28: Kumdan Kalpler

1.2K 107 22
                                    

sevgiyle okuyun <3

Leprous - Below

Alexandra Savior - Audeline

Alexandra Savior - Audeline

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KIZIL ŞAFAK

28. Bölüm:
"Kumdan Kalpler."

Kumsal Bilgin, 2019

Sevmeyi çok iyi bilirdim ama sevilmek elimi uzatıp ona sarılsam bile hissedemeyeceğim bir şeydi.

Çünkü ben kimin sevgisine inansam aslında yüzüne maske kapatmış sahtelikler bana gülümser olmuştu. Sevgi denilen şey gerçek değildi, sevgi yoktu, her şey sahteydi. Bu hayat bana bunu öğretmişti.

Bazı şeyler acımasızca öğretilirdi bize. Benimki sevgi olmuştu, sevgi denilen şeyin ne kadar sahte olduğu.

İlk annemi sevmiştim. Hayat annemi benden almıştı.

Sonra babamı sevmiştim. Hayat babamı benden almıştı.

Sonra bir arkadaşımı sevmiştim. Hayat o arkadaşımı benden almıştı.

Kendileri gitmişlerdi, sahtelik bundandı. Giden tek şey sevgi değildi, güvenim de artık ince bir ipe tutunmuş sallanıyordu.

En son Atlas'a güvendim.

Ama sonra... Ona güvenmemi söylüyordu. Atlas koca bir maskenin arkasındaydı, orada ne yaptığını bilmeden nasıl güvenirdim?

Maskesi yavaş yavaş yıkılıyordu, maskesinden taşlar düşüyor ve zemini kırıyordu. İşin en kötü yanıysa, bunu gören tek kişi bendim. Maskenin ardına saklanan gerçek yüzü kendisini göstermeye başlamıştı. Aslında... Belki de bilerek yapıyordu, belki de bilerek onu görmemi istiyordu.

Belki de çift maske kullanıyordu.

Evimin kapısını açıp içeriye girdim ve seslendim; "Baba, ben geldim!"

Ses gelmedi.

Gelmeyeceğini bile bile bağırmıştım zaten. On beş yaşından beri bu eve her adım atışımda eğer yalnızsam içeriye doğru bağırıyordum. Her gün, istisnasız her gün yapıyordum bunu. Bir alışkanlıktı, bilerek bırakmadığım acı bir alışkanlıktı.

"Bugün neler olduğuna inanamayacaksın. Yemek hazırladın mı bu arada? Ah, hazırlamadın mı? Hep bana kilitliyorsun şu yemeği!"

Acınası bir durumun içinde boğuluyordum.

Çantamı bir kenara bıraktım, üzerimdeki ceketimi de çıkarıp portmantoya astım ve boynumu esnettim. Kahverengi düz saçlarımı açtım, tutamlarım omuzlarımdan aşağıya doğru sallanmaya başladı.

"Uf, bugün çok yorucuydu," diye mırıldandım ve sersem adımlarla salona gittim. Evim oldukça küçüktü, ayrıca eskiydi de. Bu evi kendime benzetiyordum, sanki bu evin ta kendisiydim.

KIZIL ŞAFAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin