "Beni sevdiğini biliyorum." dedi. "O kızı terk et artık ve benimle evlen."
Ona doğru eğilirken "Sus gerizekalı, sus!" dedim. "Biri duyacak şimdi, gidecek Ayla'ya kocan seni aldatıyor filan diyecek sonra. Yemin ediyorum Ayla elinde aleyhime bin tane delil bulup mahkemeye gelir beni içeri attırmak için."
Ersin kahkaha atarken "Tamam aşkım." dedi. "Sen içerideyken ilişkimizi sürdürmemiz zor olur. Sırf bu yüzden seni kurtaracağım."
Ben mırıldanarak küfrederken Ersin sırıttı. "Biliyorum Egeciğim, ben de sana aşığım."
Sözünü bitirir bitirmez arkasını dönüp koşarken yerdeki ayakkabılardan birini alıp arkasından fırlatsam da ona ulaşamadan yere düşmüştü.
Söylene söylene gidip ayakkabının tekini aldıktan sonra eve geri girdim. Manyaktı ya, vallahi manyaktı.
Mutfağa girdiğimde Ayla da sofrayı toplamayı yeni bitirmişti. Bana dönerken gülümseyerek parmak uçlarında hafifçe yükseldikten sonra kollarını boynuma dolayınca ben de ellerimi beline koydum.
Mahkemeye gelmemeyi kabul etmesi iyi olmuştu. Evde yine stres olacaktı ama orada olacağından daha az olacağını kendi de biliyordu. Zaten tek düşündüğüm Masal ve kendisiydi, yoksa gelmesine izin verirdim. Öte yandan ben de çok strese girmiştim. Ben olmazsam ne yaparlardı bilmiyordum.
Yanlış anlaşılma olmasın, Ayla çok güçlü birisiydi. Hem kendisine hem de Masal'a gayet iyi bakabileceğini dair şüphem yoktu, zaten çok iyi bir anne olacağına da emindim. Sadece ben de onun yanında olmak ve destek olmak istiyordum. Masal'ımı ilk doğduğunda görmek, kucağıma almak istiyordum. Bunları yapmak için de tabii ki yarınki mahkemeyi kazanmam gerekiyordu.
Ayla'nın bana güzel güzel baktığını fark edince kendimi tutamayarak dudaklarına doğru eğildiğimde kendini geri çekti. "Sevgilim, geç kalacağız. Sen bizim için kahvaltılıkları dolaba koyarken biz de giyilebiliriz bence. Olur mu?"
Gülümseyip hayal kırıklığıyla başımı salladığımda kıyamamış olacak ki dudağıma kısa bir öpücük kondurup mutfaktan çıkmıştı.
Kahvaltılıkları dolaba yerleştirirken gülümsememe engel olamıyordum. Çok tatlıydı ya. Hamile olunca daha da bir tatlı olmuştu. Kim bilir Masal'ım ne kadar tatlı olacaktı... Gerçekten, Ayla'mın tatlılığına bile dayanamazken Masal'a karşı nasıl dayanacağımla ilgili en ufak bir fikrim bile yoktu. Bir de pembelerin içinde tam prenses gibi olacaktı kesinlikle.
Kahvaltılıkları yerleştirmeyi bitirince odaya gittim. Ayla giyinmiş, makyaj yapmaya başlamıştı. Eflatun rengi, omuzlarını birazcık açık bırakan ve ayak bileklerine kadar uzanan, güzel bir elbise giymişti. Gerçi kendisi zaten çok güzel olduğu için ne giyse yakışıyordu.
Saçlarını açık bırakmasına ise çok sevinmiştim. Neden bilmiyorum ama saçlarına bayılıyordum. Özellikle açık bıraktığı zaman çok hoşuma gidiyordu.
O makyajını yaparken geç kalmamak için ben de hızlıca giyindim. Üstüme iki düğmesini açık bıraktığım bir gömlek ile klasik bir kot pantolon giymiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuklarım
Ficción GeneralDefne, çocuklarına aşık bir kadın. Şefkatli, merhametli... Oğulları Onur ve Ege için canını bile verir. Bu onun hikayesi...