Başka Birisi (XXXVII bölüm)

1.2K 139 157
                                    

" Yalan söylüyorsun, değil mi? " diyerek kolundan tutmaya çalıştığında tutmaması için kendini geri itti Mi Kyong.
" Hayır, doğru. Ben seni sevmedim, hiçbir zaman da sevmeyeceğim" dedi tereddüt bile etmeden.

Veliaht prensin gözlerinden yaşlar süzülmeye başlayınca başını aşağıya dikti.
" Neden peki? Neden?!"

Sorusuna cevabı Mi Kyong'dan beklerken arkasından gelen birisinden duymuştu.

Ki Seung'a aitti bu ses.
" Çünkü O'nun kalbi hiçbir zaman sana ait olmadı." diyerek daha da yanına yakınlaşıyordu.

Wang Wook gözlerini inanmıyormuşcasına Mi Kyong'a diktiği anda oradan uzaklaşarak ileriye gitmeye başladı Mi Kyong.

Gittiği yere baktığındaysa orada bir erkek olduğunu gördü.

O'nu bekliyordu.

Arkasından ışık vurduğu için gözükmüyordu adamın yüzü.

Gözlerini kısarak kim olduğunu anlamaya çalışsa da bir türlü yüzünü doğru düzgün göremiyordu.

" Kyong, nereye? Kim bu adam?! " Sesi yükselirken Ki Seung küçümseyici bakışlarıyla bakıyordu O'na.
" Sevdiği adam O. Hâlâ anlamadın mı?"

" Kes sesini! " Öfkeli şekilde kısa süreliğine baktı nişanlısının yüzüne. " Yalan söyleme! "

Ki Seung'un alaycı kahkahası daha da sinir ediyordu adamı.

Mi Kyong'un ardından gelerek durdurmak istese de ayakları yere çivilenmiş gibiydi. Var gücüyle zorlamasına rağmen tek adım bile atamıyordu yerinden.

Mi Kyong adamın yanına geldiğinde uzattığı elinden tutarak arkasını dönüp beraber oradan uzaklaşırken prensin gözleri yerinden fırlayacak gibiydi.

" Kyong, gitme! Gidemezsin!" diye bağırmak istedi lakin sesi kısılmıştı sanki. " Dur! Dur dedim! "

Artık gözden kaybolduklarında Ki Seung'un kendinden emin şekilde yankılı sesi gezindi kulaklarında.
" O hiçbir zaman senin olmadı. Bir an olsun bile kalbi sana ait değildi. "

Bu rüyayla aniden gözlerini açtı Wang Wook neredeyse sabaha karşı. Alnından terler akıyordu, nefes alışı hızlanmıştı.

Mi Kyong'u yanında uyurken bulduğunda rahatlamışcasına derin bir nefes verdi. Kendini dizginlemeye çalışarak gözlerini dikti bir müddet.
Uyandığında sevdiğini yanında görmek rahatlamıştı O'nu.

Mi Kyong'sa düşünceler yüzünden daha yeni uyuyabilmişti.

Prens, başını kalbine denk gelecek şekilde göğsüne yasladıktan sonra kollarını da beline sarararak aralarındaki mesafeyi sıfıra indirdi.

Kulağını kalbine iyice bastırıp kalp atışlarını dinlerken çehresine gülümseme yayılıyordu.

Mi Kyong'un yarı uykulu şekilde gözleri açıldı kımıldamalardan dolayı.
" Efendim, iyi misiniz? Bir şey mi istiyorsunuz? " diye sordu uykulu tonda.

" İstemiyorum, zaten benim. Yalan söylüyor, bana ait. " Cümlesiyle cevap vererek tam kalbine denk gelecek şekilde derin bir öpücük kondurdu göğsüne. " Kyong, bana sarılsana. "

Dese de duymadığı için hafifçe kolunu ırgaladı seslenerek.

Yeniden gözlerini baygın tarzda açmaya çalıştı kısa süreliğine.
" Hmm? "

" Sen de bana sarılsana. "

Cevap vermeden kolunu prensin beline dolatıktan sonra yeniden ikisi de uyuyakaldı.

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin