Dilek ( XXIV bölüm)

1.3K 162 223
                                    


Muayene sırası Mi Kyong'a gelmişti.

" Ben hekimin yanına gidiyorum. "
dese de duymamıştı ki Taehyung.

Nasıl odaklandıysa hekime.

Göz yaşlarını silerek ayağa kalktı ve başka hiçbir şey demeden gitti hekimin odasına.

Yanından ayrıldığını fark etmemişti bile.

Mi Kyong, üstünü çıkartarak sırtı dönük olacak şekilde oturdu hekimin önüne.

" Yaran normâlden daha çabuk iyileşiyor. " dedi doktor yaralarına göz gezdirirken.

Evet anlamında kafa salladı sadece.

" Yine merhemlere devam et."

Sonrasında üzerini giyinerek yüzünü döndü.

" Başka bir sıkıntın mı var? " diye sordu hekim yüzünün hâlini gördüğünde.

Kızın suratından üzgün olduğu öteden bile anlaşılırdı.

Bu soru dökülmesin diye ertelemeye çalıştığı göz yaşlarını akıttı.

Ağlamaya başladı hekimin karşısında.

" Psikolojim çok bozuk bu aralar. "
Burnunu çekti ağlamasını durdurarak.
" Acaba sizde aşk acısını unutturan veya hafifleten bir ilaç var mıdır, doktor bey?"

Hekimin de yüzü düştü hafiften.
Aşk acısına iyi gelen ilaç isteyen hastasına ne verebilirdi ki?

" Maalesef ona çare yok... Tıp hızla ilerliyor, kim bilir belki önünüzdeki zamanlarda onun da çaresi bulunur.

" Yok. " Hayır anlamında kafa salladı burnunu çekerek. " Keşke bulunsaydı lakin öyle bir ilaç yok. Emin olun yüz yıllar sonrası için bile öyle bir derman yok. "

" Ben sana otlardan hazırladığım karışımı vereyim." Ayağa kalkan hekim ezca dolabına doğru gitti. " Her gün demleyip içmeye çalış onları. En azından sakinleştirir seni. "


Wang Won'un gözleri hâlâ diğer hastalarla uğraşmakta olan hekimdeydi.

Bu yüzden köpeğin sepetten çıktığının farkına varmamıştı.

Köpek yanından uzaklaşarak oralarda az dolaştıktan sonra hekimin yanına geldi.

Aniden hekim, eteğinde durup bakmakta olan hayvanı görünce irkildi.

" Aayy, bu çirkin şey de nereden geldi buraya?!"

Hafif sesini yükseltmesi Wang Won'u kendisine getirdi.

Köpeği eteğinde görünce hemen ayağa kalkıp geldi yanlarına.

O'nun olduğunu anladı hekim.

" Beyefendi, rica etsem şunu dışarı atar mısınız? "

İğrenerek işaret edince, eğilip kucağına aldı köpeğini.

Hiçbir şey demeden okşamaya başladı başını.

" Neden ona çirkin dediniz ki? Bence çok tatlı."
" Neresi tatlı? Hayvanlardan hiç hazzetmem, ayrıca değişik tipi var bunun." Ağzını yaya yaya konuşuyordu.
" Kusura bakmayın. "  Yüzü düştü hafiften. " Sepetten çıkmış, fark etmemişim. "

Mi Kyong tam hekimin odasından çıktığı sırada gözleri Taehyung'u aradı ve O'nu kızla sohbet ederken buldu.

Elindeki köpeğe gitti bakışları.

" Dayanamayıp yanına gitti, üstüne bir de Yeontan'la tanıştırıyor. Ne güzel bir aile tablosu. "

Taehyung, hekimin yanından ayrılarak oturduğu yere geldi köpeğin kulaklarına doğru eğilip, tüylerini okşayarak.
" Sen çirkin değilsin, aniden seni görünce korkmuştur sadece" .

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin