Kasvet (L bölüm)

907 104 125
                                    

Sonda dertleşeceğim sizinle🥺

Gözlerini kısarak karanlıktaki yüzü görmeye çalışıyordu Ki Seung.

Yavaş adımlara yakınına geldi Wang Wook.

Prenses korkarak kendini geri itmeye çalıştı yatakta fakat ayağının vermiş olduğu ağrı yüzünden yerinden kımıldayamıyordu.
" Yılan soktu bana. " dedi nefes nefese kalırken.

Prens ise yatağına oturarak ayağından tutup kendine çekti.

" Duymuyor musun beni? " diyerek sesini yükseltmesine rağmen hiçbir tepki vermeden ayağından tutarak ışığa denk gelecek yere çekip soğukkanlılıkla elindeki macunu gösterdi.
" İlacın burda, merak etme. "

" Delirdin mi sen?! " Bağırmaya devam etmişti. " Hemen hekim çağır! "
" Yılan zehirsizdi. " Fedi elindeki bezle ısırık yerini silerken. " Önceden zehri akıtıldı. Senin getirttiğin yılan gibi zararlı, zehirli değil bu. "

" Ben yılanlardan çok korkarım. " Yüzü ekşimişti bir anda. " Neden? Neden yaptın bunu? "
" Yılanlardan herkes korkar. Mi Kyong'a bunu yaparak O'nun neler yaşayacağını anlamanı istedim. Ayrıca, bu soruyu soracak yüzün var mı? Asıl sen, sen neden yaptın bunu? "

" Ne yapmışım ben? " Nefesini dizginlemeye çalıştı kendine gelerek. " Anlamıyorum. "
" Ne yaptığını iyi biliyorsun. " Diye cevapladı elindeki macunu yaraya sürerken. " Odasına zehirli yılanı sen koydurdun. "

" Ben yaptırmadım, yanlış bili-" derken lafını kesti.
" Her şeyi biliyorum. " Soğuk ve sert çıkmıştı sesi. " Kyong'la sakın uğraşma! " Temiz bezi merhemin üzerine sürmenin ardına bezi daha da sert sıktı gözlerine bakarken. " Sakın! "

" Bana acımıyorsun, " Gözleri dolmaya başlamıştı acıdan ötürü.  " Merhametsizsin. "
" Merhamet? Bunu korumasız, masum canı almaya çalışan sen mi söylüyor? "

Göz yaşları yanaklarına süzüldü prensesin.

Bir müddet sessiz kaldı ikisi de.

" Ya O'nun benden aldıkları? Ha? " Dedi ağlayarak. " O, benden her şeyi aldı. Hayallerimi, düşlerimi aldı, geleceğimi aldı, yuvamı aldı. Bu hayatta en çok sevdiğim kişiyi, yani seni benden aldı. Beni aldı benden. "

Prens hiç bir tepki vermeden dinliyordu sadece.

" Yıllardır senin hayalinle yanıp tutuşuyorum ben. Çocuk yaşta görmeme rağmen aşık oldum sana. Tüm hayallerimi seninle kurdum, seninle kavuşacağım günü bekledim. İçimdeki umudu aldı o kız benden. Günlerce yüzüme bakmıyorsun, sormuyorsun beni. Ölüp gitsem haberin bile olmayacak. Senin için buradayım ben aylardır. Saltanatımı, devletimi bırakıp senin için geldim buraya. "

Derin bir nefes çekti içine prens.
" Seni sevmediğimi, sevmeyeceğimi söyledim ben hep. Sen anlamak istemiyorsun. "
" O da seni sevmiyor. " Daha da buruştu yüzü. " O zaman neden sen de hâlâ mücadele ediyorsun? "
" Ben böyle oyunlar yapmıyorum. Dediğin gibi sevgim için mücadele ediyorum. Yetiştirilme tarzını, teammülleri, her şeyi silip atıyorum O'nun için. "
" Mesele de bu zaten, tüm bunlara rağmen seni sevmiyor. O, seni hak etmiyor. Ben hak ediyorum seni, ben. Neden beni sevmiyorsun? "

Son cümlesiyle içli içli ağlarken prens bıkkın bir nefes alıp verdi.
" Benim için, aşkın için gerçekten mücadele etseydin işler böyle olmazdı. Yaptığın şey mücadele değil, alçakca bir oyun. Kyong'a onca şey yaptın. Buna ses çıkarmıyorsa senden korktuğu için değil, bana ve kendisine olan saygısından. Beni üzmemek için senin yaptıklarını umursamazlıktan geliyor. "

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin