12: Acının Odak Noktası

1.7K 134 29
                                    

Bring Me The Horizon | Sleepwalking

Thomas Bergersen & Merethe Soltvedt | Children of the Sun

Higeki no Heroine Syndrome | Silent Cry

Higeki no Heroine Syndrome | Silent Cry

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KIZIL ŞAFAK

12. BÖLÜM: "ACININ ODAK NOKTASI."

-

Hayatımızda bazı durumlar olurdu.

İleriyi görmek için, geçmişi görmemizi gerektiren durumlar.

Geçmişin bilinmezliği sırtımıza binerdi ve bizi bilmediğimiz yerlerde koştururdu. Zihnimize girer, bir daha çıkmaz ve gerçeği öğrenene kadar şeytanla anlaşma yapıp, kirli nefesini boynumuza üflerdi. Kollarımıza ip dolardı, hareket edemezdik ve kaskatı kesilirdik. Dudaklarımızı mühürlerlerdi, çığlık atamazdık.

O durumlardan bir tanesindeydik şimdi de.

Geçmişi bilmiyorduk. Bildiğimiz gerçeklerin üzerine doğrular yıkılıyordu ve biz, o enkazın altında eziliyorduk. Doğrular ağırdı. Yalanlar ağırdı. Gerçekler ağırdı. Biz ise, onları taşıyamayacak kadar güçsüzdük.

İkimiz de gerekli tepkiyi veremedik. İkimizin de ağzından tek kelime çıkamadı. Çıkamadı, çünkü yangın alarmının yüksek sesi boş okulun koridorlarında yankılanmış, kulaklarımızdan içeriye bir tehdit gibi girmiş ve okulun bahçesinde güvenlik görevlisi olan bu yerde bizi rehin almıştı.

Bizi, daha doğrusu beni kendime getiren şeydi, bu. Olduğum yerde sıçradım. Alarmın yüksek sesi, Kumsal'ın dudaklarının arasından kaçan bir yakarışı kapatamamıştı.

"Lanet olsun, şimdi ne yapacağız?"

Sesi boğuk çıksa da duyabilmiştim. Cebimdeki telefonum çalıyordu, bunu titreşimlerden anlamıştım. İsme bakmasam bile arayan kişinin Atlas olduğundan emindim.

Ne yapacağımı bilemedim, telefonumu bir saniye bile umursamazken hızlı ve mantıklı olmam gerektiğini çok iyi biliyordum.

"Kumsal!" Diye bağırdım o bana doğru koşarken. Elinden odanın anahtarını aldım.

Onu bir an önce göndermek ve bir bela varsa sadece kendi başıma almak vicdanımın düşüncesiydi. Alarm hiç susmayacak gibiydi. "Sen git!" Diye bağırdım sesimi duyması için. "Kapıyı kilitleyip geliyorum!"

İtiraz edecek gibi olduğunda elimle onu ittirdim "Kumsal git!"

Nefes nefese Kumsal'ı gönderdikten sonra kapıyı kendime çekip kapattım ve anahtarı titreyen ellerimle çıkardım.

KIZIL ŞAFAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin