Şüphe (XXXVIII bölüm)

1.1K 131 110
                                    

...

" Hatta daha kötüsü. " dedi Choi düşüncelere dalmadan hemen önce.
Aniden kulaklarında prensesin tehditleri çınladı ardına;
" Bir daha böyle şey olursa kendini kapının önünde bulursun! "

Gerçekleri söylediğinde Ki Seung'un rahat bırakmayacağını biliyordu fakat bildiği hâlde sakladığı da ortaya çıkarsa prensin öfkesinden kurtulamazdı.

" Size soruyorum. Hatta ne? " Sorusuyla kendine geldi aniden.

" Hatta Mi Kyong'u tehdit ediyor, efendim. Sürekli ağır hakaretlerde bulunuyor sizi O'na kıskandığı için. "

Söyleyememişti gerçeği.

Kaşları havalanmıştı prensin.
" Neden bana söylemediniz bunu o zaman? "
" Mi Kyong mâni oluyor çünkü. O'nun yüzünden aranızın bozulmasını istemiyormuş. "

" Ahhh! " Derin bir iç çekti. " Sizin gözünüz, kulağınız Kyong'da olsun, kendisinin bunu bilmesine gerek yok. "

Choi ise başını eğerek saygı duruşu yaptı.
" Emredersiniz efendim. "

Tam bu sırada kapıdaki muhafız içeri girerek prensesin gelmek için izin isteğini belirttiğinde prens, Choi'yi yolladı ve gelmesini söyleyerek masasına geçti.

Ki Seung odaya girdi, masanın en yakınına geldiğinde nişanlısının önüne dikildi.

İkisi de bir birinin yüzüne bakmaktaydı, bir birilerinin konuşmasını bekliyorlardı.

" Söyle hadi, seni dinliyorum."  Nihayet sessizlik yeminini Wang Wook bozdu." Ne için geldin? "

Dudak kenarları kıvrılmıştı prensesin. " Müstakbel eşimi görmek için illa bir sebep mi olması gerekiyor? "

Masanın etrafında dönerek yanına gelip aniden kucağına oturdu.

Prensin yüzünde kinayeli gülümseme vardı.
" Ne yaptığını sanıyorsun? "  Kucağında oturmasını işaret etti bakışlarıyla. " İzin aldın mı otururken? "

Kollarını boynuna dolayarak kendini iyice bastırıyordu adama. Gözlerini dikti gözlerine. " İzin almam mı gerekiyor? "

" Kalk hadi. " Bakışlarını çevirerek önündeki boşluğa baktı. " Hemen! "

Lafını hiç aldırmadan konuyu değiştirdi prenses.
" Çiftlikte ne kadar kalacaksın? "
" Daha belli değ- " demişti ki yeniden kesti lafını.
" Ben de gelmek istiyorum. "

Kaşlarını çatarak bakışlarını çevirdi.
" Bu bir iş, sadece gezi değil. "
Ki Seung'un da kaşları çatıldı aynı şekilde.
" Mi Kyong'u niye götürüyorsun o zaman? "
" Orada yapılacak işler Kyong'un fikri çünkü. Bizzat kendisinin görmesi lazım. "

Ki Seung öfkesini bastırarak derin nefes alıp yapmacık gülümsemesinin ardına elini nişanlısının ensesine götürdü, parmak uçlarını gezdirirken bakışlarını dudaklarına dikti.
" Ben seni özlerim ama. "

Yüzünü dudaklarına yakınlaştırdığında başını hemen yana çevirdi prens.
" Kalk üstümden dedim sa-" Cümleyi tamamlamadan kapıdaki askerin dışarıdan sesi duyuldu yeniden.

" Mi Kyong hanım gelmek için izin bekliyor. "

Wang Wook ağzını daha açamadan nişanlısı "Gelsin." diyerek komut vermişti.

Kucağından kaldırmak için kıpırdamasıyla boynunda olan kollarını yeniden sıkıca ensesine dolayarak hareket yapmasını kısıtladı.

Saniyeler içerisinde Mi Kyong odaya girmişti ki hafiften şaşırmıştı. Başını aşağı dikti hemen, " özür dilerim, yanlış zamanda geldim galiba" diyerek odadan çıkıyorken Ki Seung durdurdu sözüyle.
" Gel Mi Kyong, önemli değil".

Krallıktaki BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin