Mavi Gri - Ben Sende Yandım•
Arden'e yakalanmadan odalarımıza giriş yapabilseydik çok iyi olacaktı ancak adam işlemleri ağırdan alırken bize bir ismi çok görmeye de devam ediyordu.
"Merak ediyoruz," dedim en sonunda. "Bizi kimin kabul ettiğini söyleyemez misiniz?"
"Otelimizin genel müdürü," dedi adam.
"Vay canına," diye alay edercesine konuştu Yağız. "Bu bizim aklımıza nasıl gelmez?"
Ona katıldığımı belli ederek "Kabul eden kişinin yetkili biri olduğunu zaten anlamıştık," dedim.
"Ne mutlu size," dedi adam sinir bozucu gülümsemeyle.
"Sanırım sadece genel müdür olduğunu bilmemiz yeterli?" derken adamın aksi bir şey söylemesini umut ediyordu Esin ama adam onu onayladı.
Neydi şimdi bu, ismini vermek istemeyen izleyiciyi rol model alan ismini vermek istemeyen kahraman mı falan mı? Saçmalık! Hem de düpedüz kocaman bir saçmalık!
"Aman canım," dedi Mert. "Neyse ne. Önemli olan odalara alınacak olmamız değil mi?"
Aslında bir nevi haklıydı. Odalara geçebilecektik ama yine de kimin bunu neden yaptığını bilmeliydik. Arden'e karşı gelen kişi onun dostu olamayacağı için bizim de dostumuz olamazdı. Ve her kim Arden'in düşmanıysa onunla hep birlikte savaşmalıydık.
"Neden gözlerini kısıyorsun?" diye sorunca Demir, kendimi kaptırdığımı ve gerçek bir savaş alanında bizleri hayal ettiğimi fark ederek silkelendim.
Kaç gece kalacağımızdan emin olmadığımızı söyledik ve adam da bunu bilerek bize oda verdi, hepimiz formlarımızı doldurduktan sonra ise "Evet, odalar hazır!" diye duyurdu. Bize kartlarımızı uzattığı sırada ise ilk kez yaka kartındaki adına bakma gereği duydum. İsmi Ferdi'ydi.
"Teşekkürler Ferdi Bey," dedim kartı alırken.
"Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa ben hep buradayım. Ben olmasam bile diğer arkadaşlarım da size memnuniyetle yardım edeceklerdir. Eh, sonuçta emir büyük yerden..."
"Onu anladık anlamasına da işte keşke tam olarak nasıl bir yerden olduğunu da bilseydik," dedi Yağız.
"Öğreniriz yakında," dedi Ekin. "Belli ki söylemeyecek, daha fazla ısrarcı olmanın anlamı yok."
"Odalarınıza kadar eşlik edilmesini ister misiniz?" diye sordu adam, merakımızı ve sitemlerimizi tamamen yok sayıyordu.
"Gerek yok," dedi Demir, ardından bize döndü. "Eşyaları aldıktan sonra çıkalım odalara."
"Mantıklı."
"Biz üçümüz alıp gelelim, siz de o sırada lobide oturup bir şeyler için. Ne dersiniz?"
Mert'in teklifine yönelik olarak Esin çatık kaşlarıyla "Siz üçünüz derken?" diye sordu.
"Demir, Yağız ve ben."
Başını onaylayıcı bir biçimde sallayan Demir'in aksine, "Peki şey," dedi Yağız. "Bundan Yağız'ın haberi var mı?"
Demir gözlerini devirdikten sonra "Kendi valinizi kendin taşı en azından," dedi.
Resepsiyonist Ferdi Bey, büyük bir eğlencenin içindeymiş gibi bizi seyrederken, "Yağız kalsın, onun yerine ben gelirim," diye atladı Esin.
"Gerek yok, biz hallederiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAZ UYKUSU
Teen Fiction8 arkadaş, 5 şehir, aşk ve yalanlar. "bu bir yolculuk hikayesi ve her yeni şehir, kendimizi bulmamız için var." 06.06.2020