Gönül Tahtımın Sahibi (XIV bölüm)

1.8K 200 227
                                    

Benim olmanı istiyorum.

Mi Kyong'un faltaşı gibi açılmış gözleriyle bakınca korktuğunu anlamıştı veliaht prens.

''Neden böyle korkarak bakıyorsun? " Dudaklarına kaydı gözleri. " Beni istemiyor musun yoksa? ''

" Efendim, ne konuştuğunuzun farkında değilsiniz. " Gözlerini kaçırıyordu. " Sarhoşsunuz. '' diye söylemesinin hemen ardına sesini yükseltti adam.
'' Benim aklım gayet başımda! Ne konuştuğumu iyi biliyorum! ''

Ayakta doğru düzgün duramadığını görünce yeniden kolundan tutmak için tereddüt içersinde kaldı.

''Lütfen efendim, yatağınıza yatmaya size yardım edeyim.''

Cümleyi duyunca ukala bir tarzda gülümseme yayıldı prensin simasına. Kafasını yakınlaştırıp, ''Sende yanıma yatarsan yatarım. " dedi en kısık ses tonuyla.

Boğazı düğümlenmişti sanki kızın. Neredeyse yutkunamıyordu bile. Israrcı bakışların da farkındaydı. Toplamaya çalıştı cesaretini.

'' Sizin burada böyle şeyler normâl olabilir ama benim geldiğim yerde bu hareketi nişanlı birisi yapmamalı. İhanet sayılır bu. "

Prens dudaklarını büzerek kaşlarını kaldırdı.
'' Her yerde prensler, krallar bir çok evlilik yapabilir. O zaman nereden geldin sen? Haaa? " dedi gülümseyerek. " Ay'dan mı? Seni sudan bulmuştum, yoksa karaya vurmuş bir deniz kızı mısın sen?".

Cevap veremedikçe alnından boncuk boncuk terler akıyordu.

Etrafında dönerek bir şeyler demesini beklemekteydi prens.

''Gördün mü, cevap veremiyorsun? ''

Yeniden tam karşısında durdu ve çenesinden kibarca tutarak yüzüne bakmasını sağladı.

Yüzünü tam gördüğünde bakışları gözlerine, dudaklarına, boynuna gidiyordu.
''Ben buldum seni, bu yüzden sen sadece benimsin. "

Bir şeyler söylemeye çalışsada karşısındakinin prens olması engelliyordu bunu ve dahası prens de anlıyordu durumu.

Buram buram alköl kokması da cesaretini kırıyordu bir yandan.

'' Söyle, korkma. İçinden geçenleri söyleyebilirsin bana. ''

Bunları duyunca derin nefes aldı.
''Beni siz bulmadınız, sadece saraya getiren sizsiniz. Geldiğim yeri söyleyemem. Sadece bunu söyleyebilirim: ben bu devre ait birisi değilim. Benim yaşadığım yerde kimse kimsenin malı değildir. "

Elini çenesinden çektikten sonra yeniden arkasında kilitledi. Başını sağa sola çevirerek düşüncelere daldı kısa bir süre.
''Ama şimdi burada yaşıyorsun. " Dudaklarını bastırdı bir birine düşünüyormuş gibi yaparken. " Ya ben senin malın olmak istiyorsam? Sen benim olduğum yere uygun değilsen, ben senin olduğun yere uygun olurum.''

''Siz nişanlıs-" derken sözünü yarıda kesti.
''Ahh! Yemişim nişanını düğününü! Ben o kızı sevmiyorum sevmiyorum sevmiyorum! " Sesini her kelimesinde yükseltiyordu. " Hiçbir zaman da sevmeyeceğim! Senden önce de böyledi, sen olmasan da böyle. "

" Bu konu beni ilgilendirmez efendim. " Elbisesini sıkıca sıkıyordu deminden beri.

" Tek sorun nişanlı olmam mı? Ben yakında bu nişanı atacağım, başından beri hiç olmamalıydı zaten. Veliaht prenslikten de vazgeçeceğim gerekirse."
" Benim açımdan değişen bir şey olmayacaktır. "

Yine aniden bağırarak konuşmaya devam etti.
'' Başka sorun ne peki? Ne?! Suga dediğin çocuk yüzünden mi? Ha? ''.

Bu tavırlarından iyice korkunca dolan gözleri akmaya başladı kızın ansızın.

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin