Güzel Kadın (XXXV bölüm)

1.2K 126 123
                                    

Yine yürümekteydi ağır adımlarla Mi Kyong.

Ayaklarının nereden nereye götürdüğünü bile bilmeden.
Yüzünde hiçbir mimik olmadan, gözlerini bile kırpmadan.

Ağlaması hiç durmamıştı yol boyu. Ayaklarının rahatsız edici sürükleme sesini bile duymuyordu kulağı.

Bir müddet sonra kendine geldiğinde dere kenarındaydı.

Derenin en yakınına gelerek kıyıya oturdu. Sudaki yansımasına daldı gitti.

Gözleri yansımasında olsa da karşısında sürekli evde gördüğü manzara başa sarıp duruyordu.

Kulaklarında tekrar tekrar Taehyung'un sesi yankılandıkça sesli şekilde söylüyordu kendisi de defalarca.
" Ne olursa olsun güzelliğini saklayamıyor. "

Dudağının bir tarafı kıvrıldı kinayeyle.
" Güzelliğini saklayamıyor ha?
Bir kere olsun bana böyle güzel söz söylemedi be. Arkadaşı olarak bile bir kez olsun bana iltifat etmedi, hep çirkinliğimi gözüme soktu. Rüyamda bile bana sümüklü diyordu. "

Yanağındaki yaşı fark edince elini yüzüne götürdükten sonra parmak ucundaki yaşa baktı.
" Neden ağlıyorsun Mi Kyong, bilmiyor muydun sanki? Biliyordun O kızı sevdiğini. Kendin dedin ya O'na, kıza hislerini itiraf et diye. Şimdi bu saçma göz yaşı da ne oluyor? Neden benden izin almadan akıyorsunuz siz? "

Yaşları silip yeniden odaklandı yansımasına. Bomboş bir ifade vardı yüzünde.
" Bir beklentim yok, bir mucize beklemiyorum demiştim. Demek insan ne kadar umutsuz da olsa illa bir mucize bekliyormuş kalbinin en derinliklerinde. O'nları yan yana öyle görmek içimi o kadar acıttı ki, çatlamış kalbimi paramparça etti. Belliydi zaten kızın O'na hayır demeyeceği. Taehyung iyi huylu birisi, işi gücü yerinde. Yakışıklılığı konusuna hiç girmeyeceğim, gerek yok."

Kare gülüşü geldi gözünün önüne. Zaafı olduğu mimikleri, davranışları, konuşması, kalbinin güzelliği, kopkoyu kahve gözleri, yüzündeki benleri, kalın sesi, siyah saçları, büyük elleri geldi gözünün önüne. "O kızın yerinde olmak için her şeyimi verirdim. "

Aklından hiç çıkmayan o görüntü sesli şekilde hıçkırarak ağlamasına sebep oldu çok geçmeden.
" Ben O'nun için ağlarken O.. O başkalarına gülümsüyor kutu gülüşüyle. "

Elini göğsünde yumruk tuturarak hafiften yumruklamaya başladı.
" Nefesim kesiliyor, kalbim öyle hızlı çarpıyor. Var gücümle bağırmak istiyorum. Beş dakika yüzünü göreyim dedim, gördüğüm şeye bak. Ne kadar acı bir duyguymuş sevdiğini başkasıyla kendi gözlerine görmek. Nasıl unutacağım ben seni? Nasıl çıkaracağım aklımdan seni? "

Göz yaşlarını silerek kendini toparlamaya çalıştı.
" Kendime söz veriyorum; O'nu unutmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Seni kalbime gömüyorum ismini bile bilmediğim adam. Artık o gözle baktığım insan olmayacaksın benim için. " Titriyordu sesi. " Olamazsın."

Gözleri etrafına takıldığında dereye çamaşır yıkamaya gelen insanların ona nasıl baktığını fark etti.
" Ne bakıyor sunuz, hiç mi canı yandığı için ağlayan insan görmediniz?" Umursamaz tavırla kalktı ayağa.
İnsanları aldırmadan derin nefes alarak oradan uzaklaştı.

Bir yerlere gitmekteydi kendi kendine kısık sesle konuşarak.

Göz yaşlarını tutmaya çalışıp kendi kendine verdiği sözü tekrarlıyordu defalarca.

Başını kaldırıp geldiği yere baktığında ayaklarının O'nu ailesinin evine getirdiğini gördü. Yüzündeki üzüntüyü saklamaya çalışarak sahte mimikleriyle gelip kapıyı çaldığında kardeşi açmıştı kapıyı.

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin