Oy vermeyi unutmayın lütfen <3
Yedinci Ev | Anlat Ona
Living Theater, Erica Jennings | It's A Lovely Day
Written by Wolves | Elastic Heart (Rock Version)
KIZIL ŞAFAK
18. Bölüm: "İpin İki Ucuna Kördüğümler."
Tek günlük ömrü olan bir kelebek gibiydi şu sıralar karmaşalarım. Hiçbirini bir günden uzun süre düşünemiyordum. Bunun nedeni ertesi günde çok daha başka bir şeyin ortaya çıkması olabilirdi, ya da belki de beynim sağlıklı kalabilmem için benimle oynuyordu.
Düşünmekten çok korkuyordum.
Şimdiye kadar geçmiş ile ilgili bulduğumuz şeyleri düşünmeyi. Saklananları, ortaya çıkanları, çıkacak olanları, yaptığımız planları... Birisi bana bunları yapıyordu, arkasından iz sürebilmem içinse hiçbir işaret bırakmıyordu. Sahi, ben ne yapıyordum ki? Bütün planları arkadaşlarım oluşturmuyor muydu?
Ben sıfırdım, etkisiz elemandım, ama her şey benim etrafımda dönüyordu. Bu çıldıracakmışım gibi hissettiriyordu bana. Artık bir şeyler yapmalıydım, artık ayağa kalkmalı ve harekete geçmeliydim.
Bu okul benim şansım olmuştu ama beni korkutuyordu da. Bu nedensiz bir korkuydu, tamamen içgüdüydü. Ellerimi yasladığım lavabo tezgahının soğukluğu bile kalbime işliyordu, bu soğukluk korkunçtu.
Nabız Lisesinin kirli aynası yüzümü de kirli gösteriyordu, belki de bu ayna insanın içini gösteren bir aynaydı. Olamaz mıydı? Aynalar sadece bizim dış yüzeyimizi gösterirdi, asıl olay içimizde değil miydi? Gözlerimizi kapattığımızda karşımıza gelen karanlık, içimizin aynasıydı. Sadece gözlerinizi kapatmanız yetiyordu, içinizdeki kötülüğü de, iyiliği de, korkuyu da, hatta mutluluğu da o karanlığa bakarken görebiliyordunuz. Ne hissettiğimizi bilemediğimiz zamanlarda o karanlık aynaya bakmak yardımcı olurdu.
O karanlık ayna çok acımasızdı.
Daha fazla oyalanmadım, ya da belki de hastalıklı gibi hissettiğimden dolayı bir yerde tek başıma kalmaya daha fazla katlanamadım. Ellerimi acele içinde yıkamaya başladığımda, buz gibi su ellerimi yakıyordu. Bugün, uyandığımdan beri hava karanlıktı, basık bir hava veriyordu. Sınıfların ve koridorların ışıkları bile açıktı ama dışarda yağmur falan yoktu, hatta hava oldukça sakindi, sıcak bile sayılırdı.
Böyle havaları kendime benzetirdim. Karanlık ama sakin. En ufak bir esinti bile yok. Sessiz, basık, durgun. Bu ben değildim de kimdi? İçerde ışıkları açmak zorunda kalmıştık, bu okul bile şu anda bana benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ŞAFAK
FantasyAslında her zaman bir çemberin etrafında dönüp duruyorduk, hem de defalarca. Döngü. Döngü, döngü, döngü. Döngü. Beni siz yarattınız. Bunu siz yarattınız. Ve şimdi, Kendi yarattığınızdan korkuyorsunuz. - "Atlas Kumsalında, güneş ışı...