Sabah yatakta gerinerek uyandım.
Bu artık bir düzen haline gelmişti.
Mert sabah erkenden kalkıp çocukları uyandırıyor, onları okul için hazırlayıp kahvaltılarını yaptırıyor, sonra da okula bırakıp işe gidiyordu.
Ben de artık hamileliğimin de iyice ilerlemesiyle gittikçe ağırlaşan uykumdan hiç uyanmayarak onlar gittikten çok sonra uyanıyordum.
Ayrıca sürekli evde olmama rağmen ev işlerini neredeyse hiç yapmadığım için çocuklara oldukça fazla vakit ayırabiliyordum. Bu da beni çok mutlu ediyordu.
Birlikte süt içerek çizgi film izliyor, okuldakilerin dedikodusunu yapıyorduk.
Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.
"Aşkım, günaydın!"
Gülümsedim.
Normalde de bana düşkün olan Mert artık neredeyse her saat başı arıyordu.
"Günaydın aşkım, napıyorsun?"
"İşlerle uğraşıyorum, sen ne yapıyorsun?"
"Ben yeni uyandım."dememle büyük bir kahkaha patlattı.
"Bebeğim, saat kaç biliyorsun değil mi?"
Uykumda iyice kabarmasıyla beni tam bir cadıya çeviren saçlarımı geriye attım.
"Biliyoruuum. Ne yapayım,oğlumla kızım beni sürekli yoruyorlar."
"Peki o zaman, ben seni tutmayayım da kahvaltı yap!"deyince gülerek telefonu kapattık.
Bugün çok enerjiktim, tabii bunda havanın çok güzel olmasının da etkisi olabilirdi.
Yataktan kalkıp altıma açık mavi renkte bir kot pantolon, üstüme de kırmızı bir kazak geçirip saçlarımı taradım ve yandan, basit bir örgü yaptım. Hafif bir makyajdan sonra çantamı alıp evden çıktım.
Mine Hanım yürüyüş yapmamı şiddetle önerdiği için her akşam ailecek yürüyüşe çıkıyorduk zaten, ama bugün hava çok güzel olduğu için dayanamamıştım.
Yavaş yavaş yürürken yanımdaki pastaneden gelen güzel kokularla kendimi orada buldum.
"Merhaba Ayşe teyze!"
Neşeyle şakıdığımda Ayşe teyze de gülerek karşılık verdi.
"Merhaba kızım, nasılsın?"
Tezgahtakilere göz gezdirerek dudaklarımı yaladım.
"İyiyim ve çok açım! O güzel simitlerinden var mı?"
Ayşe teyze kahkaha atarak sıcacık simitlerinden bir poşete koydu.
"Afiyet olsun güzel kızım. Dikkat et hem kuzularıma hem kendine."
Gülümseyerek karnımı okşadım ve poşeti aldım.
"Sağol Ayşe teyzem. Sen de dikkat et kendine."
Pastaneden çıkıp simidimi yiyerek eve doğru yürüdüm.
Eve geldiğimde simidim çoktan bitmişti. Poşetini çöpe atıp koltuğa uzandım ve televizyon izlemeye başladım.
Bir süre sonra telefonum çaldı. Mert olduğunu düşünerek elime aldığımda bir şok yaşadım.
Onur'un öğretmeni Elif hanım arıyordu!
Neler olduğunu düşünerek hızla açtım.
"Defne hanım merhaba, nasılsınız?"
"İyiyim Elif Hanım, siz nasılsınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuklarım
Fiction généraleDefne, çocuklarına aşık bir kadın. Şefkatli, merhametli... Oğulları Onur ve Ege için canını bile verir. Bu onun hikayesi...