24: Düşüncelerin Çıkmaz Sokağı

1.8K 128 43
                                    

CLANN | I Hold You

Apocalyptica, Adam Gontier | I Don't Care

Aaron Zigman | Into The Forest - Score 🛐💖💜🦋

oy vermeyi unutmayın, isterseniz yorum da yapabilirsiniz <3

Asel Beyza'nın bölümünü nasıl buldunuz? Daha fazla onun ağzından bölüm gelmeli mi?

Asel Beyza'nın bölümünü nasıl buldunuz? Daha fazla onun ağzından bölüm gelmeli mi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KIZIL ŞAFAK

24. Bölüm:
"Düşüncelerin Çıkmaz Sokağı."

Ruhumu bedenimden sökmeye çalıştığımda küçüktüm.

Canımdan usandığımda, aldığım nefeslerden bıktığımda küçüktüm.

O zehirli ilaçlar boğazımdan birer birer indiğinde küçüktüm.

Babam ağlaya ağlaya beni hastaneye yetiştirdiğinde küçüktüm, ölemediğim için babam gibi ben de ağladığımda küçüktüm, hayattan nefret ettiğimde ve ölmeyi başaramadığımda, her seferinde nefret ederek alıp verdiğim nefesleri tuttuğumda küçüktüm. Kendimi öldürmek için çarem kalmadığı zaman nefesimi tutarak ölmeye çalışırken küçüktüm.

Büyüyememiştim.

Sorunlu bir çocuk olmuştum her zaman. Babamın başının belasıydım, okuldakiler böyle söylerlerdi. Kendime katlanabilmem bir mucizeydi, böyle söylerlerdi. Annem nasıl bir çocuk olacağımı hissedip benden hemen kurtulmak için doğumda ölmüştü, böyle söylerlerdi.

Arda da bunu söyleyen insanlar gibi bir kişiydi. Bilse, o da söylerdi.

Onun üzerime kurşundan farksız fırlatılan ve beni yaralayan diğer insanlardan tek farkı küçük olmasıydı. Benim gibi.

Ruhunu kafesten farksız bedenine sığdıramayacak kadar küçüktü hem de. Benim gibi.

Benim ruhum altı farklı bedene bürünmüştü, ben mutluydum. Ama Arda'nın ruhu, bedeniyle baş edememişti.

Yağan yağmur damlaları bir kılıç gibi arabanın camına çarparken zihnim o küçük kızın kara toprağı altına gömülmüştü. Hava kararmak üzereydi, önünden geçtiğimiz esnafların ışıkları camın buğusunda parlıyordu ve dışarıyı göremiyordum. Zihnimde bir çift göz haline gelmiştim, çıkamıyordum.

"Güneş." Birisi elimi tuttu. Aniden soğuyan havaya göre sımsıcak olan el o an parmaklarımı sardığında bir elektrik dalgası kolumdan başlayarak bütün bedenimi sardı ve her yerimin ısınmasına sadece tek bir elin beni sarması yetti.

"Çok düşünüyorsun, çok fazla kafana takıyorsun. Yapma böyle."

Atlas'ın ninniden daha yatıştırıcı olan sesi kulaklarımın içini doldurduğunda küçüktüm.

KIZIL ŞAFAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin