39: hikayem bitmedi

11.2K 1.4K 1.3K
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Keyifli okumalar!

Can Bonomo - Hikayem Bitmedi

Yağız'dan,

Burnuma dolan leş kokuyla birlikte gözlerimi araladım. Öyle bir kokuydu ki bu sanki biri pis çoraplarını ortalığa atmamıştı da benim ağzıma sokmuştu.

"Öğğ," dedim, yolculuğun en başındaki otobüs anımız aklıma geldiğinde. Adam utanmaz bir şekilde ayakkabılarını çıkarmıştı ve o iğrenç kokuyla yolculuk etmek zorunda kalmıştık. Eh, ben de durur muyum, sonunda dayanamadım ve yapıştırdım kusmuğu...

Anılardan uzaklaşmama neden olan şey, gördüklerim oldu.

Karşımda, göbeğini kaşıyarak yemek yiyen iki adam vardı. İkisi de karşılıklı oturmuş ve aralarındaki düşük boy plastik masanın üzerindeki yemekleri kemiriyorlardı. Bana neden yemek vermediklerini soracağım esnada bulunduğum mekanın kokusundan ziyade pisliğini de fark ederek kendime geldim.

"Pardon, bakar mısınız?" diye seslendim. Muhtemelen herhangi bir binanın bodrum katındaydık ya da terk edilmiş bir depoda da olabilirdik. En iyisi onları kızdırmamaktı.

"Oo," dedi daha iri olan, sakallı adam. "Uyandın mı?"

"Yok, hâlâ uyuyorum," demekten kendimi alıkoyamadım. Ama iyi ki de alıkoymamıştım çünkü zaten birileri tarafından alıkoyulmuş durumdaydım, üstüne bir de ben kendimi alıkoyarsam halim nece olurdu...

"Ne dedi bu şimdi?"

"Boş ver."

"Boş vermeyin n'olur az da olsa dolu olan iki kap yemek bana da verin," diye sızlandım. Fidyeciylerse fidyeciliklerini bilmelilerdi. İnsan insanı kaçırıyorsa bile aç bırakmamalıydı.

"Durumun farkında değilsin galiba."

Adamın algısında bir problem olduğunu anlayarak diğerine döndüm. "Bana da yemek verin. Midem sırtıma yapıştı. İnsaf be!"

"Sana dedim kafasına öyle sert vurma diye..."

İşte bu taşma noktasıydı. Başroller kaçırılmaya değer insanlardı ancak hiçbir figüran bir başrolün kafasına vurma cürretinde bulunamazdı. "İnşallah o yediğin köfte boğazında kalır da ölürsün!"

İkisi de içten bir şekilde ettiğim bedduama karşılık olarak güldüler. "Sen iyisi mi bizimle laf yarıştıracağına kendi haline yanmaya başla."

"Ne varmış halimde?" diye umursamaz görünmeye çalışaram sordum.

Kirli zeminle temas eden şey yanağım değildi sadece. Zeminde cenin pozisyonunu almış bir şekilde yatıyordum fakat kollarım arkamdaydı, ayak bileklerim ve el bileklerim tek bir düğümle birbirlerine bağlanmıştı. Doğrulmam ya da sırtüstü bir şekilde yatabilmem pek mümkün görünmüyordu. Bu beni daha da sinirlendirdi çünkü ben yalnızca sırtüstü yatmaktan keyif alırdım.

"N'olurdu ellerimi arkamda değil de önümde bağlasaydınız? Ben böyle nasıl uyuyacağım şimdi?"

Adamların ikisi de ağızlarındaki lokmayı çiğnerken birbirlerine baktılar, sonra sofra adabından yoksun olan ağzındakilerin dışarı fırlamasına izin vererek "Anlaşıldı, kafamızı sikecek bu bizim," dedi.

Ellerim çabuklukla hareket etmeye devam ederken "İplerden bir kurtulayım, o zaman görürsünüz siz nerenizi sikeceğimi," dedim. Ama fısıldayarak.

YAZ UYKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin