Sorgu (V bölüm)

1.9K 174 144
                                    


Neden yalan söyledin?

" Soruma cevap ver! " 

Prensin yüksek ses tonundan irkilerek bakışlarını aşağıya dikti Mi Kyong.
" Anlamadım efendim? "

" Neyi sorduğumu çok iyi biliyorsun. "

Sesin sertliği ve karşısındaki kişinin konumu yüzünden titrek çıkıyordu sesi.
" Hangi.. Konuda.. Efendim? " Yutkunmaya çalıştı.  " Neyi sorduğunuzu anlamıyorum gerçekten. "

Korkudan titremesi ve ellerini gerginlikle ovuşturması prensin dikkatinden kaçmamıştı.

" Kendini tekrar tekrar suya atıp boğmaya çalışma çabası neydi? "
"  İntihar ediy-" derken lafını kesti.
" İntihar etmek isteyen insan boğulunca sudan çıkmaz ve dahası defalarca aynı şeyi tekrarlamaz. "

Korkudan yaşlar süzülüyordu gözlerinden.

Prens ise ellerini arkasında kilitleyerek daha da yakınına geldi. Aynı yüzü gibi sert bir ifadeyle yeniden konuştu.
" Bana sorumu ikiletme! "
"  Efendim, ben orad-" derken yine lafını kesti.
" Yüzüme bak! "

Titreyen kafasını kaldırdığı zaman göz göze gelmeleriyle ağladığını fark etti prens.  " Yoksa casus musun? Oradan geçeceğimizi bilip dikkat çekmeye mi çalıştın saraya girebilmek için? "

" Yemin ederim casus falan değilim. "  Hayır anlamında kafa salladı yüzü buruşurken. " Ben vatanımı çok seviyorum. " Burnundan derin derin nefes alıp veriyordu.  " Ayrıca.." Duraksadı biraz,  " Ayrıca beni saraya getiren sizsiniz. Getirtmeye de bilirdiniz. "

" Neden öyle yapıyordun o zaman? " Gözlerini hiç ayırmıyordu gözlerinden.

" Benim.. Benimm, " Az düşündü. " Benim akıl sağlığım yerinde değil. Ruhsal sorunlarım var. "

Kısa sessizlik bürüdü ortamı.

" Deli olup bunu kabullenen insan ilk defa görüyorum. "

'' Allah'ım duruma bak, Suga beni sorguluyor. "

" Uyandığın vakitteki tepkin neydi? Bir isim diyerek yaptığın şey? "

Yeniden bakışlarını aşağıya dikti.

'' Ben şimdi buna sen aslında Suga'sın dersem inanmaz ki. ''

Mumların sonuncusunun da erimesiyle oda zifiri karanlıktı artık.

" Sizi tanıdığım birisine benzetmiştim prensim. O yüzden".
" Yine de sana güvenmiyorum".

İkisi de sessiz kaldılar bir süre.

Başka bir şey söylemeden prens kapıya doğru giderken korkusuna bir de karanlık korkusu eklendi.

" Efendim... " Sesi içine kaçmış gibiydi.

Prens seslenmesinin üzerine yüzünü dönmese de adımlarını durdurdu.

" ... Bana ne yapacaksınız? " Etrafına baktı yutkunarak. " Hem burası çok karanlık. Çok korkarım ben karanlıktan. "
" Düşmanlar tarafından gönderilmiş casus olabilirsin. O yüzden burada, sarayda kalacaksın. "

Prens odadan çıkar çıkmaz ardından gelerek kapıyı kilitledi titreyen elleriyle.
Yeniden köşeye geldiğinde yerde oturup dizlerini karnına çekti.

'' İnanamıyorum ya, hapis hayatı mı yaşayacağım burada? Saray odasında hapis hayatı. Zenginlik içinde yoksulluk dedikleri bu olsa gerek.''

Yine korku dolu gözleriyle taradı karanlık odayı. '' Çok karanlık. Fobim yüzünden ölüp kalacağım en sonunda buralarda. "  Dizlerini kucakladı sıkıca.

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin