25. Bölüm-Benden Asla Kurtulamayacaksın

144 12 70
                                    

Seeelaammmm!!! Valla dün iki tane bölüm atınca bugün atmasam mı dedim ama kıyamadım yine size. Hadi iyi okumalar.

NOT: Multide temsili olarak Ege ve Ayla var, bir de bol bol ağlamak için çok uygun bir şarkı.

Ege'den...

"Dur yenge, ayılıyor herhalde, ben kapatıyorum!"

Gözlerimi yavaşça araladığımda karşımda telefonla konuşan bir Ersin görmeyi beklemiyordum tabii ki.

Hızla doğruldum. "Ne oldu Ersin? Neredeyiz biz?"

Ersin beni geri yatırmaya çalışırken ofladı. "Abi bir sakin ol, hastanedeyiz. İyi misin sen?"

Başımı salladım. "Ben iyiyim de sen kiminle konuşuyordun?"

Elini ensesine attı mahcup bir şekilde. "Şey işte, sen bayılınca ben biraz telaş yaptım ya... O yüzden yengeyi aradım..."

Bir süre ona baktıktan sonra başımı ellerimin arasına aldım. "Ersin sen ne yaptın? Ne yaptın kardeşim? Yorgunluktan olmuştur o, ya da kahveden filandır, çıkıp gidecektim ben eve işte, ne diye herkesi telaşlandırıyorsun?"

Ersin omuz silkerek koltuğa oturdu. "Bir şey olmaz ya..."

Oflayarak geri yaslanırken ona ters bir bakış attım. "Telaşlanmıştır şimdi o bir de. Of Ersin, of!"

Ersin gülerek yerine otururken ona döndüm. "Dosyaları versene. Boş oturmayayım."

Ersin bana dehşet içinde baktı. "Yuh Ege! Yuh abi yani, ne dosyası? Daha yeni ayıldın, bir dur!"

Gözlerimi devirerek derin bir nefes aldım. "Tamam işte, yeterince vakit kaybettim zaten. Ver bana o dosyaları."

Biz tartışırken bir anda kapı açıldı ve içeri bir doktor girdi. "Ege bey, nasıl hissediyorsunuz kendinizi?"

Omuz silktim. "Normal. Artık çıkabilir miyim?"

Doktor bana hüzünlü bir bakış atarken kafam karışmıştı.

Birden kapı pat diye açıldı ve içeri panik dolu bir Ayla girdi. Doktor tuhaf tuhaf ona bakarken o hızla yanıma gelip bana sarılmıştı.

Ersin'e kınayarak bakarken o da gülüyordu. Pislik herif, nasıl telaşlandırmıştı sevgilimi!

Ayla bir anda benden ayrılıp doktora döndü. "Tuhaf tuhaf bakmayı kes! Neyi var söylesene!"

Onun cırlamasıyla herkes irkilirken ben de hayranlıkla karışık şaşkınlıkla onu izliyordum. İşte benim sevgilim be!

Doktor nihayet kendine gelince hafifçe öksürdü ve konuşmaya başladı. "Ege bey kahveyi çok fazla tüketmiş ve bu da tansiyonunu düşürmüş. Aynı zamanda yoğun stres ve sinir de tetiklemiş."

Gözlerimi devirerek kollarımı kavuşturdum. Bir an önce konuşmasını bitirseydi de gitseydik. Daha savunma hazırlayacaktım Ayla için.

"Ama Ege bey kansermiş."

Son söylediği şeyle bir an donakalırken tam o anda odanın kapısı açılmış ve annem, babam ve abim de girmişti.

Ne diyordu bu adam ya? Ne kanseri? Ben mi kanserdim?

Ayla gözleri dolu dolu bir şekilde bana bakarken yeni yeni idrak ediyordum.

Bir anda doktorun üzerine yürüdü. "Şaka, değil mi? Şaka de hadi, gülelim; bak hiç komik olmamasına rağmen güleceğim, söz! Hadi şaka de!"

ÇocuklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin