Aslında her zaman bir çemberin etrafında dönüp duruyorduk, hem de defalarca.
Döngü.
Döngü, döngü, döngü.
Döngü.
Beni siz yarattınız.
Bunu siz yarattınız.
Ve şimdi,
Kendi yarattığınızdan korkuyorsunuz.
-
"Atlas Kumsalında, güneş ışı...
başlamadan önce derin bir nefes alın ve kimseye nefret kusmadan her zaman söylediğim gibi SEVGİYLE okuyun 🥰🥰 sevgi önemli baya 🥰🥰
ayrıca bu bölüme özel anonim kimliğinizden sıyrılıp yorum yapabilir misiniz? bu bölüm benim için özel, lütfen <33
sevgiyle okuyun <3
EarlyRise | Narcissistic Cannibal
Puppet Master | Sweet Dreams
Redd | Sextronot
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KIZIL ŞAFAK
31. Bölüm: "Kadere Dokunan Dönüşler."
İçimizde yatan güç bir canavardı, onunla istediğimiz her şeyi yok edebilirdik.
Ben dünyayı yok etmek istedim.
İçimde yatan öyle bir güçtü ki daha da alevlenemez diye düşünüyordum, sadece bir gün içinde tüm dünyayı yakıp kavuracak kadar alev alacağımı nereden bilebilirdim?
Ellerimde kanlar vardı. Bu kan aklımdan her zaman canımın ta kendisi diye düşündüğüm kişilerden birisine aitti.
Bu kanlar, ateşimin harlanmasını sağlayan alkoldü. Kumsal'ın kanı. Kumsal'ın benim yüzümden akan kanı.
Yer titremeye devam ediyordu, dünyanın sonu tek bir çığlığımdaymış gibi hissediyordum. Şimşekler çakıyordu, hava kararmıştı ve öyle rüzgarlar esiyordu ki kafamdaki peruk başımdan düşmek üzereydi. Kumsal'ın yaralı bedeni.
Beynim alarma geçti, onun için ne yapabilirdim? Daha önce Arda'yı kurtarmıştım, Kumsal'ı da kurtarabilirdim. Eğer ölecek olsaydı bunu görürdüm, sorun yoktu, Kumsal iyileşebilirdi.
Yine de ne olursa olsun canı yanmıştı.
Ve ben onun tek bir can yanışına tüm dünyayı yakardım.
Elimle Kumsal'ın yarasını bulmaya çalıştım, durmadan kan süzülen yere parmaklarım değdiğinde gözlerimi yumdum. Çaresiz bir uğraştı bu, umuttu. Diğer elimle tuttuğum elinin buz gibi olduğunu hissedebiliyordum.
"Kızı durdurun!"
Neler olup bittiği hakkında hiçbir fikrim yoktu, tek odağım kollarımın arasında yatan bedendi. Arkamdan gelen dalga seslerini duyuyordum, deniz dalgalanıyor olmalıydı ve yerin sallanması hissedilmeyecek gibi değildi. Otelin tepesinden aşağıya düşen kaya parçaları her yere düştüğünde çakan şimşek seslerinin arasında yer ediniyordu.
