Kıskançlık Krizleri (IX bölüm)

1.8K 182 135
                                    


Teşekkür ederim.. Suga?

Karşısındaki adamın veliaht prens olduğunu gördüğünde duraksamıştı.

Saniyelerdir birilerine yakın mesafeden bakıyorlardı ki Mi Kyong durumu fark edince gözlerini aşağı dikti hemen.

" Teşekkür ederim efendim. "
" Yine mi o isim? "

Henüz prensin kollarında olduğunu da fark ettiğindeyse kendini hızla geri itti.
" Özür dilerim prensim. "

Uzun bir sessizlik olmuştu.

Prens saklamaya çalıştı gözlerine bakıyordu kızın.

" İşine alışabildin mi? "
" Evet efendim. "

Israrla gözlerini kaçırdığını gördüğünde çenesinden tutarak başını kaldırıp yüzüne bakmasını sağladı adam.

" Mutlumusun peki? "
" Evet, sayenizde "
" Neden mutsuz gibi görünüyorsun o zaman? " Yüzündeki göz yaşlarının bıraktığı izlere bakıyordu. " Ağlamış gibisin. "
" İlginiz için teşekkür ederim. Size öyle gelmiştir. "

Veliaht prens pürdikkat bir şekilde yüzüne bakıyordu hâlâ.
Saçları yüzüne gelmişti rüzgar yüzünden. Yavaş hareketlerle tutamını kulağının arkasına geçirdi kızın.

Mi Kyong'un şaşkınlıktan büyüyen gözlerini görünceyse tebessüm oluştu çehresinde.

" Neden yemek zamanı biz odaya gelince panik şekilde odayı terk ediyorsun? " Elini saçından çekip arkasında birleştirdi
" Öyle gerekli çünkü. "
" Kim söyledi öyle gerektiğini? "

Endişeli şekilde yutkunmasından ve gerilmesinden aslında anlamıştı cevabı.
Bir şey diyemedi.

Oluşan sessizliği yine kendisi bozdu.

" Bu beni benzettiğin kişi.. Neyin oluyor? "
" Hiçbir şeyim, sadece uzaktan bir tanıdığım. "

Kaşlarını çattı aldığı cevap yüzünden.
" Uzaktan bir tanıdığın sandığın için mi O sanınca yüzümü okşadın? "
" O an. " Gözlerini kaçırdı, " O an aklım yerinde değildi, ne yaptığımı bilmiyordum. "
" Sadece o an için mi? Genel olarak akıl dengenin yerinde olmadığını söylemiştin oysaki. "

Başını yana yatırarak gözlerini dikti gözlerine.
"Yoksa hoşlandığın erkek mi?".

Oldukça gerilmişti Mi Kyong. Prensinn omuzunun üstünden arkadan oraya doğru gelmekte olan prensesi gördü aniden.

" Benlik bir işiniz yoksa gidebilir miyim?" Yapmacık gülümsemesi ile sordu soruyu.

Prens de aynı yöne baktığı yöne baktığında prensesin geldiğini gördü.

"Gidebilirsin. "

Cevabını duyar duymaz hemen saygı duruşu yaparak oradan ayrıldı kız.

'' Sümsük nefes aldırmıyor adamcağıza'' diyerek gölün başından ayrılarak mutfağa doğru yollandı. " Ne zaman Suga yanıma gelse sanırsın kokusunu alıyor".

Ki Seung, nişanlısının yanına geldiğinde sahte tebessümü ile bakıyordu.
" Prensim, ne yapıyorsun?"

" Sarayın işleriyle ilgileniyordum. " İmalı şekilde yüzünü çevirdi. " Başı boş bırakınca üstüne vazife olmayanlar üstüne vazife olmayan işlere karışıyormuş. " Kaşının teki kalkmıştı.

Yapmacık gülümsemesini daha da büyüttü prenses.
" Benden bir şikayet mi duydunuz? "
" Senden bir şey mi duymalıyım? Neden üstüne alındın? "
" Ortada yanlış anlaşılma olm-" derken lafı kesildi.
" Yanlış bir şey yapmazsan yanlış anlaşılma da olmaz. "

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin