Geç Kalmak (LXVIII bölüm)

654 60 336
                                    

Az üzgünüm. Ya da çoook üzgünüm bilmiyorum.
Eski bölümlerdeki yazım hatalarını düzenlediğimden satır arası yorumlar kayboluyor..
Genelde kalsa da satırlarda yok;(
Önceden kaybolmuyordu.

Ayrıca bu başvezir zımbırtısını hep Kai olarak hayal ediyorum nedense.

Dedim şimdi Kai olursa böyle yorumlar gelebilir;

Yazar, sen de bi

Mi Kyong bütün idolleri elden geçirdi

Bu yüzden yapmadım fakat böyle düşünmeyen olursa başveziri benim gibi Kai olarak düşünebilirsiniz.

Exo'daki Kai😍❤‍🔥

Tokyo'da harajuku ay pardon, haruku modasında gezmesinden iyidir.

İyi okumalar 💋

Evinin önünde oturmuş, bahçedeki oğluyla yanındaki küçük kızın konuşmasını dinlemekteydi Mi Kyong.

" Ben yavaş koşmuyorum, siz çok hızlısınız" dedi küçük kız.
" Yine de bizimle top oynamanı istemiyoruz" dedi Han Sung.
Küçük kız aniden sesli şekilde ağlamaya başlamıştı.
" Ama ben oynamak istiyorum" dedi yüzünü buruşturarak. " Haksızlık yapıyorsun bana Han Sung".
Gözlerini devirerek iç geçirdi Han Sung.
" Ağlama lütfen" dediğinde küçük kız yüzüne baktı kısa süreliğine ağlamasını durdurarak. " Çok çirkin oluyorsun ve ayrıca sümüyün gözüküyor bu zaman".
Kız, daha da yuksek sesle ağlamaya başlamıştı bu sefer.
Dudaklarını büzerek içli içli ağlıyordu.

O'nları izlerken gözleri dolmuştu Mi Kyong'un.

Konuşmaları istemsiz olarak geçmişi hatırlatıyordu.

" Oğlum, az gelir misin? "
Seslendikten sonra beraber eve geldiler.

Geldiklerinden bu yana dikkatle bakmaktaydı yüzüne oğlunun.

" Efendim prensesim? "
" Neden o kıza böyle yapıyorsun? "
" Ne yapıyorum? "
" Sümüklü diyorsun. "
" Ama öyle. "

" Babası kılıklı. " Dedi kendi duyacağı ses tonuyla. Ardına kafasını sallayarak elinden tutup yakınına getirdi. " Bak prensim, zamanında baban da bana böyle diyordu. "

Çocuk ağzını eğerek kinayeli mimik yaptı.
" Yani? Evlilik mi görüyorsun?".

" Bunu kastetmediğimi iyi biliyorsun. " Oflayarak derin bir iç geçirdi. " O, daha küçük, kalbini kırıyorsun. "

Düşüncelere dalmıştı çocuk.
" Ne yapmamı istiyorsun? "
Yanı başındaki sehpanın üzerinden mendili alarak uzattı oğluna.
" Al bunu, ver o kıza. "

" Tamam, " Mendili alarak kafa salladı. " Vereyim bari. "
" Sen bir kral adayısın. " Saçlarını okşuyordu oğlunun. " Halkın aklında böyle biri olarak mı kalmak istiyorsun? "

Dudaklarını bir birine bastırarak yine düşüncelere daldı çocuk.
" Affını dilersem anlar mı? "
" Anlar. Merhametin, sevginin, duygunun dili, ırkı, yaşı olmaz. "

Mendili alarak gülümsedi annesine.
" Haklısın prensesim. Bu sözünü ise unutmayacağım hiç" diyerek yanağına öpücük kondurdu. " Bence babam bilerek sana sümüklü diyordu. Sinirlendirmek için yani. Öfkelendiğin zaman yanakların kızarıyor, gözlerin büyüyor, bu zaman da çok tatlı gözüküyorsun".

Evet dercesine kafa salladı.
" Çok sonra itiraf etmişti bunu bana. O zamana kadarsa kalbim kırılıyordu".
" Ben de o küçük kızın bizimle oynamasını endişe ettiğim için istemiyorum. Büyüklere yetişemiyor, top zarar verir veya koşarken düşüp yaralanır diye korkuyorum".
" Bunu kendisine aynı bu şekilde söylersen daha iyi olmaz mı?".
" Söyleyeceğim ".

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin