08: Geçmiş Kayalıkları / PART 1

2.2K 147 14
                                    

Linkin Park | Numb

Skillet | Rise

KIZIL ŞAFAK

8. BÖLÜM: "GEÇMİŞ KAYALIKLARI."

part 1

Bazı gerçekler dibe gömülmüştü ve bizim onları kazıyabilmemiz için tırnaklarımız bile yoktu. Çok eskiden inşa edilmeye başlanan ama yarım kalmış bir kuleyi devam ettirmeliydik ancak kule yıkılıyordu. Hayır, birisi o kuleyi yıkıyordu ve biz yeniden inşa etmeliydik. Gerçekler dibe çökmüş olabilirdi ama ulaşmak istediğimiz şey o kulenin zirvesinde bizi bekliyordu.

Ve o yıkık dökük yarım kulenin bir parçası yerinden kopmuş, aşağıda her şeyden habersiz bekleyen bizim üzerimize devrilmişti. Başlıyorduk. Kuleyi yıkacaktık, sonrasında yeniden taşları dizecektik, aynı bir yapboz gibi. Çıkan resim ise gerçekleri bize gösterecekti.

Sadece kaçmıştık. Evet, kuleden bir parça önümüze düşerken altında ezilmemiştik, kaçmıştık. Araba süratle ilerliyordu ama hareket ettiğimizi bile anlayamıyordum. Görüyordum ama kafam şu anda ne yaptığımıza basmıyordu.

"Abi," Dedi Yansı. Onu, Işık devam ettirdi. "O neydi?"

Dikiz aynasından, Atlas ile göz göze geldik. Tüm hücrelerimin uyuştuğunu hissettim. Varlığımı oluşturan bütün atomlar titredi ama iskeletim donmuş bir şekilde kaldı. Atlas'ın gözlerindeki canavarlar hala uykudaydı.

"Size gidelim," dedi Kumsal, Yansı'ya. Yansı onaylayarak kafasını salladığı an Atlas bir yola saptı.

Kucağında oturduğum Kumsal'ın kasıldığını hissettim. Arabanın zeminine çökerken, aslında yerde oturmak daha rahattı.

Kimse ses çıkarmıyordu. Sadece neler yaşandığını yedirmeye çalışıyorduk o kadar. Camları patlatmıştım. Ancak onlar hâlâ yanımdalardı.

Kafamı arkama yaslarken, bacaklarımı da uzatabildiğim kadar uzattım. Araba genişti, bunun için yere rahatlıkla sığıyordum. Beynimde alarmlar çalıyordu ancak tepki veremeyecek kadar halsizdim. Gözlerimi yumup kendimi sakinleştirmeye çalışırken, "Lan, Güneş nerede?" Dediğini duydum Doğu'nun. Aşağıda olduğumu söyleyecektim ama onunla dalga geçen Atlas, benim konuşmama fırsat vermedi.

"Bu sefer de ışınlandı anasını satayım. Nerede olabilir? Biraz düşünsene, zeminde oturuyor olabilir mi acaba? Hadi bir düşün." Tandık olan bu şey kaşlarımın çatılmasına sebep olduğunda, fark eden tek kişi ben miyim diye etrafıma bakındım ama diğerleri bembeyaz olmuş bir yüzle karşıya bakıyordu. Belki de farkına varamamışlardı.

Kolunun Doğu'nun omzuna uzandığını ve eliyle orayı sıktığını gördüm uzaktan. "Zorlanırsan söyle, bak sakın yorma kendini."

Doğu omzunu silkeleyip Atlas'ın elini oradan atarken, aslında Atlas'ın şu anda neler yaptığının farkında olmadığını biliyordum. Beyni karman çorman olmalıydı, saçmalıyordu ya da belki de beynini hemen toparlayabilmişti, gergin havayı dağıtmaya çalışıyordu. İkisi de Atlas'a göre değildi.

Kafamı kaldırdım ve "Buradayım," diye varlığımı belli ettim. Her şey bir yana, Doğu'nun, Atlas ile bir sorunu olduğunu biliyordum. Okuldan kaçtığımız günden beri sürekli Atlas ile uğraşmıştı ve arada bir aralarında geçen bakışma, hiç de sıcak değildi. Neden anlaşamadıklarını sorguladım kendimce ama bir sonuca ulaşamadım.

KIZIL ŞAFAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin